Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu örgütün faaliyetlerine yönelik güçlü bir istihbarat mekanizması kurmamız şart. Diğer kurumlarımızdaki görevden almaların da olumlu sonuçlar vereceğinden emin olabilirsiniz. Mesela TİB'i (Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı) kapatacağız. Çünkü bütün pisliklerin olduğu yerlerden bir tanesi de orası. Orayı tamamen kapatıp, burayı kapattıktan sonra oranın içerisinde çalışanların hepsini de, hazırlıklarımızı yaptık, gereği neyse onun da gereğini yapacağız." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen "Uluslararası Yatırımcılarla Yüksek Düzeyli Ekonomi Toplantısı"nda bir konuşma yaptı.
"Vize meselesi hani bitecekti Haziran başında, hala yok." diyen Erdoğan, kendilerinden vize muafiyeti konusunda yerine getirmeleri gereken edimlerin hemen yerine getirilmesinin istendiğini hatırlattı. Bunların eş zamanlı olması gerektiğine işaret eden Erdoğan, "Sen görevini yapacaksın, ben de görevimi yapacağım. Sen görevini yapmadan bizden bir geri kabul isteyemezsin. Bunları birlikte yapacağız ve bizler böyle dediğimiz için beyefendiler rahatsız oluyor. Kusura bakma karşınızda emir kulu bir ülke yok. Bunu bileceksiniz." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin şu ana kadar sığınmacılar için sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte 20 milyar dolar harcama yaptığını bildiren Erdoğan, sadece devlet bütçesinden yapılan harcamanın 12,5 milyar dolara çıktığını belirtti.
Bu adımları atmalarına rağmen verilen sözlerin yerine getirilmediğini dile getiren Erdoğan, insani sorumluluklara gösterdikleri hassasiyeti uluslararası yükümlükleri konusunda da sergilediklerini kaydetti.
Erdoğan, ilgili bakanlıkların çeşitli çalışmalar yaptığını ifade ederek gerekirse Suriyeli ve Iraklılara vatandaşlık vereceklerini ve onları da Türk vatandaşlarının arasına katacaklarını anlattı.
Söz konusu sığınmacılar arasında mühendisler, hemşireler, profesörler olmak üzere çeşitli meslek gruplarından insanlar bunduğunu belirten Erdoğan, sığınmacılardan kaçak çalıştırılanların, sigortalı olarak çalışmalarını sağlamak istediklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böyle davranarak ne insani ne siyasi ne de ekonomik olarak asla kaybetmediklerine, ciddi bir kazanç sağladıklarına inandıklarını söyledi.
Rusya ile yaşanan uçak krizinde bile karşı tarafın attığı incitici adımlara rağmen ekonomik ilişkiler konusunda büyük hassasiyet gösterdiklerine dikkati çeken Erdoğan, 9 Ağustos'ta Rusya'yı bir heyetle ziyaret edeceğini anımsattı.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Burada ekonomik ilişkilerimizi tekrar, yeniden masaya yatıracağız ve hiçbir sınırlama biz koymadık ya da mütekabiliyet gereği yapmak zorunda kaldıklarımızı çok sınırlı şekilde uyguladık. Aksi yönde bir davranışa bizim hem hukukumuz hem de ahlakımız izin vermez. Türkiye'nin, uluslararası sermayeli şirketlerin ülkemizdeki yatırımlarına verdiği önemi en iyi sizler görüyorsunuz, sizler biliyorsunuz. 2023 yılında dünyanın en gelişmiş 10 ekonomisinden biri haline gelme, toplam milli gelirini 2 trilyon dolara, kişi başına milli gelirini 25 bin dolara çıkarma, dış ticaretini 1 trilyon dolara ulaştırma hedefi olan bir ülkeyiz. Bunu sizlerle yapacağız. Bunu tüm girişimcilerimizle, yatırımcılarımızla yapacağız. Burada uluslararası yatırımcıların desteği ve imkanlarıyla biz bunu başaracağımıza inanıyoruz. Dolayısıyla, yatırımcılara zarar verecek, yatırımcıları üzecek hiçbir işe kalkışmayız. Başta şahsım, izin vermeyiz. Bu yönde hiç endişeniz olmasın."
"Açığa alınmış olanların sayısı 62 bin"
Türkiye'de yetişmiş insan kaynağı sorununun olmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ülkemizde, yaklaşık 3 milyon 340 bin kamu çalışanı vardır. Son soruşturmalarda bunlardan açığa alınmış olanlarının sayısı 62 bindir. Açığa alınanların bir kısmının, yapılan soruşturma ve yargılamalar neticesinde, şayet haklarındaki iddialar mesnetsiz görülürse vazifelerine geri dönebileceklerini de unutmamalıyız. Şimdi denilecek ki, 'Çeşitli kurumlarda açığa alınan personel oranı çok yüksek.' Nerede? Mesela, adalet teşkilatında. Adalet teşkilatının dış müdahalelerden, sorumsuzların verdiği emirlerle hareket edenlerden kurtulup kendi işine odaklanan personel tarafından yönetilmesi, işleyişi yavaşlatmaz, tam tersine daha da hızlandırır. Bu konuda hiçbir sıkıntımız yok ve şimdi yeni alımlarda yapılacak ve hiçbir açık söz konusu değil."
