Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edildi.
Komisyondaki görüşmeler sırasında konuşan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, bu planla kaynakların daha etkin ve verimli kullanılmasını öngördüklerini söyledi.
Bu planın en önemli hedeflerinden birinin, yüksek gelir grubuna geçiş olduğunu belirten Yılmaz, Dünya Bankası'nın bu konudaki sınıflamasını anlattı. Yılmaz, "Bu plan döneminde Türkiye'nin hedefi üst orta gelir grubundan, yüksek gelir grubuna geçiş. Dönem sonunda 16 bin dolar diyoruz. Bu rakama ulaştığımız zaman Türkiye artık üst orta gelir grubu bir ülke olmaktan çıkıp, yüksek gelir grubunda bir ülke haline gelecek" diye konuştu.
Bunun önemli bir niteliksel değişim ve aşılması gereken bir eşik olduğunu ifade eden Yılmaz, planın temel stratejisine ilişkin olarak şunları söyledi:
"Bizim buradaki hedefimiz eğitim sistemimizdeki reformlarla, kentleşme, şehirleşme ortamında atacağımız adımlarla, hukuk devleti, özgürlükler alanındaki ilerlememizle ve tabi teknoloji alanında özellikle bilgiyi katma değere dönüştürme, girişimciliği geliştirme, üniversite-sanayi işbirliğini geliştirme gibi çok çeşitli alanlarda yapacaklarımızla orta gelirden yüksek gelire doğru gitmek. Bu planımızın zaten temel stratejisini oluşturuyor. Bunun da özü yenilikçilik. Daha yenilikçi bir ekonomik yapı oluşturmak, katma değeri bu şekilde artırmak. Buraya bölgesel bazda da bakmak durumundayız. Bazı bölgelerimiz zaten orta geliri aşmış, yüksek gelire geçmiş durumda. Bazı bölgelerimiz orta gelir düzeyinde, bazı bölgelerimiz ise maalesef alt orta gelir düzeyinde. Bu bölgesel farklılıkları dikkate alarak, her bölgenin kendi şartlarına göre stratejiler uygulayarak genel anlamda ülkemizi orta gelirden yüksek gelire doğru taşımayı hedefliyoruz."
Yılmaz, TÜİK'in kendisine bağlı bir kurum olduğunu anımsatarak, TÜİK iyi bir rakam açıkladığı zaman "bu iktidarın etkisiyle oldu" gibi bir yaklaşım sergilendiğini, olumsuz bir rakam ilan ettiği zaman da işte bakın resmi rakamlarda bunu söylüyor" şeklinde ifade edildiğini söyledi. Yılmaz, "Bu, bütün istatistik kurumlarının kaderi herhalde. Fakat şundan emin olmanızı isterim. TÜİK gerçekten bağımsız bir şekilde işini yapan bir kuruluş. TÜİK bana bağlı bir kurum ama ilan ettiği rakamları vatandaşlarımızla aynı zamanda öğreniyorum. Hiçbir şekilde bir siyasi müdahale söz konusu değil" diye konuştu.
Bunun TÜİK'in her şeyi mükemmel yaptığı anlamına gelmediğine dikkati çeken Yılmaz, teknik kapasitesinin geliştirilmesi, daha iyi standartlarda istatistik üretmesinin her zaman için bir hedef olduğunu söyledi.
Yılmaz, TÜİK'in uluslararası kuruluşların da çok itibar ettiği bir kurum olduğunu vurgulayarak, "OECD'ye sorun, TÜİK'e itibar eder. Türkiye istatistikleri konusunda gayet dikkatli gidiyor" şeklinde konuştu.
Ülkedeki istatistik sisteminin kaliteli hale gelmesinin sadece bu kurumların çabalarıyla olamayacağını ifade eden Yılmaz, idari kayıtların önemini vurguladı.
-"Enerji verimliliği birinci maddemiz"
Yılmaz, planda en fazla üzerinde durdukları ve özel programlarla destekledikleri alanın enerji olduğuna işaret ederek, bu alanın daha verimli kullanılması gerektiğini söyledi.
"Enerji verimliliği birinci maddemiz" diyen Yılmaz, yerli kaynakların mutlaka daha fazla kullanılması gerektiğini kaydetti.
Türkiye'nin bu enerji meselesini, hem enerji bağımlılığının hem cari açığın azaltılması anlamında aşmasının önemli olduğunu anlatan Yılmaz, "Siyasi anlamda da ekonomik anlamda da çok önemli bir alan. Bu konu üzerinde çok spesifik tedbirlerimiz, programlarımız var" dedi.
Bir taraftan da nükleer enerjiye de yatırım yapacaklarını bildiren Yılmaz, sadece yenilenebilir enerjiyle Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılamasının mümkün olmadığını, nükleerde mutlaka bir yere gelmesi gerektiğini ifade etti.
