Diyarbakır'daki Patlama

Diyarbakır'ın Sur ilçesi Sarıkamış Mahallesi'nde PKK'lı teröristlerce patlayıcı yüklü kamyonun infilak ettirilmesi sonucu hasar gören evlerde temizlik ve tadilat çalışmaları başladı.

Sur ilçesi Sarıkamış Mahallesi'nde 12 Mayıs gecesi patlayıcı yüklü kamyonun infilak ettirilmesi sonucu 4 kişinin hayatını kaybettiği, 23 kişinin yaralandığı saldırının ardından jandarma ekiplerince olay yerinde başlatılan arama tarama çalışmaları sürdürülüyor.

Patlamada hayatını kaybedenlerin yakınları, Tanışık Mahallesi'ndeki taziye evine gelen çok sayıda vatandaşın başsağlığı dileklerini kabul ediyor.

Mahalle sakinleri yaşadıkları korkuyu üzerlerinden atmaya çalışırken, patlamanın şiddetiyle hasar gören evler vatandaşlar tarafından temizleniyor, oturulamaz durumdaki evler ise boşaltılıyor.

Patlamanın etkisiyle olay yerinde oluşan yaklaşık 20 metre genişliğinde, 4 metre derinliğindeki çukurun kısmen kapatıldığı görüldü.

"Kendimi çocuklarımın üzerine attım"

Patlamada yaralanan evli ve 2 çocuk babası Askeri Özçelik, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesindeki tedavisinin ardından taburcu edildi. Patlamada evi hasar gören Özçelik, hastaneden taburcu olduktan sonra geçici olarak eşi ve çocuklarıyla aynı mahallede yaşayan babasının evine yerleşti.

Saldırı anında yaşadıklarını AA muhabirine anlatan Özçelik, olay anında evde olduklarını, patlama sesini duyduğu anda çocuklarını kurtarmak istediğini söyledi.

"Patlama anında kendimi çocuklarımın üzerine attım. Onları dışarı çıkardım. Sonra baktım bacağımdan kan akıyor. Yaralı halimle, 'çocuklarımı kurtarayım bana ne olursa olsun' diye düşündüm" diyen Özçelik, saldırıda ayağından yaralandığını belirtti.

Özçelik, saldırıda hasar gören evinin onarımı için destek beklediğini aktardı.

"Feryatlar yükseliyordu"

Askeri Özçelik'in babası Haman Özçelik, Kürtçe yaptığı açıklamada, olay sırasında çocuklarıyla evde sohbet ettiklerini söyledi.

Patlamayla birlikte mahallede elektriklerin kesildiğini ifade eden Özçelik, o an büyük bir şok yaşadıklarını, deprem olduğunu düşündüklerini dile getirdi.

Özçelik, evden çıktığında mahalleyi duman kapladığını gördüğünü kaydederek, "Dumanı görünce 'Bu olay büyük. Allah'ım sen bizi koru' dedim. Köyün bütün evlerinden, 'yaralıyım', 'çocuklarım öldü' şeklinde feryatlar yükseliyordu. " şeklinde konuştu.

Elektrik kesintisi nedeniyle olay yerine giderken el feneri kullandıklarını belirten Özçelik, "Yaralıların yardımına yetişmeye çalıştık. Köydeki 7-8 araçtan sadece biri sağlam kalmıştı. Bazı yaralıları ambulans gelene kadar o araçla taşımayı düşündük. Patlamada benim evim de hasar gördü" ifadelerini kullandı.

Saldırıda yaralanan Fatma Özçelik'in hastanedeki tedavisi sürerken, yakınları ağır hasar gören evindeki sağlam kalan eşyalar çıkarıyor.

Abdurrahman Cantürk, dayısı Mürsel Özçelik'in İstanbul'a çalışmaya gittiğini, evde yengesi Fatma Özçelik'in 4 çocuğuyla kaldığını söyledi.

Yengesinin patlama öncesinde gelen silah seslerini merak ettiği için pencereden baktığını öğrendiklerini anlatan Cantürk, patlamanın ardından yengesinin çöken duvarın yıkıntıları arasında kaldığını anlattı.

Evin arka odasında bulunan çocukların yara almadan kurtulduğunu dile getiren Cantürk, "Yengemizin evini boşaltıp, sağlam kalan eşyaları çıkartıyoruz. Eşyaları diğer dayımın evine götüreceğiz." şeklinde konuştu.

"Biçerdöver olmasaydı ev tümden yıkılırdı"

Mürsel Özçelik'in ağabeyi Abdulbaki Özçelik de yengesi Fatma Özçelik'in yüzüne isabet eden cam parçaları nedeniyle ciddi şekilde yaralandığını, bu nedenle iki ameliyat daha geçireceğini belirtti.

"Hasar tespit incelemesi yapıldı. Allah'a şükür Vali ve Kaymakam gelip baktı. Biçerdöver adeta eve siper oldu. Biçerdöver olmasaydı ev tümden yıkılırdı" diye konuştu.