BDP, bugün Gezi Parkı eylemleri çerçevesinde gösteri hakkını kullananlara tazyikli ve kimyasallı su sıkan devletin, Madımak Oteli'nde insanlar diri diri yanarken yangına "bir damla" su dökmediğini belirtti BDP, bugün Gezi Parkı eylemleri çerçevesinde gösteri hakkını kullananlara tazyikli ve kimyasallı su sıkan devletin, Madımak Oteli'nde insanlar diri diri yanarken yangına "bir damla" su dökmediğini belirtti. BDP, "Eğer Sivas katliamının üzerine gidilmiş, olay aydınlatılmış ve sorumlular tam olarak yargılanmış olsaydı, belki de Gazi katliamı, Roboski katliamı yaşanmayacaktı. Ancak öyle olmadı, üzeri örtülen her katliam sonraki katliamlara zemin hazırladı" açıklamasında bulundu.
BDP Genel Merkezi'nden yapılan açıklamada, Sivas Katliamı'nın 20. yıldönümünde katliamda yaşamını yitirenler saygı, sevgi ve özlemle anıldı.
Katliamın devletin Alevilere, farklı kimlik, kültür ve inançlara bakışının bir sonucu olduğu savunulan açıklamada, tarihin karanlık sayfalarından biri olan Sivas katliamının, aradan geçen zamana rağmen halen toplum vicdanında bir yara, bir sızı olarak kalmaya devam ettiği ifade edildi. Olayın hala bütün yönleriyle aydınlatılmadığının, tüm sorumluların yargı önüne çıkartılmadığının vurgulandığı açıklamada, "Henüz devletin bu katliamdaki sorumluluğu hukuki olarak tamamlanmamış, yıllardır sürüncemede bırakılan dava 19 yıl sonra zaman aşımına uğratılmış, failler kurtarılmıştır" denildi.
-"GEZİ'DE TAZYİKLİ SU SIKAN DEVLET, MADIMAK'TA BİR DAMLA SU DÖKMEDİ"-
Alevilerin Madımak Oteli'nin müze yapılması talebinin de gerçekleşmediğine dikkat çekilen açıklamada şunlar kaydedildi:
"Katliam sırasında; bugün Gezi Parkı eylemleri çerçevesinde gösteri hakkını kullananlara tazyikli ve kimyasallı su sıkan devlet, o gün insanlar diri diri yanarken yangına bir damla su dökmemiştir. Alevilerin yaraları maalesef iyileşememekte sürekli deşilmektedir. Bugünlerde Kürt sorununun barışçıl çözümü mücadelesi verilirken, Gezi Parkı protestoları yapılırken, toplumun egemenlere karşı itirazları yükselirken İstanbul'da yapılacak 3. köprüye Yavuz Sultan Selim adı verilmesi, yine Dersim'de Hızır'ın mekanı olan kutsal Gola Çetu'nun yıkılmak istenmesi Alevi toplumunu yaralamaktadır. Toplumsal muhalefetin önemli bir dinamiği olan Alevilerin, sonuçsuz çalıştaylardan sonra şimdi yeni bir açılım ile oyalanmaya artık tahammülü kalmamıştır. Gerçek bir Alevi açılımı, cemevlerinin ibadethane olarak tanınmasıyla anlamlı olur. Devlet, adaleti sağlama görevini yerine getirmediği için faili belli cinayetler faili meçhul kalmakta, katliamların sorumluları yargı karşısına çıkarılmamaktadır. Eğer Sivas katliamının üzerine gidilmiş, olay aydınlatılmış ve sorumlular tam olarak yargılanmış olsaydı, belki de Gazi katliamı, Roboski katliamı yaşanmayacaktı. Ancak öyle olmadı, üzeri örtülen her katliam sonraki katliamlara zemin hazırladı."
-"HÜKÜMET ALEVİLERDEN ÖZÜR DİLEMELİ"-
Sivas katliamının bir insanlık suçu olduğu belirtilen açıklamada, "Kendine insanım diyen, yaşam hakkını kutsal bir hak olarak gören herkes insanların diri diri yakılmasına karşı durmalıdır. Türkiye artık geçmişiyle hesaplaşmak zorundadır. Vicdanlar ancak böyle temizlenebilir, adalet ancak böyle yerini bulabilir, toplumsal barış ancak böyle kurulabilir. Benzer acıların bir daha yaşanmaması için devleti ve hükümeti geçmişle yüzleşmeye, adaleti sağlama sorumluluğu nedeniyle Alevi yurttaşlarımızdan özür dilemeye çağırıyoruz" denildi. - Ankara
Son Dakika › Güncel › Bdp: Sivas Katliamı Aydınlatılmış Olsaydı Belki de Roboski Yaşanmazdı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?