Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Mustafa Koca, Türkiye'nin en çarpıcı özelliğinin, insani ve fiziki kaynaklarını tüketmeden kat edebildiği yol olduğunu belirterek, "Bölgesel güç olarak Türkiye'nin konumu ya da ekonomik hedefleri düşünüldüğünde, zaman, büyük düşünme zamanıdır" dedi.
"ASKON 2014 Ekonomi Raporu" tanıtımı dolayısıyla düzenlenen panelde konuşan Koca, Türkiye'nin önemli handikaplarını aşmayı öğrendiğini belirterek, dünyada her piyasada kalite-fiyat ekseniyle kendine yer bulabilecek Türk mallarının Kuzey Amerika'daki alım gücü yüksek kitleye etkin bir şekilde ulaştırılmasının ihracat haritasını genişleteceğini söyledi.
Koca, büyüyen Türkiye ekonomisinin gelecekteki başarısının, enerji tabanını Rus doğalgazına bağımlılığın ötesinde çeşitlendirmesinden geçtiğini anlattı.
Türkiye ekonomisinin 90'lı yıllara göre çok daha dirençli ve dinamik olduğuna vurgu yapan Koca, 2008'de başlayan küresel kriz atmosferinde istihdamı artırabilen ve ihracat pazarlarını genişletebilen Türkiye'nin, gelecekte ciddi yatırımlar çeken bir ülke olma özelliğini devam ettireceğini dile getirdi.
Koca, Türkiye'nin temel niteliklerinin Avrupa'dan ve hatta ABD'den gelen yatırım için çekici olmaya devam edeceğini belirterek, "Türkiye'nin AB'ye ihtiyaç duyduğundan daha çok, AB'nin Türkiye'ye ihtiyaç duyduğu uzun süreden beri gündemdedir. Bu durum, gelecek yıllarda daha da açığa çıkacaktır" diye konuştu.
Türkiye'nin en çarpıcı özelliğinin insani ve fiziki kaynaklarını tüketmeden kat edebildiği yol olduğunu belirten Koca, "Bölgesel güç olarak Türkiye'nin konumu ya da ekonomik hedefleri düşünüldüğünde, zaman, büyük düşünme zamanıdır" ifadesini kullandı.
"Yıllardır bir faiz kıskacında boğulup gidiyoruz"
İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yusuf Tuna da 2008 krizinden sonra dünya ekonomisindeki gelişmelerin tam stabil hale gelmediğini, gelişmiş ülkelerin kamu borçlarının geleceklerini tehdit ettiğini ancak bunun görmezlikten gelindiğini söyledi. Tuna, dünya ekonomisine bakıldığında ihracatın yüzde 38'ini 5 ülkenin yaptığını ifade ederek, "Bazı ülkeler ihracat fazlası yapıyor. Almanya'nın ihracat fazlasıyla enflasyon ihraç ettiği tartışmalara da konu oluyor. İhracattaki bu dengesizlik gelecekte dünya ekonomisinde etkili faktörlerden biri olacaktır. Diğer önemli faktörde kamu açıklarıdır" diye konuştu.
Türkiye'nin en önemli unsurunun siyasi istikrar olduğuna dikkati çeken Tuna, sözlerini şöyle sürdürdü:
" Bu istikrar 2002'de yakalandı. Büyük bir kriz yaşanmasına rağmen pozitif bakiyeler veriyoruz. Siyasi istikrara dinamiklerimiz, üretkenliğimiz çok olumlu cevap veriyor. Onun için Türkiye'nin siyasi istikrarına yönelik yürütülen legal ve illegal çabalar bulunmaktadır. Sanayimizde ciddi bir sıkıntı var. En önemli sorun kapasite düşüklüğüdür. Bunun sebebi üretim maliyetlerinin fazla olmasıdır. Enerji bizim için çok önemli bir husus. İşletmelerimiz öz kaynaklarını bitirmiş durumdalar sürekli bir finansmana ihtiyaç var. Bu da ister istemez kapasite düşüklüğüne sebep oluyor."
Tuna, enflasyonun yüzde 4-5 bandında tutulmasının hedeflendiğini ancak bunun bir türlü olamadığını ve yüzde 7-8'lerde de kaldığını belirterek, gelişmekte olan ülkelerde enflasyonun çok da baskı altında tutmanın bir anlamı olmadığını söyledi.
Yapısal bir enflasyonun kalkınan bir ekonomide doğal olarak ortaya çıktığını dile getiren Tuna, şunları kaydetti:
"Yıllardır bir faiz kıskacında boğulup gidiyoruz. Merkez Bankası, faizleri dramatik bir şekilde yukarı çekti. Bu arada döviz durmaya başladı. Bunun teorik olarak doğru ama pratik olarak yanlış olduğunu düşünüyorum. Merkez Bankası'nı yönetenlerin bankacılık refleksleri ile hareket etmemeleri gerekir. Merkez Bankası'nın faizleri yarım puan değil de 2-3 puan aşağı düşürmesi gerekir. Bu dövizi tetiklemez, Türkiye'nin döviz sorunu yok. Yeter ki siyasi istikrar olsun. Merkez Bankası, bazı araçları kullanan bir organizasyondur. Ekonomi yönetiminde hükümete uymak ve bağlı olmak zorundadır. Risk almak zorundadır. Faizlerin çok yüksek olması yavaş yavaş inşaat sektöründe kendini olumsuz yönde göstermeye başladı"
Tuna, uluslararası not veren kuruluşlara değinerek, "İsimlerini zikretmek istemiyorum, görevlerini yapıyorlar. Bu notlara yatırımcılar, iş adamları olarak çok temkinli yaklaşmanızı tavsiye ediyorum" dedi.
"Faizlerin de zaman içerisinde düşeceğine inanıyorum"
Başbakanlık Yatırım Ajansı Başkan Yardımcısı Arda Ermut ise amaçlarının Türkiye'nin yatırım ortamını dünya yatırımcılarına tanıtmak olduğunu belirterek bürokratik süreçlerde yatırımcılara destek verdiklerini söyledi.
Yatırımcıya daha yakın olmak için ağırlıklı olarak İstanbul'da çalıştıklarını anlatan Ermut, uluslararası doğrudan yatırım son 11 yılda 140 milyar doların üzerine çıktığını söyledi.
Sanko Holding Onursal Başkanı Abdülkadir Konukoğlu da Türkiye'de tek sorunun faizlerin yüksekliği olduğunu ifade ederek, faizlerin zaman içerisinde düşeceğine inandığını kaydetti.
Konukoğlu, Türkiye'nin kendi başına hareket edebilme kabiliyeti olduğuna vurgu yaparak, "Sabit bir kur tutsaydık belki bu kadar rahat bir kalkınma olmazdı. Özellikle Yunanistan'ın halini görünce dolar ya da avroya bağlı olmadığımıza şükrettim. Türkiye'nin düşmanı çok biz yukarı çıkmaya çalışıyoruz onlar aşağı çekiyor" diye konuştu. - İstanbul
Son Dakika › Ekonomi › Askon 2014 Ekonomi Raporu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?