Bütün bunların sonuçlarının ilk plan döneminde görülemeyeceğini belirten Yılmaz, şöyle devam etti:
"2014-2018 döneminde enerji alanındaki yatırımlarımızın sonuçlarını tam olarak göremeyeceğiz. Çünkü gerek nükleer gerek kömüre dayalı yatırımlar en az 3 sene, 5 sene, 6 sene yatırım süresi olan alanlar. Bunun sonuçlarını ikinci dönemde göreceğiz. 2019-2023 döneminde enerji alanında bu plan döneminde attığımız adımların hem enerji alanına hem cari açığa yansıması açısından sonuçlarını ikinci dönemde çok daha net bir şekilde göreceğiz."
-Tarım sektörü
Komisyon üyelerinin sorularını da yanıtlayan Yılmaz, tarım sektörünün geçmişin değil, 21. yüzyılın bir sektörü olduğunu belirterek, bunun büyük önem verilmesi gereken stratejik bir sektör olduğunu ifade etti.
Su ve gıda konusunun da önemine işaret eden Yılmaz, "Bugünkü küresel ısınmayı düşündüğümüzde, değişen tüketim taleplerini, artan nüfusu, uluslararası anlamda gıda güvenliği meselelerini dikkate aldığımızda tarım sektörü önemli" dedi.
Yılmaz, tarım sektörünün çok daha profesyonel ve verimli bir şekilde yürütülmesi gerektiğini vurgulayarak, "Önümüzdeki dönemde tarım sektörüne destek veren unsurlar içeren programlar uygulayacağız. İstatistik bunların başında geliyor. Önümüzdeki yıllarda belki en fazla TÜİK'in yoğunlaşacağı alan tarım istatistikleri olacak. En ciddi eksiklerimizin olduğu alan burası. Tarım Bakanlığı ile yakın bir koordinasyon çerçevesinde bu konuya yoğunlaşacağız" şeklinde konuştu.
Yılmaz, Bingöl'de neden Gezi Parkı olaylarıyla ilgili bir gösteri olmadığı sorusu üzerine, küçük bir il olan Bingöl'ün demokrasi tarihinde çok önemli duruşlar sergilediğini ifade ederek, şunları söyledi:
"1982 Anayasası'na en büyük oranda hayır oyu veren il Bingöl. 2010 anayasa referandumunda da en yüksek oranda evet oyu veren bir il. Birbiriyle çok tutarlı sonuçlar. Demek ki Bingöl bu yaşanan olayları pek hayırlı görmemiş. Genelde baktığımızda Doğu'da ve Güneydoğu'da aslında bu süreçte çok bir hareketlilik görmedik. Yer yer küçük küçük şeyler. Çözüm sürecine bu işlerin zarar vermemesi bence yine en önemli unsurlardan birtanesi. Ülkemiz açısından da çok kritik. Ama o bölgelerde yaşayan insanlar için çok daha önemli. İnşallah bu çözüm süreci başarıya ulaşır ve o bölgemiz huzur, güven ortamı içinde çok daha rahat bir şekilde kalkınma sürecini sürdürür."
-GAP, DAP, KOP, DOKAP'a eylem planı
Yılmaz, GAP gibi DAP idaresi kurduklarını, KOP ve DOKAP'ı oluşturduklarını anımsatarak, bunlar için birer eylem planı hazırladıklarını bildirdi.
Ayrıca ulusal düzeyde bölge stratejisi de hazırladıklarını belirten Yılmaz, kamu yatırımları içinde bu 4 bölgenin payının geçen yıl itibariyle yüzde 35'ler civarına yükseldiğini söyledi. AK Parti döneminde nispi olarak geri kalmış bölgelerin kamu yatırımlarından aldığı payın arttığını ifade eden Yılmaz, "Önümüzdeki dönem en az kamu yatırımları kadar özel yatırımlara da vurgu yapmamız lazım. Bu çözüm süreci, artan huzur ortamında özel sektörün de uzun süredir kullanılmamış potansiyeli kullanacağını düşünürsek, Doğu Anadolu çok daha farklı bir ortam yaşayacağız. Belki hemen olmayacak ama belli bir zaman içinde özel sektörün de çok daha fazla üretim yaptığı, istihdam oluşturduğu ortamı göreceği" dedi.
Yılmaz, çevre konusundaki vurgunun Gezi Parkı olaylarıyla ilgili olmadığını ifade ederek, uzun zamandır yaptıkları çalıştaylar ve hazırlıklarda çevre konusunu vurguladıklarını söyledi.
Gençlerle ilgili Habitat Kalkınma ve Yönetişim Derneği ile işbirliği halinde "genç perspektif" adıyla özel bir çalışma yaptıklarını bildiren Yılmaz, "Bu Gezi Parkı olayları yokken, gençlerimizi topladık ve onların geleceğe nasıl baktığını öğrendik. Planımızı yaparken gençlerimizin bu bakış açısından istifade ettik. O tarihlerde Gezi hadisesi yoktu" diye konuştu.
Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edildi. -
Son Dakika › Politika › Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?