Finansal Hizmetlerde Türkiye-Birleşik Krallık İşbirliği Konferansı

Dünya Bankası Küresel İslami Finans Geliştirme Merkezi Başkanı Zamir Iqbal, katılım bankacılığının din tabanlı bir finansman alanı olmadığını belirterek, "Bizce yapılandırılmış finans türüdür. İster katılım ister İslami finans deyin" dedi.

Iqbal, Finansal Hizmetlerde Türkiye- Birleşik Krallık İşbirliği Konferansı'nın ikinci gününde gerçekleştirilen panelde yaptığı konuşmada, katılım bankacılığına talebin arttığını belirterek, katılım bankacılığının finansal sektörü nasıl etkilediğinin iyi anlaşılması gerektiğini kaydetti.

İslami finansmanın sektörde önemli rol oynayabileceğini fark ettiklerini ifade eden Iqbal, "Katılım bankacılığı din tabanlı bir finansman alanı değil, bizce yapılandırılmış finans türüdür. İster katılım ister İslami finans deyin" dedi. Iqbal, İslami bankalara eşit bir rekabet alanı açılması gerektiğini anlatarak, Türkiye'nin konvansiyonel ve İslami bankacılık anlamında her şeyi sıfırdan yapmasının gerekmediğini, Türkiye'nin İngiltere ile iş birliği yapmasının çok önemli olduğunu, İngiltere'deki gelişmiş sistem ile sinerji oluşturulabileceğini söyledi.

İslami finansın konvansiyonel sistemden finansal mühendislik anlamında bir şeyler öğrenebileceğine dikkati çeken Iqbal, Türkiye'nin Dünya Bankası ile de iş birliğinin bulunduğunu, tecrübelerinden faydalanabileceğini kaydetti.

Albaraka Türk Genel Müdür Yardımcısı Ayhan Keser ise katılım bankacılığında 30 yıllık tecrübelerinin bulunduğunu belirterek, "Biz başarılı olduğumuzu düşünüyoruz" dedi. Keser, hükümet desteğinin çok önemli olduğunu ve bu alanda destek gördüklerini ifade ederek, yeni bankaların kurulduğunu, Ziraat Katılım'ın çalışmalarına başladığını, gelecek hafta Vakıf Katılım'ın da hizmete gireceğini söyledi.

Türkiye'deki herkesin katılım bankacılığını bildiğinin söylenemeyeceğini aktaran Keser, "Türkiye'de katılım bankacığılının büyümesi için fırsatlar var, biz de her türlü iş birliğine açığız. Katılım bankaları olarak finansal sistemin ayrılmaz bir parçası olduğumuzu düşünüyoruz. Hep birlikte finansal sistemi destekliyoruz" şeklinde konuştu.

İstanbul'un finans merkezi olacağına inandıklarını vurgulayan Keser, katılım bankacığı için de önce bölgesel sonra küresel merkez olacağına inandıklarını dile getirdi.

Halk Bankası Finansal Kurumlar ve Yatırımcı İlişkileri Daire Başkanı Elvan Öztabak da katılım bankalarının ayrıntılarına bakıldığında ticari bankalara göre çok sınırlı olduklarını belirterek, "Şube ağına baktığımızda o da kısıtlı. Kısıtlı bir dağıtım ağınız olduğunda müşteriye ulaşamıyorsunuz, ona da ulaşamayınca destek hizmetlerini sağlayamıyorsunuz. Karmaşık yapı sermaye kısıtlarını da getiriyor. Ticari bankalara kıyasla ürün çeşitliliği, karlılık ve yatırım az" diye konuştu.

Sektörel anlamda gelecek dönemde çok şey yapılabileceğini ifade eden Öztabak, şunları dile getirdi:

"Şunu gördük, yetkili merciler katılım bankalarını desteklediler, bunu da istiyorlar ama anladığımız kadarıyla ticari bankalarla katılım bankaları arasına net bir çizgi çekildi. Ticari bankaların bu sisteme girmesini istemediler veya ticari bankaların İslami ürünleri kullanmasını istemediler. Kendi içlerinde gelişmesini istediler. Anladığım kadarıyla yetkili merci devlet bankalarının da katılım bankalarına katkıda bulunacağını ifade etti. Bunu 2 sene önce duyduk. Biz İslami bankacılığa ilgi göstermeye başladık. Bir başlangıç yapma noktasındayız. Halk Bankası olarak katılım bankacılığı noktasında neler yapılabileceği konusunda çalışma yaptık. Marka adımız da var ama şu anda geniş finansal ürünler sunuyoruz."

Bu arada, Finansal Hizmetlerde Türkiye-Birleşik Krallık İşbirliği Konferansı bugün sona erecek.