Adalet mekanizmasının sıkıntısının 17-25 Aralık sürecini başlattığının altını çizen Erdoğan, birçok iş adamı ve devlet kurumlarında çalışanların büyük bedeller ödediğini anlattı.
"İstihbarat teşkilatları ilgili mercileri uyarmamıştır"
Emniyet teşkilatında binlerce rütbeli personelin açığa alınmasına, ihraç edilmesine rağmen güvenlik hizmetlerinin aksamadığını aksine daha da kaliteli hale geldiğini vurgulayan Erdoğan, "Çünkü yuvalandıkları yerlerden bir tanesi de orasıdır. Adeta kuluçka yuvası gibi. Böyle bir durum var. Darbenin istihbaratının zamanında alınamaması, bu örgütün önce istihbarat teşkilatlarımızı çökertmekle işe başlamasından kaynaklanıyor. Biliyorsunuz sadece Milli İstihbarat Teşkilatı yok, aynı zamanda bir de Emniyet istihbarat var, aynı zamanda Jandarma istihbarat var. Bu istihbarat örgütleri ne yapmamıştır, ilgili mercileri aslında hiç uyarmamış, uyarmadığı gibi düşmanlık yapmıştır. Diğer alanlara ilişkin istihbarat ağları büyük ölçüde yeniden kuruldu, kuruluyor." diye konuştu.
Amerika'da sadece CIA ve FBI'ın olmadığını, onlarca istihbarat örgütünün bulunduğunu kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin de bu ağı yeniden ele aldığını ve yeniden kuracağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Onun için devletin yeniden yapılanması diyorum. Onun için silahlı kuvvetlerimizin yeniden yapılanması diyorum. Bazı siyasiler şunu söyleyebilir, 'Çok acele edildi.' Siz hazır değilseniz kardeşim, ben ne yapayım. Biz bu darbe olayı olduktan sonra bu adımı atmadık ki, biz zaten bunlara hazır bir hareketiz. Siyasetçi eğer bu tür hazırlıklarını yapamazsa, ülkenin geleceğine yönelik bu tür hazırlıkları yoksa o siyaset zayıftır. İşte şu anda bunlar yanlış adım attılar, maalesef duvara çarptılar." değerlendirmesinde bulundu.
"TİB'i kapatacağız"
Bu sürecin Türkiye'nin devlet yapılanmasında bir revizyona fırsat hazırladığına dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:
"Bu örgütün faaliyetlerine yönelik güçlü bir istihbarat mekanizması kurmamız şart. Diğer kurumlarımızdaki görevden almaların da olumlu sonuçlar vereceğinden emin olabilirsiniz. Mesela TİB'i kapatacağız. Çünkü bütün pisliklerin olduğu yerlerden bir tanesi de orası. Orayı tamamen kapatıp, burayı kapattıktan sonra oranın içerisinde çalışanların hepsini de, hazırlıklarımızı yaptık, gereği neyse onun da gereğini yapacağız. Çünkü bu örgüte mensup kamu görevlileri, devletine ve milletine sadakatle hizmet etmek yerine iradelerini bir başka gücün emrine vermiş kişilerdir. Bugüne kadar karşılaştığımız sorunların önemli bir bölümünün de bu kişilerden kaynaklandığını düşünüyorum. Şimdi TİB, BTK'ya devredilmek suretiyle BTK gereken adımları kendisi atacaktır."
Sadece kendi kurum hiyerarşisine bağlı olarak, kanunların ve diğer düzenlemelerin verdiği yetki çerçevesinde görev yapan kamu personeliyle işlerin daha sağlıklı yürüyeceğine inandığını belirten Erdoğan, iş dünyasında da Fetullahçı Terör Örgütü'nün bir kanser hücresi gibi her yere yayılmış bağlantılarıyla hareket ederek haksız rekabete yol açan kişilerin, bu imkandan mahrum kalacağını kaydetti.
Yatırımcılara zorluk çıkaran, gereksiz yere işleri geciktiren, destek vermeyen kamu görevlilerinin hiçbir mazereti ve bahanesinin olamayacağını dile getiren Erdoğan, iş dünyasına karşı kamuda söz konusu zorlukları çıkaranların ilgili birimlere bildirilmesini istedi. Erdoğan, bu durumda yapılacak şeyin, hemen işlerine son vermek olacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan,"Himmet ver, harç ver" diyenlere artık devlette yer olmayacağını sözlerine ekledi.
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Uluslararası Yatırımcılarla Yüksek Düzeyli Ekonomi Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?