
İçinden yükselen güçlü bir sesle bir anda koruyucu anne olmaya karar veren 41 yaşındaki avukat Nezihe Boran, aylar önce doğum günü mumunu üflerken anne olmayı dilediği dakikada dünyaya gelen 6 aylık bebeğine kavuştu.
Anadolu Ajansının (AA) "Devlet Korumasından Aile Şefkatine" başlıklı dosya haberinin birinci bölümünde, İstanbul'da yaşayan avukat Nezihe Boran'ın koruyucu aile başvurusu yapıp, uzun süre bekledikten sonra kavuştuğu 6 aylık kız bebeğiyle arasındaki bağ anlatıldı.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'te meydana gelen depreminin ertesi günü içten gelen güçlü duyguya kulak verip, e-Devlet üzerinden başvuruda bulunan Boran, psikoloğu tarafından yıllar önceki ilk terapisinde, "Kendim doğurmasam bile mutlaka bir çocuğa annelik yapmak istiyorum." dediğini notlarından aktarınca attığı adımın "gecikmiş bir kavuşmanın başlangıcı" olduğunu fark etti.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı Bahçelievler Şeyh Zayed Çocuk Evleri Sitesi'ndeki yetkililerle ilk görüşmeler başladığında Boran'ın hisleri daha da güçlendi. Görüşme sabahı, kurumun bahçesinde arkadaşlarıyla beklerken bir anda "Kızım burada, hissediyorum." cümlesi ağzından döküldü.
Boran, İstanbul Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı uzman, kendisiyle eşleştirilen 6 aylık kız çocuğunun dosyasını okumaya başladığında çok daha derin bir bağla karşılaştı.
Kendisiyle eşleştirilen Türkmenistan uyruklu bebeğin, onunla aynı gün doğduğunu, bebeğin doğum saatinin Boran'ın doğum günü pastasındaki mumu üflerken "anne" olmayı dilediği ana denk geldiğini anladı.
Kendisi bekar olan Nezihe Boran, kızıyla ilk karşılaştığı anı da "eşleşme" olarak değil, uzun zamandır beklenen bir buluşma olarak nitelendirip, ikisi arasındaki bağın yıllar önce kurulduğunu düşünüyor.
Boran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sağlık olarak biyolojik anne olmasında bir sorun yokken uzun yıllar çocuk hasreti çektiğini, bir anda içinden gelen hisle koruyucu aile olmaya karar verdiğini anlattı.
Bu yönde başvuru yaptığını dile getiren Boran, "O hafta psikoloğumla konuştuğumda, bana yıllar önceki ilk seans notunu söyledi. İlk seansta en çok istediğim şeyin anne olmak olduğunu ona söylemişim. O da 'kendim doğurmasam bile mutlaka bir çocuğa annelik yapmak istediğimi' oraya not etmiş. Kızımla kavuşma anımızda ve ondan sonraki bütün süreçlerde fark ettim ki bizim ki koruyucu annelik sürecinden de öte kavuşma anıydı. Sanki biz birbirimiz için yaratılmıştık." dedi.
"Kızımın doğduğu saatte pasta mumumu üflerken anne olmayı dilemiştim"
Başvuru sürecinde yaptığı araştırmalar sonucu koruyucu aile olan kişilerin hikayelerini duyduğunda çok etkilendiğini aktaran Boran, bu hikayelerde çok güzel eşleşmeler sonucu çocuklar ile ailelerin kavuştuklarının yer aldığını belirtti.
Boran, bazı ailelerin rüyasında görüp ertesi gün çocuğuna kavuştuğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Bazı aileler çocukluğundan beri hep 'Benim oğlum olacak, adı Ömer olacak' diyor. Eşleşmenin ardından çocuğun ismi Ömer oluyor. Gerçekten ben bazı şeylerin bağlarla birbirine bağlı olduğunu düşünüyorum. Kızımla bağım çok önceden atılmış bir bağdı ve biz sadece birbirimize kavuştuk. Uzmanımızdan kızımın dosyasını bana okuduğunda aynı gün doğduğumuzu öğrendim. Dönüp doğduğu saate baktığımda da o gün doğum günü mumumu üflerken anne olmayı dilediğimi fark ettim. Gerçekten hiç düşünemeyeceğim kadar güzel bir çocuğum oldu. O an, tam kızımın doğduğu saatte mum üflerken bir fotoğrafım var."
