Her Yıl 30 Bin Kişi Akciğer Kanseri Oluyor"

Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gündeniz Altıay, Türkiye'de, akciğer kanserinin görülme sıklığının erkeklerde 100 binde 75, kadınlarda ise 100 binde 10 olduğunu belirterek, "Yaklaşık her yıl 30 bin yeni akciğer kanseri vakası görülmekte." dedi.

Prof. Dr. Altıay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sigaranın sebep olduğu hastalıkların başında akciğer kanserinin geldiğini ifade etti.

Hastalığın akciğer dokularında bulunan anormal hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla ortaya çıktığını dile getiren Altıay, akciğer kanserinin dünya genelinde çok sık görülen bir hastalık olduğunu vurguladı.

Akciğer kanserinin hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler için önemli bir ölüm nedeni olduğunu aktaran Altıay, konuşmasına şöyle devam etti:

"Dünya genelinde hem kadınlarda hem erkeklerde kansere bağlı ölümlerin en sık görülen türü akciğer kanseridir. Tüm kanser ölümlerinin yüzde 20'si akciğer kanserine bağlıdır. Bu sayı her yıl meme, kolon ve prostat kanserinden dolayı kaybedilen hasta sayısı toplamından daha yüksektir. Türkiye'de, akciğer kanserinin görülme sıklığı erkeklerde 100 binde 75, kadınlarda ise 100 binde 10. Yaklaşık olarak her yıl 30 bin yeni akciğer kanseri vakası görülmekte.

Daha önceki yıllardan kalan hastalarla birlikte yılda 60 bin akciğer kanseri hastası Türkiye'de tedavi görüyor. Akciğer kanserindeki en önemli sorunlardan biri, hastalık bulgu verdiğinde semptomların ilerlemiş durumda olması. Akciğer geniş ve esnek bir organ. Tümör orada büyüyene kadar kendisini gizleyebiliyor. O yüzden olgularımızın yüzde 75'i bize yaygın evrede geliyor. Sadece yüzde 15'i cerrahiyle çıkarılıp tedavi edilme şansı bulabiliyor."

Altıay, erken tanının hastalığın tedavisi ve yaşam süresinin uzamasında önemli bir faktör olduğunu belirtti.

Akciğer kanserinde hastalara farklı tedavi yaklaşımlarının da uygulandığını aktaran Altıay, erken tanı konulan ve cerrahi işlem uygulanan hastalarda yaşam şansının arttığını vurguladı.

"Cerrahi dönemini kaçırmış hastalarda temel yaklaşım kemoterapi ve radyoterapi." diyen Altıay, şunları kaydetti:

"Akciğer kanseri dokusunda bir takım genetik moleküller ve belirteçlere bakılarak, bunlara odaklı tedaviler uygulanmaya başlandı. Bu tedavilerle daha uzun yaşam süreleri sağlanmakta. Bu yöntemde üniversitemizde ve Türkiye'de yapılmakta. Tabii bu tüm hastalar için mümkün olmuyor. Yaklaşık yüzde 20'sinde bu belirteçler pozitif oluyor ve medikal onkoloji uygulanabiliyor. Evre 1'de cerrahi tedaviyle yıllık sağ kalım yüzde 60'larda. Erken tarama çalışmalarında bir santimetrenin altındaki nodüller erken dönemde alınırsa 10 yıllık yaşam süreleri yüzde 80'leri aşıyor. Akciğer kanserinde yüzde 100'ü yakalamak kolay değil. Cerrahi tedavi şekli çok büyük oranda başarıya ulaşıyor diyebiliriz."