Acıbadem Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Tarakçı: "Türkiye'de 10-20 Milyon Arası Bir Nüfusun Vücutlarında Bulunduğu Tahmin Edilen Verem Mikrobu, Bu İnsanların Yüzde 5-10'unun Yaşamlarının Bir Döneminde Verem Hastası Olmasına Yol Açması Düşünülüyor" - Son Dakika
Yerel

Acıbadem Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Tarakçı: "Türkiye'de 10-20 Milyon Arası Bir Nüfusun Vücutlarında Bulunduğu Tahmin Edilen Verem Mikrobu, Bu İnsanların Yüzde 5-10'unun Yaşamlarının Bir Döneminde Verem Hastası Olmasına Yol Açması Düşünülüyor"

Acıbadem Eskişehir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr.

12.01.2012 12:21

Acıbadem Eskişehir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Neslihan Tarakçı, Türkiye'de 10-20 milyon arası bir nüfusun vücutlarında bulunduğu tahmin edilen verem mikrobunun, bu insanların yüzde 5-10'unun yaşamlarının bir döneminde verem hastası olmasına yol açmasının düşünüldüğünü bildirdi.

Tarakçı, yazılı açıklamasında, veremin, asıl olarak akciğerlere yerleşen, ancak kan ve lenf yoluyla tüm vücuda dağılabilen, bulaşıcı ve iltihabi bir hastalık olduğunu belirterek, veremin, "halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı ve gece terlemesi" gibi genel belirtilerinin yanında "öksürük, balgam çıkarma, kan tükürme, ilerlemiş olgularda nefes darlığı" gibi akciğere özgü belirtilerle kendini gösterdiğini kaydetti.

"Veremli kişilerle aynı evde yaşayıp uzun süre temas halinde bulunanlar, hastalığın yaygın olarak görüldüğü ülkelere gidenler, kanser ve AIDS" gibi bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıklara yakalananlar, düzensiz beslenenler, kötü yaşam koşullarına sahip olanlar, alkol veya madde bağımlılığı bulunanların veremin risk grubunu oluşturduğuna dikkati çeken Tarakçı, şunları ifade etti:

"Akciğer vereminde kilo kaybı, iştahsızlık, hafif ateş, özellikle geceleri artan terleme, halsizlik gibi genel belirtilerin yanı sıra akciğerde meydana gelen doku reaksiyonu ve harabiyet neticesinde öksürük, balgam çıkarma, kan tükürme, ilerlemiş olgularda nefes darlığı gibi akciğere özgü belirtilerle kendini gösteriyor. Bu belirtilerin hiçbirisi vereme özgü değil ve birçok akciğer hastalığında aynı semptomlar bulunuyor. Hasta insanın öksürük, hapşırık gibi güçlü solunum faaliyetleriyle ağzından saçılan çok küçük damlacıklar içindeki verem bakterileri dış ortama salınıyor. Bu küçük damlacıklar aynı sigara dumanının havada uzun süre asılı kalması gibi iyi havalandırılmayan kapalı ortamlarda saatlerce havada uçuşuyor. İşte böyle bir ortamda bakteri içeren bu damlacıklar sağlıklı insanlar tarafından nefes alma esnasında akciğere çekiliyor ve bakteri sağlıklı insanın organizmasına giriyor."

Tarakçı, şöyle devam etti:

-"Tedavi başlangıcında 4 çeşit ilaç birlikte kullanılıyor"-

Verem tanısı konulan hastanın tedavisine derhal başlanması gerektiğine işaret eden Tarakçı, bu sayede hem hastanın en kısa sürede sağlığına kavuştuğunu hem de etrafındaki insanlara hastalığı bulaştırma riskinin ortadan kalktığını bildirdi.

Tarakçı, şunları kaydetti:

"Tedavi başlangıcında 4 çeşit ilaç birlikte kullanılıyor. Tedavinin bu konuda uzmanlaşmış hekim ya da Verem Savaşı Dispanseri kontrolünde sürdürülmesi gerekiyor. Tedavide yapılan bazı hatalar verem mikrobunun kullanılan ilaçlara direnç kazanmasına neden olabilir ki, bu durumda hem tedavi süresi uzuyor hem de tedavi maliyeti artıyor. Verem tedavisinin en az 6 ay sürmesi gerekiyor, ancak hekim gerektiğinde bu süreyi 8 aya kadar uzatabiliyor. Özellikle düzensiz ilaç kullanımına ve tedaviyi yarım bırakmaya bağlı gelişen çoklu ilaca dirençli tüberküloz olgularında, tedavi 24 aya kadar uzuyor ve başarısızlık oranı da artıyor. Günümüzdeki modern ilaçlarla verem hastalarının hemen hepsi başarıyla tedavi edilebiliyor. Ülkemizde verem ilaçları, Verem Savaşı Dispanserlerinde ücretsiz olarak alınabiliyor. Ancak tedavi başarısı için hastanın tedaviye uyumu, ilaçları düzenli ve kesintisiz, hekiminin önerdiği şekilde kullanması büyük önem taşıyor. Verem hastalarının dikkat etmesi gereken en önemli konu, hekiminin önerdiği şekilde ilaçlarını düzenli ve kesintisiz kullanmaları, kontrollerini aksatmamalarıdır. Ayrıca beslenmelerine dikkat etmeleri, çevrelerini ve kendilerini koruyacak tedbirleri almaları da çok önemli."

Türkiye'de veremin, bu yüzyılın ilk yarısında bir numaralı ölüm nedeni olduğunu anımsatan Tarakçı, şunları belirtti:

"Yürütülen yoğun verem savaşı çabaları sonucunda durum değişti. Verem artık önemli bir ölüm nedeni değil. Fakat Türkiye'de 10-20 milyon arası bir nüfusun enfekte olduğu, yani vücutlarında verem mikrobu bulunduğu tahmin ediliyor. Bu insanların yüzde 5-10'unun yaşamlarının bir döneminde verem hastası olması bekleniyor."

- ESKİŞEHİR

Kaynak: AA

Son Dakika Yerel Acıbadem Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Tarakçı: 'Türkiye'de 10-20 Milyon Arası Bir Nüfusun Vücutlarında Bulunduğu Tahmin Edilen Verem Mikrobu, Bu İnsanların Yüzde 5-10'unun Yaşamlarının Bir Döneminde Verem Hastası Olmasına Yol Açması Düşünülüyor' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement