Uluslararası İlişkiler ve Güvenlik" Sempozyumu

Harp Akademileri Komutanı Korgeneral Tahir Bekiroğlu, Irak'ın ve Suriye'nin epey geniş bölgelerindeki insanların çok vahşi terörist eylemlerin kurbanları olduklarını ve hayatlarının tehlikeye atıldığını belirterek, "Bu terörizm de hem bölgesel, hem global olarak bizleri tehdit etmekte. Bu konuda bütün paydaşların eşit bir şekilde elini taşın altına sokması, sorumluluğu üstlenmesi lazım." dedi.

Harp Akademileri Komutanlığı tarafından, Silahlı Kuvvetler Yüksek Sevk ve İdare Akademisi Komutanlığı ve Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Müdürlüğü koordinesinde, Harp Akademileri Komutanlığı Atatürk Harp Oyunu ve Kültür Merkezi'nde "Uluslararası İlişkiler ve Güvenlik" sempozyumu düzenlendi.

Bekiroğlu, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, bugün barış ve güvenliği uluslararası ilişkiler konusunda sağlamanın daha önceki yıllardan çok daha zor olduğunu ifade ederek, dramatik bir şekilde değişen uluslararası ortamda milyonlarca insanın hayatının da çok olumsuz etkilenebildiğini vurguladı.

Birleşmiş Milletlerin (BM) yarım milyardan fazla insanın bundan etkilendiğini bildirdiğini anlatan Bekiroğlu, şöyle konuştu:

"Bu ortam tabii ki sınır ötesi olarak da insanlığa şiddet yaymakta, dünyanın birçok yerinde ve bu tehdide birçok bölge son derece maruz kalmakta. Bu şartlar düzeltilmedikçe de maalesef bu tehdit artarak devam edecek. Bugün bu hem bireyler, hem ülkeler için bir tehdit. Bütün bu değişikliklerin ortasında gerek bölgesel, gerek global aktörler de yeni roller üstlenmek durumundalar. Bu gelişmeler sadece içinde bulundukları ülkeyi değil, bütün uluslararası ilişkiler ve güvenlik ortamını da etkilemekte. Bizim bölgemizde süre giden çatışmalar ve özellikle de bölgedeki mülteci kriziyle birlikte daha da ciddileşmekte. Irak'ın ve Suriye'nin epey geniş bölgelerindeki insanlar çok vahşi terörist eylemlerin kurbanları oldular ve hayatları tehlikeye atılmış oldu. Bu terörizm de hem bölgesel, hem global olarak bizleri tehdit etmekte. Bu konuda bütün paydaşların eşit bir şekilde elini taşın altına sokması, sorumluluğu üstlenmesi lazım. Çözümleri ararken de uluslararası adaleti gerçekleştirmeleri lazım."

"Bütün bunların sadece Türkiye'yi değil, 3 milyon Suriyeli ağırlayan Türkiye'nin yanında diğer ülkeleri de etkilediğini biliyoruz" diyen Bekiroğlu, hem ulusal hem de uluslararası uzmanların bu sorunlarla baş etmeye çalıştığını, başarı imkanlarını bulmaya uğraştıklarını anlattı.

Bugün artık daha da birbiriyle bağlantılı, karmaşık ve yakınlaşan dünyada, sorunlarla bunların uluslararası güvenlik ortamına olan etkilerini çözmek için birlikte çaba gösterilmesi gerektiğini dile getiren Bekiroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu bağlantılı uluslararası ortamda globalleşme de bizleri bir yandan daha yakınlaştırırken, bir yandan da bu bağlantılı ve karşılıklı bağımlılık içeren yapı, eşi benzeri görülmedik zorluklar da getirmiştir uluslararası güvenlik alanına.

Sosyal medya bu zorluklardan bir tanesi ve insanların birbiriyle konuştuğu, bağlantı kurduğu kurumları ve insanları bağlayan bir ortam ortaya çıktı. Bu iletişimi artırırken aynı zamanda bu mecranın propaganda ve istihdam içinde kullanıldığını görüyoruz. Yüzyıllar boyunca istihbaratın eşi benzeri görülmedik şekilde bunlar etkili unsurları olarak kullanabiliyorlar. Gerek savaşta, gerek siber saldırılarla ulusal güvenliği tehdit edebiliyorlar. Bu konuda muhakkak iş birliği ve dayanışma gerektiği, burada da bizim ulusal ve uluslararası çabalarımız el ele sürdürülmek zorundadır. Bugün hiçbir gücün tek başına kendi kendine yeterli olamayacağını anlamamız lazım. Eğer bir arada davranırsak o zaman ne kadar önemli bir nokta olduğunu anlayabiliriz bunun.

Mustafa Kemal Atatürk'ün 1937'de söylediği bir söz vardı. 'Dünyanın bir yerinde bir sorun olduğu zaman ona sırtınızı dönmemelisiniz ve ona sanki kendi sorununuzmuş gibi yaklaşmalısınız'. İşte bu prensipte bizim genel bakışımız olmalıdır yani bencillikten hem bireylerin hem ülkelerin uzaklaşması lazım. Atatürk'ün sözleri bugün bizim bütün çabalarımıza ışık tutmaktadır."

" Terör global bir sorun haline geldi"

Düşünce kuruluşlarından CSIS'ın strateji uzmanı Dr. Anthony Cordesman da, terörün global bir sorun haline geldiğini söyledi.

Cordesman, şu görüşleri paylaştı:

"Böyle bir katılımcı grubu için en önemli nokta teknolojinin savaş ve saldırı ortamlarından nasıl kullanılabileceği, belli yapıların ve koruma sistemlerinin olması lazım. Yani şu andaki global düzen içinde bununla ilgili neler yapılabileceğine bakmamız lazım. Rusya'da aynı zamanda yükselmekte ama bunun belli bir kısımını zaten bekliyorduk. Çok sınırlı bir alt yapısı var bu bölgede. Türkiye'de ve Ortadoğu'da belli bir etkisi daha az olsa bile Suriye'de ve Ortadoğu'da daha fazla etkisi var. Bu baskı ve bunun etkileri de Türkiye üzerine yansımakta. Suriye'nin özellikle işin içinde olduğu duruma neler yapılabileceğine bakılması lazım. 'Rusya aktif bir şekilde yeni silahları ve teknolojileri orada kullanacak ne olur' diye düşünmemiz lazım. Bunun nasıl yapılacağına bakmamız lazım."

Konuşmasının ardından emekli Oramiral Metin Ataç, Cordesman'a katılım belgesi verdi.

Uluslararası ilişkiler, güvenlik, yeni küresel rekabet konuları, küresel terör ve Suriye'deki iç savaşın meydana getirdiği göç sorununun ele alınacağı ve iki gün sürecek sempozyuma, 8 ülkeden 20 konuşmacı katılıyor.

Sempozyuma, eski Kara Kuvvetleri Komutanı Emekli Orgeneral Erdal Ceylanoğlu, eski Genelkurmay 2. Başkanı Emekli Orgeneral Edip Başer ve üst düzey askeri personelle, güvenlik stratejileri, terör ve uluslararası ilişkiler konularında çalışmalar yapan yerli ve yabancı strateji uzmanı ve davetliler katıldı.