Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, dün Anayasa Mahkemesi'nin İlker Başbuğ hakkında verdiği kararın ardından bugün ''Kanun gereği bugün bazı tahliyeler yapılabilir'' dedi.
13. Ağır Ceza Mahkemesi 5 yıldır tutuklu bulunan sanıklara çağrı yaptı ve tahliye için dilekçe vermelerini istedi.
Bu açıklamanın ardından eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un avukatı, nöbetçi İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'ne "tahliye talepli" dilekçe sundu. Dilekçeyi 20. Ağır ceza mahkemesi değerlendirecek.
"BUGÜN BAZI TAHLİYELER YAPILABİLİR"
Tokat'ın Zile ilçesinde gelen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Anayasa Mahkemesi'nin İlker Başbuğ ile ilgili verdiği kararı yerinde gördüğünü söyleyerek, "Biz tutuklulukta biliyorsunuz üst sınır terörle mücadele kanununda yer alan suçlar bakımından 10 yıldı, şimdi onu 5 yıla çeken adımı attık. Dün Cumhurbaşkanımız yasayı onayladı, resmi gazetede de yayınlandı. Şu anda tutuklulukta azami süre 5 yılla sınırlanmış oldu. Bugün belki bu kanun gereği bazı tahliyeler de yapılabilir. Bizim elimizdeki rakamlar 150 civarındaki vatandaşımızın yararlanma ihtimali bulunduğu yöndedir" dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bazı incelemelerde bulunmak üzere karayolu ile Tokat'ın Zile ilçesinde geldi. İlçede ilk olarak adalet sarayını ziyaret eden Bakan Bozdağ, daha sonra kaymakamlık binasın geçti. Bozdağ'ı burada Vali Mustafa Taşkesen, AK Parti Tokat Milletvekilleri Zeyid Aslan, Dilek Yüksel, Zile Kaymakamı Nuri Özder, Belediye Başkanı Lütfi Vidinel ile protokol üyeleri karşıladı. Kaymakamlık önünde yöresel kıyafetler giyen kız çocuklar tarafından karşılanan Bozdağ, kendisine hediye edilen çiçek için çocuklara teşekkür etti, ardından kaymakamın odasına geçti.
"AYM'NİN BAŞBUĞLA İLGİLİ VERDİĞİ KARAR, ÖNEMLİ BİR KARAR"
Burada basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Bakan Bozdağ, Tokat'a gelmekten dolayı mutlu olduğunu söyledi. Ardından bir gazetecinin, Anayasa Mahkemesinin İlker Başbuğ ile ilgili verdiği kararı hatırlatması üzeren Bakan Bozdağ, şöyle konuştu: "Anayasa Mahkemesinin Sayın Başbuğ ile ilgili verdiği karar önemli bir karar olarak görüyorum ve yerinde bir karar olarak görüyorum. Önemli çünkü, insanların kişi olarak hürriyeti ve güvenliği, hukuku, onuru son derece önemli. Bunu korumak görevi de hepimize ait. Ama herkesten çok yargı görevi yapanların bu hususa riayet etmesi lazım. Kişi hürriyeti ve güvenliğini herkes koruyacak. Yargı görevi yapanlar herkesten daha fazla koruması lazım. Tutuklama kararı verirken veya başka bir koruma tedbirlerine başvururken mutlaka hukukun öngördüğü gerekçeler sıhhatli bir şekilde olmalı ve bunlar kararlar da detaylı bir şekilde yazılmalıdır. Biz de daha önce bu konuda yasal düzenlemeler yaptık. Bunlar somut gerekçeler olsun ve bunlar yasa da yazılsın, bu noktada önemli yasal düzenlemeler yaptık. Esasında hükümetlerimiz döneminde tutuklulukla ilgili katolok suçları getirerek, tutuklulukta süre sınırı getirerek tutuklamanın da istisnasının istisnası gerektiğine ilişkin yasalarla kararlı bir irade ortaya koyuldu. Ancak maalesef bazı davalar nedeniyle Türkiye'de tutukluluk sanki bir kural gibi serbest yargılama istisna gibi bir algı oluşmasına yol açtı"
"150 KİŞİ DIŞARI ÇIKABİLİR"
Konuşmasında, 'Biz bunu ortadan kaldırmak içinde biliyorsunuz adli kontrol konusunda yasal bir üst sınır vardı' diyen Bakan Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Şimdi tutuklamayı gerektiren hallerde dahi adli kontrole hükmederek serbest yargılama yapılabilmesinin de önünü açtık. Son derece önemli bir karar. Biz tutuklulukta biliyorsunuz üst sınır terörle mücadele kanununda yer alan suçlar bakımından 10 yıldır, şimdi onu 5 yıla çeken adımı attık.
