İstanbul Gençlik Fuarı Açılışı

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, dünyada barış düzeni kurmanın mümkün olduğunu belirterek, "Eğer hakim olduğunuz bölgelerdeki insanlara zulmederek, yer altı ve yer üstü zenginliklerini sömürmeye yönelik bir düzen kurarsanız, dünyada barış düzeninin olması mümkün değildir. Ancak dünyada insanların rengine, dinine, diline, meşrebine, medeniyetine bakmadan, 'hazreti insan' olarak görürseniz ve insanları yaratılışta eş ya da dinde kardeşiniz olarak görürseniz, evet dünya barışı kurulabilir." dedi.

İstanbul Gençlik Fuarı açılışında konuşan Kurtulmuş, Filistin'in, dünyanın en acılı bölgelerinden ve dünyada bugün yaşanan küresel kaosların çok somut göstergelerinden biri olduğunu söyledi.

Sadece Filistin'de değil, dünyanın dört bir yanında insanlığın büyük acılar çektiğini, büyük zulümlerle karşı karşıya olduğunu dile getiren Kurtulmuş, bunların en fazla ezdiği, haksızlık ettiği kitlenin de hayata umutla bakması gereken gençler olduğunu ifade etti.

Kurtulmuş, dünyanın her yerinde savaşların, işgallerin, baskıların en fazla mağduru olan kitleyi gençlerin oluşturduğunu anlatarak, "Gençlere aydınlık bir gelecek bırakmak için öncelikle üzerinde durulması gereken soru şudur; Küresel bir barış sistemi kurulabilir mi kurulamaz mı? Evet kurulur. Ancak dünyaya nereden baktığınıza bağlı. Eğer hakim olduğunuz bölgelerdeki insanlara zulmederek, yer altı ve yer üstü zenginliklerini sömürmeye yönelik bir düzen kurarsanız, dünyada barış düzeninin olması mümkün değildir. Ancak dünyada insanların rengine, dinine, diline, meşrebine, medeniyetine bakmadan, 'hazreti insan' olarak görürseniz ve insanları yaratılışta eş ya da dinde kardeşiniz olarak görürseniz, evet dünya barışı kurulabilir." diye konuştu.

Bunun örneğinin, 6 asır boyunca Balkanlarda süren Osmanlı barış düzeni olduğunu aktaran Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Balkanlardaki bütün milletlerle, dinlerle, mezheplerle bir arada, barış içinde 6 asır yaşamayı başarmış olan bizim milletimiz, bizim memleketimizdir. 4 asır boyunca Filistin diyarında, bugünkü topraklar değil, Şam'ın güneyinde başlayıp, Masada çölüne kadar uzanan geniş bir coğrafya, adı da Biladü'ş Şam, Şam eyaleti. O bölgede 4 asır boyunca Müslümanları, Hristiyanları, Musevileri yan yana, Allah-u ekber sesleri ile kilisenin çanını, ağlama duvarındaki Yahudilerin dualarını, bir arada yaşatmayı başaran bir medeniyetin çocuklarıyız. Demek ki oluyor. Bir arada insanlar barış içinde yaşıyor. Bu şehrin bizatihi kendisi de öyledir. İstanbul'un fethinde şimdilere kadar bu şehirde de farklı inanç, din, mezhepler bir arada yaşamıştır. Ancak bu insanları nasıl bir arada tutacağınızı, nasıl onlara özgürlük vereceğinizi bilmeniz lazım. Baktığınız pencerenin, perspektifin doğru olması, doğru bir paradigmadan bakmamız lazım."

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, bunlarla ilgili yüzlerce örnek verebileceklerini kaydetti.

Hazreti Ali'nin, Malik bin Eşter'e nasihatinin önemli bir örnek olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şunları dile getirdi:

"Eşter'i vali olarak atarken, ona nasihat ediyor. Bir yerinde, 'Ey Malik. Şimdi gideceksin, insanları yöneteceksin. İnsanlar iki sınıftır. ya yaratılışında eşitindir ya dinde kardeşindir.' Bundan daha güzel birliği, beraberliği, bir arada yaşamayı teşvik eden bir öğüt olur mu? Erkek-kadın, zengi- fakir, çocuk-ihtiyar, beyaz derili, siyah derili demedi. Bütün insanların hepsi, yaratılışta eşittir. İkincisi, 'Lailahe İllallah, Muhammed-en Resulullah' diyen de mezhebine, meşrebine bakmadan hepsi dinde kardeşindir. Tüm dünyada sadece bu kuralı uygulayalım, bir tek mezhep çatışması, din kavgası, insanlar arasında, ırklar arasındaki farklılığa dayalı kavga kalmaz. Bunlar kalmadığı gibi ırkı, mezhep, meşrep, din farklılıklarını sömürerek, bunlar üzerinden terörü ortaya çıkaran, terör örgütlerine de kullanabilecekleri bir zemin kalmaz. İşte biz bu büyük düsturu sadece söz olarak almadık. Bunu asırlarca uyguladık ve ecdadımızın geçtiği her yerde, insanlar birlikte barış içinde yaşamanın hazzını duydu, şerefini yaşadı."

Kurtulmuş, bu coğrafyada her ırktan, meşrepten, mezhepten insanların bir arada yaşadığını, yaşamaya devam ettiğinin altını çizerek, "Birilerinin bu topraklarda ayrılık tohumları ekmesine inat, biz geçmişin o bütünleştiren inancını her gün biraz daha çoğaltıp, genişleteceğiz. Gençlerimize ancak bu birlikte, barış içinde yaşama umuduyla çok daha güzel, aydınlık yarınlar bırakacağız. Onlar çatışmanın diline değil, birliğin ve kardeşliğin diliyle konuşacaklar. Onlar kavganın getirdiği ortamda, yoksulluklar içinde değil, barış içinde yaşamanın getirdiği, bilgiyi kullanmanın rahatlığı içinde yaşayacaklar ve onlara inşallah daha güzel, özgür, barış içinde bir Türkiye, bölge, coğrafya bırakacağız." ifadelerini kullandı.

Kurtulmuş, konuşmasının öncesinde gösteri sunup, daha sonra yanına gelen, çocuklardan oluşan Mehter Takımı'nın kendisine verdiği Türk bayrağını öperek, başına koydu.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, konuşmaların ardından da protokol üyeleriyle, "Özgür Filistin" temennisinde bulunarak, fuarın açılış kurdelesini kesti, ardından stantları dolaştı.