Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, "Kadına yönelik şiddetle mücadelede ilerleme sağlanabilmesinde yasal düzenlemeler ve kurumsal mekanizmalar kadar konuya ilişkin bilinç ve duyarlılığın artırılması, toplumsal farkındalık sağlanması ve topyekun bir zihniyet değişiminin planlanması da büyük önem arz etmektedir" dedi.
Bakan İslam, Kadın ve Demokrasi Derneğinin (KADEM) CVK Park Bosphorus Otel'de düzenlediği "Kadın ve Adalet Zirvesi"nde yaptığı konuşmada, "hak" ve "adalet" kavramları çerçevesinde hakkın ve adaletin tesis edilmesinin iyi bir yönetimin temel vasıfları arasında yer aldığını, halkın huzur ve refahının, devletin sürekliliğinin ancak adaletle sağlanabileceğini dile getirdi.
Dünyanın farklı coğrafyalarında 19. ve 20. yüzyılın başlarında yürüttükleri faaliyetlerle kadınların eğitim, sağlık, çalışma hayatı ve siyaset alanlarında bazı haklar elde ettiklerini aktaran İslam, şöyle konuştu:
"Kadınların süreç içinde edindikleri hukuk önünde eşitlik, fırsatlar bağlamında eşitlik, eğitim hakkı, çalışma hakkı, siyasi katılım hakkı gibi kazanımlara rağmen kadın erkek eşitliği hedefi tam olarak gerçekleşemedi. Bu hakların elde edilmesi, erkek ve kadını eşitlemeye yetmedi ve nihayet, kadın ve erkek mukayesesine dayalı gelişen bu süreç, günümüzde toplumsal cinsiyet eşitliği talebine ulaşmış oldu. Gelinen noktada modernizmin insan tasavvurunun; sadece kadınla erkeği karşı karşıya getirmediği, insanı insanın rakibi kılmak suretiyle herkesi yalnızlaştırdığı kaçınılmaz bir sonuç olarak karşımızdadır."
Kadın ve erkeğin yaratılıştan kaynaklanan farklılıklarının yok saymanın kadın sorunlarını çözemediğini kaydeden İslam, "O halde bu gerçeklerden hareketle şöyle bir soru sorulabilir. Acaba kadına ilişkin sorunların çözümü, bugünkü argümanlarımızın dışında başka kavramlar ve metotlar kullanılarak, farklı pratikler denenerek aranamaz mı veya kadın için daha adil, daha hakkaniyetli, daha çözümcü ve daha gerçekçi bir hedef bulunabilir mi? Son 50 yılı yoğun olmak üzere, 100 yıldır insanlığın gündeminde olan kadın sorunlarının hala sorun olarak tartışılıyor olması, yöntem ve yaklaşımlarımızı tartışmayı zorunlu kılmaktadır diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Toplumu oluşturan bireylerin güçlendirilmesinin ailenin de güçlenmesini sağlaması gerektiğini vurgulayan İslam, "Birey-aile-toplum merkezli politikaların oluşturulmasında dengenin kurulması karşıtlık değil tamamlayıcılık ilkesi etrafında şekillendirilmelidir. Nüfus dinamikleri ve toplumun geleceğini temin eden nesillerin yetişmesi açısından da kadın-erkek ve aile birbirinin alternatifi değil, birbirinin tamamlayıcısı olan unsurlar olarak görülmelidir" diye konuştu.
Toplumun temel dinamiklerini göz ardı eden hareketlerin toplumsal hayatın içinde karşılık bulmasının oldukça zor olduğunu vurgulayan İslam, şöyle konuştu:
"Bizler, kadın-erkek, zengin-fakir, yaşlı-genç, müslim-gayrimüslim birbirinden davacı olduğunda; ispat yükümlülüğünü güçlü olan tarafa yükleyen bir yargı sisteminin ve adalet anlayışının mirasçılarıyız. Hazreti Ömer'in karşında mihr hakkının azaltılmasına karşı çıkan Kureyşli kadının, adalet arayışındaki cesareti yeniden tesis etmek hepimizin sorumluluğundadır. Türkiye, son 13 yıldır, insanı merkeze alan politikalarıyla kadınlarımızın toplumsal hayata etkin katılımı için gerekli tedbirleri almaktadır. Ekonomik, siyasi, hukuki ilerlemeler ancak sosyal politikalarla desteklendiği müddetçe kalıcı olabilir. Bu amaçla kadının bireysel ve toplumsal alanda güçlendirilmesine yönelik atılan her adımın bütüncül bir bakış açısına sahip olması gerekmektedir. Türkiye, 2002 yılından bu yana konuyu tüm boyutlarıyla bütüncül bakış açısıyla; kadını, aileyi, toplumu, ekonomik düzeni, sosyal yapıyı ele alarak gerekli düzenlemeleri yapmaktadır."
Kadına yönelik şiddet
Kadına yönelik şiddetle mücadelenin de toplantılarda ele alınacağını belirten İslam, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Toplumsal şiddetin çok önemli bir kısmını oluşturan kadına yönelik şiddet, sebepleri ve sonuçları açısından çok boyutlu bir sorundur. Şiddetin ortadan kaldırılması ancak toplumun tüm kesimlerinin ortak ve kararlı mücadelesi ve bütüncül bir yaklaşımla mümkündür. Bu çerçevede yürütülecek çalışmalarda, disiplinler arası yaklaşım ve çok sayıda kurum ve kuruluşun politika belirleme, uygulama ve izleme boyutlarıyla sürecin içinde yer alması gerekir. Ülkemiz, kadına yönelik şiddetle mücadelenin kapsamlı, eşgüdümlü ve bütüncül bir yaklaşım gerektirdiği bilinciyle hareket etmektedir. Bu çerçevede, kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin 2012-2015 yıllarını kapsayan bir eylem planı uyguluyoruz. 'Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı' adını verdiğimiz bu çalışma, ilgili kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve üniversitelerin kadın araştırmaları merkezlerinin katkı ve katılımları ile KSGM koordinasyonunda sürekli güncellenmektedir."
Kadına şiddetin önlenmesine yönelik yasal düzenlemeleri aktaran İslam, "Kadına yönelik şiddetle mücadelede ilerleme sağlanabilmesinde yasal düzenlemeler ve kurumsal mekanizmalar kadar konuya ilişkin bilinç ve duyarlılığın artırılması, toplumsal farkındalık sağlanması ve topyekun bir zihniyet değişiminin planlanması da büyük önem arz etmektedir" dedi.
Konuşmasının sonunda kadın ve aile konusunda yaptıkları çalışmalar nedeniyle eski bakanlar Güldal Akşit, Nimet Baş, Selma Aliye Kavaf ve Fatma Şahin ile katılımcılara teşekkür eden İslam 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü de kutladı.
Salonda protesto
Ayşenur İslam'ın konuşması sırasında, dinleyicilerden ayağa kalkan bir kadın, "Sayın Ayşenur İslam, size bir soru sormak istiyoruz" diyerek seslendi. Bakan İslam, "Sözümü bitirdiğimde sizi dinleyeceğim" dedi. Yerine oturmayan kadın ve yanındaki diğer kadın, görevlilerce dışarıya çıkarıldı.
İslam, "Nezaketle dışarı alalım. Çıkışta cevap verelim sorularına" dedi. - İstanbul
Son Dakika › Güncel › Kadem 1. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?