Birleşmiş Milletler (BM) Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi İcra Sekreteri Monique Barbut, "İklim değişikliğinin ortaya çıkardığı zorlukları da göz önünde bulundurularak kısa zaman içinde, çok kıt kaynaklarla uzun vadeli bir miras bırakmak gibi bir görevimiz var" dedi.
AA'nın Global İletişim ortağı olduğu "BM Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi 12. Taraflar Konferansı"nda çölleşmenin dengelenmesi konusundaki zorluklar hakkında bir konuşma yapan BM Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi İcra Sekreteri Monique Barbut çölleşme ile mücadele konusunda tarihi bir zaman diliminde geçildiğini belirtti.
Çölleşme ile mücadele edebilmek için verimli ekosistemler oluşturulması gerektiğini dile getiren Barbut, bunun için de eski çağlarda, modern makineler olmaksızın çöllerde piramit inşa ettiren ilham ve tutkunun bir benzerine ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Nüfus artışının çölleşmenin dengelenmesi konusundaki en büyük zorluklardan biri olduğunu kaydeden Barbut, "İklim değişikliğinin ortaya çıkardığı zorlukları da göz önünde bulundurularak kısa zaman içinde, çok kıt kaynaklarla uzun vadeli bir miras bırakmak gibi bir görevimiz var" diye konuştu.
Dünya nüfusu 11 milyar olacak
Dünya nüfusunun 2050'de 11 milyara çıkacağını aktaran Barbut, bu nüfusun yarısından fazlasının Afrika'da yaşayacağını, Nijerya'nın nüfusunun ABD'ninkini geçeceğini kaydetti. Artan nüfusun gıda ihtiyacını, dolayısıyla da toprağın verimliliğine olan gereksinimi artıracağına dikkat çeken Barbut, gelecek genç ve dinamik nüfusun, daha fazla gıda, enerji ve istihdama ihtiyaç duyacağını, bunun da dünyayı bekleyen en büyük güçlüklerden biri olduğunu söyledi.
2030'dan itibaren nüfus artışı nedeniyle gıdaya olan talep yüzde 35, suya olan talep yüzde 40 ve enerjiye olan talep yüzde 50'ye kadar yükseleceğini kaydeden Barbut, tüm bunların göz önünde bulundurulduğunda daha çok verimli araziye ihtiyaç duyulduğuna işaret etti.
Dünya genelinde yılda 12 milyon hektarın çölleştiğini kaydeden Barbut, küresel ısınmadaki artışın yenilenebilir enerji kaynaklarına duyulan ihtiyacı daha da artırdığına işaret etti.
Doğal kaynakların ve çevrenin korunması konusunda yaşanan sıkıntının gelecekte yaşam koşullarını daha da zorlaştıracağına değinen Barbut, bunun zorunlu göçleri artıracağını kaydetti. Yeryüzünde yaklaşık 35 milyon zorunlu göç mağduru olduğunu aktaran Barbut, bu insanların bir kısmının çölleşme nedeniyle yaşadıkları toprakları terk etmek zorunda kaldıklarına dikkati çekti.
Çölleşmenin yeni sorunları ve çatışmaları ortaya çıkaracağı değerlendirmesinde bulunan Barbut, gençlere daha sağlıklı bir gelecek sunulması zorunluluğunun altını çizdi. Çölleşmenin engellenmesi konusunda mali, teknik ve insan kaynaklarının seferber edilmesi gerektiğini vurgulayan Barbut, 2 milyar nüfusu etkileyecek arazilerin dengelenmesine ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi.
"Temiz toprağa erişimi artırmamız gerekiyor" diyen Barbut, özel sektörün de katılımıyla verimli araziler oluşturmaya ve çölleşmeyi engellemeye çalıştıklarını kaydetti. Barbut, iklim değişikliğinin önlenmesiyle ilgili çalışmaların önemine de değinen Barbut, geçen yüzyıldan bu yana dünyanın ortalama sıcaklığında yaşanan iki derece artışın büyük zararlar ortaya çıkardığını, geçimini topraktan temin eden nüfus gruplarının büyük zorluklar yaşadığını, bunların bir kısmının ise ölümle yüz yüze geldiğini ifade etti.
"Şiddetli kuraklıktan muzdarip insanlara eğilmemiz, dünyanın toprağı algılama şeklini değiştirmemiz gerektiğinin farkına varmalıyız" diyen Barbut, toprak, su ve biyolojik çeşitliliğin birbirinden ayrılmaz halkalar olduğunun tüm dünyaya anlatılması gerektiğini söyledi.
Son olarak çölleşmenin dengelenmesiyle ilgili hedeflerin 2030'a kadar gerçekleştirilmesinde BM Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi'nin önemli bir rol oynayacağını vurgulayan Barbut, "Finansman, bilgi ve kapasite inşası konusunda sizleri desteklemeye, ihtiyaçlar doğrultusunda sizlere yardıma hazırız" diye konuştu.
Son Dakika › Güncel › BM Çölleşmeyle Mücadele Konferansı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?