Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, "15 Temmuz sonrasında gereken duruşu sergiledik. Devletin birliğinin arkasında, devletin birliği için tüm Türk milletiyle birlikte saf tuttuk, öncülük yaptık." dedi.
Feyzioğlu, Türkiye Barolar Birliğince düzenlenen "KHK'lar Türkiyesi'nde Savunma Hakkı" panelinin açılışında yaptığı konuşmada, darbe girişiminde bulunulduğu ilk andan itibaren tavırlarını ortaya koyduklarını belirterek, darbe teşebbüsünün bir iç savaş başlatma girişimi olduğu tespitinin ardından, Türkiye Barolar Birliği olarak devletin arkasında dimdik durduklarını ifade etti.
Bu arada kumpas davalarının neden sahnelendiğini sürekli dile getirdiklerine dikkati çeken Feyzioğlu, sarmal yapının tacizine ve taarruzuna uğradıklarını kaydetti.
"Devletin birliği için milletle birlikte saf tuttuk"
Feyzioğlu, "15 Temmuz sonrasında gereken duruşu sergiledik. Devletin birliğinin arkasında, devletin birliği için tüm Türk milletiyle birlikte saf tuttuk, öncülük yaptık. Bugün burada söylediklerimizi en çok söyleme hakkına sahip kişileriz. Bugün burada söylediklerimizi siyasi iktidar ve cumhurbaşkanı dinlemek zorundadır. Çünkü her söylediğimiz, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği, Türk milletinin bekası içindir." değerlendirmesinde bulundu.
Olağanüstü hal (OHAL) kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerin (KHK), OHAL'in ilan sebeplerinin dışına çıkıp, olağan bir yönetim aracı haline getirildiğini ileri süren Feyzioğlu, bunu getirenlerin de bu yönetim biçiminin kendilerine sağladığı kolaylıktan mutluluk ve rahatlık duyduğunu kaydetti.
Her etnik kökenden, siyasi düşünceden insanın yaşadığı Türkiye'nin "Tek adam" rejimiyle yönetilmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Metin Feyzioğlu, 15 Temmuz'da TBMM'nin hainler tarafından bombalandığını ve Türk milletinin Meclis'i korumak için göğsünü siper ettiğini anımsattı.
15 Temmuz şehitlerine saygı duyulduğundan söz edilmesi için Meclis'in çalıştırılması gerektiğine işaret eden Feyzioğlu, KHK'larla Meclis'in devre dışı bırakılarak, Türkiye Cumhuriyeti ve demokrasiyi koruyan şehitlere saygı gösterilemeyeceğini savundu.
Feyzioğlu, Meclis'in KHK'larla OHAL gerekçesiyle devre dışı bırakılmasını, kabul etmelerinin söz konusu olamayacağını bildirdi.
Anayasa Mahkemesinin KHK'larla ilgili verdiği kararı da eleştiren Metin Feyzioğlu, Yüksek Mahkemenin 1990'lı yıllarda gösterdiği dik duruşu, 2016'da gösteremediğini ifade etti.
Feyzioğlu, KHK'ların doğrudan doğruya avukatları ve savunma mesleğini hedef aldığını da ileri sürdü.
İdam tartışmaları
Avukatların, cezaevine kanun kitabını bile sokmasının yasaklandığını ileri süren Feyzioğlu, avukatların müvekkilleriyle görüşme sırasında aldığı notların kopyasının çıkışta alındığını belirtti.
Feyzioğlu, idam tartışmalarına ilişkin ise şu görüşleri paylaştı:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve mahkemesinin içtihatlarıyla asla kabul edilemeyecek uygulamalar sebebiyle yüzlerce ve binlerce mahkumiyete maruz bırakan siyasi iktidar, diğer yandan da idamı getirmek suretiyle Türkiye Cumhuriyeti'ni Avrupa Konseyi'nden attırmaya çalışmaktadır. Avrupa Konseyi'nden atılmak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden çıkarılmak, taraf olmaktan vazgeçmek demektir."
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden ayrılmanın ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurudan mahrum bırakılmak anlamını taşıdığını anlattı.
Feyzioğlu'nun konuşmasının ardından, KHK'ların tartışıldığı oturuma geçildi.
Son Dakika › Güncel › Khk'lar Türkiyesi'nde Savunma Hakkı' Paneli - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?