İlk başvurusunun ardından, sevgi evlerinde uzmanlarla yapacağı görüşmeye gittiğinde, kendisiyle eşleşeceği çocuğun orada olduğunu hissettiğine dikkati çeken Boran, bekleme anında arkadaşlarıyla bahçede fotoğraf çekildiğini, eşleşme sonrasında fotoğrafın çekildiği an kızının sevgi evinde olduğunu öğrendiğini vurguladı.
Boran, karar verme sürecinde çevresinde destek olanlar kadar vazgeçirmek isteyenlerin de bulunduğunu dile getiren Boran, "Buradan bu işe cesaret etmek isteyenlere tek söyleyeceğim şu, içinizdeki sese ve sonunda kavuşacağınız çocuğa odaklanın, o kalp atışından başka hiçbir şey sizi motive etmesin. Kızıma kavuşacağım an en büyük motivasyondu. Süreç başladı, sevgi evlerinde müthiş uzmanlar var. Müthiş eşleştirmeler yapıyorlar. Sonradan birçok koruyucu aileyle tanıştığımda eşleştikleri çocuklarla baktığımda 'Bu kadar düzgün bir eşleşme nasıl yapılabilir?' diye düşünüyorum. Sanki hepsi çocuklarını karnından doğurmuş gibi. Bekleme sürecinde biyolojik annenin yaşadığı bütün hormonları salgılıyorsunuz aslında." diye konuştu.
Henüz eşleşme yapılmadan önce evin uygunluğunu kontrol etmek için gelen uzmana kızıyla ne zaman kavuşacağını sorduğunu kaydeden Boran, onun da kendisine erkek çocuk sayısının çok olduğunu, dilerse cinsiyetle ilgili kararını değiştirebileceğini söylediğini aktardı.
"Günlüğüme yazdığım not ve iki hafta sonra kavuşmamız beni çok etkilemişti"
Boran, o dönemde sevgi evlerinde kız çocuk edinme konusunda sıra durumunun olduğunu belirterek, "Ben kızımı beklerken bir doğum günlüğü tutuyordum. Ona dair hissettiklerimi yazıyordum. Ben de o gittikten sonra annelik günlüğüme şöyle bir not almışım, 'Canım kızım bugün evi denetlemeye geldiler. Biz seninle zaten çoktan eşleştik, sadece kavuşma anımızı bekliyorum. Hiçbir şekilde kararımdan vazgeçmiyorum, hazırım, seni bekliyorum' diye yazmışım. İki hafta sonra da telefonu geldi. Bu günlüğüme yazdığım not ve iki hafta sonra kavuşmamız beni çok etkilemişti." ifadelerini kullandı.
Evinde otururken bir anda eşleşeceği çocuğun bir bebek olduğunu hissettiğini anlatan Boran, bundan 2 gün sonra gelen telefonla 6 aylık bir kız çocuğunun haberini aldığını söyledi.
"Biz, zaten kızımla o bağı çoktan kurmuştuk"
Boran, "Kızımı ilk gördüğüm an eşleşme gibi değildi, kavuşma anıydı. Biz zaten kızımla o bağı çoktan kurmuştuk. İlk an sadece kavuşma anıydı." dedi.
Kızı evine geldiğinde 6 aylık ve inanılmaz pozitif bir çocuk olduğunu fark ettiğine değinen Boran, bebeğin gülücükler saçtığını dile getirdi.
