-Kalkınma Bakanı Yılmaz:
" Türkiye'de yaşanan ortada. Bunu tutup Arap baharıyla karşılaştırmak, şu, bu baharla karşılaştırmak Türkiye'ye yapılmış büyük bir haksızlıktır"
-Türkiye'nin demokratik deneyimi ortada. Türkiye, hür ve adil seçimlerin yapıldığı ülkedir, büyük demokrasi mücadeleleriyle belli bir noktaya gelmiş ülkedir. Bunu görmemek, en hafif deyimiyle insafsızlıktır"
Yılmaz, Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu'nun (TÜRKONFED) Elazığ'da düzenlediği 36. Girişim ve İş Dünyası Konseyi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin son 10 yılda sadece ekonomide değil, sosyal, çevre ve demokratikleşmede hiçbir dönemle karşılaştırılamayacak kadar ilerleme sağladığını belirtti.
Ülke ekonomisinde yaptıkları dönüşümleri aynı zamanda demokrasiyle de gerçekleştirdiklerini aktaran Yılmaz, "Türkiye'nin geçmiş, ayıplı dönemini hepimiz biliyoruz. Vesayetçi demokrasinin hakim olduğu, sivil yönetimin bürokratik kontrol altında olduğu bir dönemden Türkiye bugün çok şükür normal bir demokrasi haline geldi. Şimdi diyoruz ki; İleri demokrasi olmalı. Bürokratik vesayetin hakim olduğu dönemde yeterince bu vesayetçi sisteme karşı koyamayanların, sesini yükseltemeyenlerin, vesayetçi sistemin tasviye edildiği süreçte yeterince sesini yükseltemeyenlerin bugün demokratikleşmemizin geldiği bu seviyeyi görmemelerini ben hepinizin takdirlerineze arz ediyorum" diye konuştu.
Türkiye'nin dünyada parmakla gösterilen bir ülke olduğuna, dünyada gelinen noktada bağımsızlığın da güçlendiğine vurgu yapan Yılmaz, geçmişte kağıt üzerinde kalan ülke bağımsızlığının artık fiili bir konuma geldiğini kaydetti.
Bakan Yılmaz, demokrasisi, ekonomisi güçlü olmayan bir ülkenin uluslararası alanda itibar sahibi olamayacağını ancak Türkiye'nin son 10 yılda gerçekleştirdiği atılımlarla bölgesi başta olmak üzere tüm dünyada çok farklı bir yere geldiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
"Demokratik siyaset, şiddetin başladığı yerde biter. Şiddetin başladığı yerde gerçek siyaset biter aslında. Siyaset, konuşmanın, müzakerenin, töleransın alanıdır. Fikir hürriyetiyle hakareti karıştıramayız. Özgürlükle keyfiliği ve şiddeti karıştıramayız. Bunları karıştırdığımız zaman demokrasiye de en büyük kötülügü yapmış oluruz. Şiddete bu ülkede yer yok. Kim yaparsa yapsın, hangi romantik gerekçelerle meşrulaştırmaya çalışırsa çalışsın şiddet bu ülkeye zarar veriyor. Bu ülkenin ekonomisine, demokrasisine, siyasi kültürüne, birliğine, beraberliğine, dünyada geldiği yere zarar veriyor. Şiddete karşı, şiddetle kendini ortaya koyma çabalarına karşı hep birlikte çok net ve sağlam bir şekilde durmamız lazım. Hangi isim altına yapılırsa yapılsın, kim yaparsa yapsın, bunu yapmadığımız, görmediğimiz sürece ne gerçek anlamda bir hukuk devleti olabiliriz ne de ileri demokrasi olabiliriz. Herkesin ifade hürriyetine saygılıyız."
-"Türkiye'nin istikrara, güvene ihtiyacı var"
Türkiye'de son günlerde yaşanan olayların ibretle izlendiğini, uluslararası medyada ülkenin olumlu imajının yok edilmeye yönelik çabalarını da izlediğini ifade eden Yılmaz, bunun, bölgesine ve dünyaya ilham veren Türkiye imajının yıpratılma, zayıflatılma çabası olduğunu söyledi.
Ülkenin bu çabalara su taşımaması gerektiğinin altını çizen Yılmaz, "Türkiye'de yaşanan ortada. Bunu tutup arap baharıyla karşılaştırmak, şu, bu baharla karşılatırmak Türkiye'ye yapılmış büyük bir haksızlıktır. Türkiye'nin demokratik deneyimi ortada. Türkiye hür ve adil seçimlerin yapıldığı ülkedir, büyük demokrasi mücadeleleriyle belli bir noktaya gelmiş ülkedir. Bunu görmemek, en hafif deyimiyle insafsızlıktır. Bütün dünyada olduğu gibi bizde de elbette demokrasinin standartlarını yükseltme, daha ileri noktalara taşıma çabası vardır" dedi.