Dün Cumhurbaşkanımız yasayı onayladı, resmi gazetede de yayınlandı. Dün itibari ile bu yasa da yürürlüğe girmiş durumda. Şu anda tutuklulukta azami süre 5 yılla sınırlanmış oldu. Bugün belki bu kanun gereği bazı tahliyeler de yapılabilir. Bizim elimizdeki rakamlar 150 civarındaki vatandaşımızın yararlanma ihtimali bulunduğu yöndedir. Tabi Sayın Başbuğ ile ilgili Anayasa mahkemesinin kararı da, ilk derece mahkemesinin de bugüne kadar gerekçeli kararı yazmamış olması önemli bir değerlendirmeye tabi tutuluyor. Bu kararın gerekçelerinin birisi de odur. Mahkemeler karar verirken gerekçesi hazır haldeyse asıl karar vermesi ve karar verdiği anda gerekçeyi de dosyaya koyması lazım. Eğer mahkeme karar verdiği anda gerekçeyi dosyaya koyamıyorsa kanun diyor ki, 15 gün içerisinde gerekçeyi dosyaya koyması lazım. İşte Sayın Başbuğ'nun da yargılandığı davada 7 ayı aştı hala mahkeme gerekçeli kararı yazıp dosyasına koymadı, koyamadı. Bu büyük bir yanlışlıktır. Yasanın öngördüğü kuralların ihlalidir. Çünkü yasa 15 gün süre veriyor.
15 GÜNLÜK SÜRE
Son TMK'ları kaldırıp, TMK ona göre görevli özel mahkemeleri kaldıran kanunda yeni bir 15 günlük süre verdi. Umarım ki bu süre içerisinde gerekçeli karar yazılır. Bunun önemi çok büyük. Çünkü temyiz hakkını kullanacak mahkum olan kişiler, bu hakkı kullanamıyor. Belki Yargıtay bozacak, bazıları tahliye olacak, belki olmayacak. Ama bireysel başvuruya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi diğer yargı yollarına müracaat etme hakkı var, imkanı var. Kararın direk yazılmamış olması hale dosyasına konmamış olması burada hüküm giyen vatandaşlarımızın yargıtayda ve diğer yargı yollarında hak aramasını da geciktirmektedir. Burada lehlerine çıkacak karar belki bazıların tahliyesini gerektirecektir, o tahliye edilecek kişiler mevcut yazılan karardan karar nedeniyle belki şu anda 7 aydır içeride haksız olarak yatıyor da olabilir. O yüzden kararın dosyaya yazılması doğru olandır. Bende adalet bakanı olarak bir mahkeme kararının gerekçesini 7 aydır yazılmamış olmasını anlamakta zorlanıyorum. Ben hukuksal bir gerekçe bulamıyorum"
ARINÇ: KARAR TAHLİYEYE YÖNELİK OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Anayasa Mahkemesi'nin eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ için verdiği kararı, çok doğru bulduğunu belirterek, "Ancak bunun diğer kararlarla tamamen örtüştüğünü söyleyemem. Bu da kişisel hakların ihlal edildiği noktasında bir karar. Bu karar belki doğrudan tahliyeyi öngörmüyor ama geniş itibariyle aldığınız zaman dolaylı hedeflediği bazı noktalar itibariyle belki tahliyenin de olabileceğini düşünebiliriz" dedi.
Arınç, diğer kararların doğrudan tahliyeye yönelik olduğuna vurgu yaparak, şöyle devam etti:
"Ama bu kararın, doğrudan tahliyeye yönelik olmadığını düşünüyorum. Çünkü kararın özetinde, karar verilmiş olmasına rağmen, aradan 6-7 ay geçmiş olmasına rağmen henüz o mahkemenin gerekçeli kararını yazmadığı noktasında. Gerçekten bu büyük bir eksiklik ve ayıptı ancak dün sayın Cumhurbaşkanımız, özel yetkili mahkemeleri kaldıran, tutukluluk sürelerini 5 yıla indiren ve bazı buna bağlı kanun değişikliklerini içeren kanun maddesini onayladı. Dün yürürlüğe giren bu karar gereğince de özel yetkili mahkemelerde verilen kararların gerekçesinin en geç 15 gün içerisinde yazılması lazım. Böylelikle Anayasa Mahkemesi'nin verdiği bireysel başvuru kararıyla, dün yürürlüğe giren kanun birbirini adeta tamamlıyor. Gerekçeli karardan sonra, Yargıtay süreci başlayacaktır, Yargıtay'ın incelemesinin sonucunda da verilecek kararları, hep birlikte göreceğiz ama ben Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuru üzerine verdiği kararı isabetli ve olumlu buluyorum."
Son Dakika › Güncel › Adalet Bakanı Bozdağ: Bugün Bazı Tahliyeler Yapılabilir - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Yorumlar (5)