Boran, sevgi evlerindeki çocukların farkındalığı çok yüksek, gözlem yetenekleri çok güçlü olduğunun altını çizerek, "Kızım çok şefkatli. Hayvanları çok seviyor, çok neşeli. Nasıl bir biyolojik anne karnından doğuruyorsa ben de kızımı kalbimden doğurdum." diye konuştu.
Biyolojik bir annenin doğuma hazırlanışı gibi kızını beklerken hazırlık yaptığını, sevgi evlerinde büyüyen çocukların ağlamadığını fark ettiğini aktaran Boran, şu ifadeleri kullandı:
"Kızımla kavuştuğumuzda 6 aylıktı. Eve geldi ve 10 gün boyunca hiç ağlamadı. Etrafımdakileri aradım, 'Benim kızım hiç ağlamıyor, o kadar uslu benim kızım' dedim, dolandırdı beni. Meğer sevgi evlerinde ağlamayı unutuyorlarmış. Her talebe ağlamıyor, evde olduğu gibi nazlı büyütülemiyorlar tabii. Onuncu gün ağlamaya başladı. Halen daha ağlayınca 'Kızım nazlandı' diye mutlu olurum."
Bekar anne olarak koruyucu aile olmanın güzel bir duygu olduğunu dile getiren Boran, baba figürünün önemli olduğunu ama devletin elinin sürekli çocukta olması nedeniyle bunun eksikliğini hiç hissetmediklerini anlattı.
"Biz kendimize 'solo kanat' dedik"
Bekar koruyucu anneler olarak sayılarının az olmadığının altını çizen Boran, "Biz kendimize bekar anneler olarak 'solo kanat' dedik. Bir çocuk için sevgi dolu bir yuva yetiyor." dedi.
Boran, en büyük korkusunun çocuğunu nasıl besleyeceği konusu olduğunu belirterek, "2 yaşında bekliyordum, çok şükür 6 aylık geldi. Nasıl besleyeceğim korkusunu yatıştıramadım. Sonra araştırmaya başlayınca, kadınların vücudu müthiş, emzirebiliyor muşuz. İlla ki karnınızdan çıkarmanıza gerek yok. İstanbul'da bununla alakalı bölüm de var. Koruyucu anneler oraya gidip böyle bir destek alabiliyor ve emzirenler de var." diye konuştu.
"Bu çocuklar bereketiyle geliyorlar"
Koruyucu ailelere ilişkin toplumda pozitif ayrımcılık olduğunu anlatan Boran, bu kişilerin toplumun gözünde kutsal kabul edildiğini söyledi.
"Televizyonda Filistinli çocukları görüyorum ve dönüp vicdanıma baktığımda ben bir yerde bir şeyleri doğru yaptım.' diyorum" ifadelerini kullanan Boran, vicdan olarak kendini daha hafif hissettiğini, bu çocukların çok şanslı olduğunu, eve bereketiyle geldiklerini kaydetti.
Koruyucu ailelik başvuru sürecinde uzmanların çok destek olduğunu, devletin çok önemli desteklerde bulunduğunu, bu çocukların özel okullarda tam burslu okuma hakkının olduğunu aktaran Boran, şunları kaydetti:
"Hayatta en çok istediğim şey anne olmaktı, bir sağlık sorunum da yoktu. Onu hayatıma aldığım için çok mutluyum. Bilmiyorum o mu bana iyi geldi, ben mi ona iyi geldim. Sanırım o bana daha iyi geldi. Kendinizi bu işe girmek zorunda hissetmeyin. Korkmak bunun doğal bir parçası. O korkunun ya da üçüncü insanların sizi vazgeçirmesine izin vermeyin. İçinize sinmeyen bir şey olduğu zaman etrafınızda mutlaka destek olacak, size ışık tutacak, koruyucu aileler çıkacak. Buna emin olun. Biz, kocaman dev bir aileyiz. Birimizin başına bir şey geldiğinde hepsi beraber seferber oluyor, panter gibiyiz hepimiz."
Son Dakika › Güncel › Koruyucu Anne Olma Dileği Gerçekleşti - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?