Cevdet Yılmaz, demokrasi anlayışlarının "çoğulcu" olduğunu vurgulayarak, konuşmasını şöyle sonlandırdı:
"Demokrasimiz çok uzun bir geçmişe sahip. Osmanlı'nın son dönemlerinden başlayıp cumhuriyetimize kadar demokrasimiz, büyük bedeller ödenerek bu noktaya geldi. Ben huzurunuzda, bütün vesayetçi oyunlara rağmen, içeriden veya dışarıdan Türkiye'nin demokratikleşmesine engel olmaya çalışan bütün güçlere rağmen demokrasimizi bu noktalara taşıyan bütün demokrasi kahramanlarına saygılarımı sunmak istiyorum, Menderes'ten Özal'a, bugünkü Türkiye'de demokrasi mücadelesi veren herkese kadar. Özellikle iş dünyasının bu konularda daha hassas olması gerekir. İş dünyası demokratikleşmeyi, gerçek anlamda demokratikleşmeyi desteklemek durumunda. İstikrarsıztırma girişimlerini demokratikleşme olarak hiçbirimiz göremeyiz ve sunamayız. Türkiyenin istikrara, güvene ihtiyacı var."
-TÜRKONFED Başkanı Onatça-
TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Onatça ise ülke olarak son derece kritik ve tarihi bir dönemden geçildiğini söyledi.
Taksim Gezi Parkı'nda bir protestoyla başlayan eylemlerin emniyet güçlerinin sert müdahalesiyle bir kıvılcımı ateşlediğini, bunun da tüm ülkedeki ve hatta yurt dışındaki vatandaşların ifade özgürlüğü ve yaşam tarzı konusundaki hassasiyetlerini vurgulamasına vesile olduğunu savundu.
Ülkenin dört bir yanına yayılan protestoların başlangıç noktasını sadece çevreci bir uyarı olarak görmenin büyük bir yanılgıya düşmeye neden olacağını dile getiren Onatça, şöyle konuştu:
"Çağdaş demokrasi, çoğunlukçu değil çoğulcu bir rejimdir. Çoğulcu rejimlerin ayırt edici yönü, parmak sayısına göre değil, toplumsal uzlaşmaya göre hareket etmesidir, toplumun hassasiyet gösterdiği konularda bu hassasiyetleri dikkate almaktır. Bu, Gezi Parkı meselesinde de böyledir, alkol düzenlemelerinde de böyledir, bir köprüye isim verme konusunda da böyledir. Toplumun hassas olduğu konularda toplumu yönetenlerin, bu hassasiyetleri taşıyanların azınlık mı çoğunluk mu olduğuna bakmaksızın mevcut yaklaşımları dikkate alması gerekir."
Onatça, özellikle hükümet, muhalefet, medya ve sivil toplum kuruluşlarının Taksim Gezi Parkı'nda ve sonrasında yaşananlardan ders çıkarması gerektiğini dile getirdi.
-TÜSİAD Başkanı Yılmaz-
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz da bölgesel kalkınmışlık farklarının Türkiye'nin yapısal sorunlarının önde gelenlerinden birisi olduğunu, sebepleri doğru belirleme ve ona göre doğru politikaları oluşturma ve bunların gereklerini hızla hayata geçirmenin çok önemli olduğunu belirtti.
Kalkınmanın bir günde olmadığını ancak başta kamu olmak üzere, iş dünyası, sivil toplum kuruluşları hatta vatandaşlar düzeyinde herkesin üzerine düşen sorumluluğu vakit kaybetmeden ve ertelemeden yerine getirmesi gerektiğine vurgu yapan Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:
"Uzun yıllardır süren şiddet ve terör ortamının bölge kalkınma hızını nasıl aşağıya çektiğini en yakından yaşayan sizler hepimizden daha iyi biliyorsunuz. Şiddet ve terör ortamının bir daha geri dönüşü olmayacak şekilde ülke gündeminden çıkabilmesi için kalkınma ve demokrasi başlıklarında çaba sarf etmek tüm toplum kesimlerinin ve kurumlarının ortak sorumluluğudur. Özellikle son haftalarda yaşadığımız sürecin de temel hak ve özgürlükler alanında demokrasimiz adına bir kazanıma dönüştürülmesi, demokratik standartların esasını oluşturacak olan sivil ve bireyi merkeze alan bir anayasa çalışması yapabilmeyi de mümkün kılmakta, bu konuda umudumuzun devam etmesine imkan vermekte ve bu umudu güçledirmektedir. "
Taksim Gezi Parkı'ndaki olayların demokratikleşme yolunda önemli bir katkı sağlayacağını düşündüğünü, çoğulculuk ve katılımcılığın hakim kılınmaması durumunda bireylerin onurlarının zedelendiğini hissettiklerini gördüklerini dile getiren Yılmaz, "Her ne kadar eksikliklerini tespit ediyor olsak da, önemli bir demokrasi kültürünün ülkemizde yerleşmiş olduğunu da görmekten sanırım hepimiz memnunuz. Bu talebi belirgin bir şekilde ortaya koyan gençleri de takdir etmek gerekir diye düşünüyorum. Onların demokrasi refleksi Türkiye'nin geleceğinin de güvencesidir. Kaygılara neden olan eksikliklerin yanı sıra siyasetin üslubunu da daha yumuşak bir üsluba geçirmekte yarar var. Güven, uzlaşma ve barışı tesis edecek bir üslubu kurmalıyız, hakim kılmalıyız. Çatışmacı üslup güveni zedelemektedir. Türkiye'nin sorunlarını çözmek için de güven ortamına ihtiyacımız var" diye konuştu. - Elazığ
Son Dakika › Güncel › Taksim Gezi Parkı'ndaki Olaylar - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?