Galatasaray Övgü Alamadı!

Erman Toroğlu – Fotomaç

Futbolcuların idmanda yaptığı bir oyun vardır. Bir kişi eksik karşı gruba aranızda top çevirirsiniz. 10 dakika sonra rakibin dili bir karış dışarı çıkar. Ondan sonra gol mü atacaksın, ne yapacaksan yaparsın. Ama Galatasaray bunu bile yapamıyor. Neden? Çünkü Galatasaray'ın sahanın içinde bir lideri yok. Oyunu yönlendirecek, arkadaşlarına sözünü geçirecek bir lideri yok. Peki, yanda Mancini'nin etkisi var mı? O da yok. ve bu Galatasaray 10 kişi kalan Elazığ karşısında tel kadayıfın telleri gibi dökülüyor. Bu sırada Beşiktaş zaten 3-0 olmuş. Onu duysa bile rahatlayamıyor. Galatasaray kötü ve bu Galatasaray belki de Şampiyonlar Ligi'ne gidecek.

Aslan şeytanın bacağını kırdı

Ömer Üründül – Sabah

İlk yarıdaki gol, Sneijder'ın akıllı takipçiliğiyle Tanju'yu hataya zorlaması sonucu geldi. Elazığspor bütün riskleri alınca pozisyon sıkıntısı çeken Galatasaray, devrenin sonlarında Sneijder'le iki net gol kaçırdı. İkinci yarıya Elazığspor, yoğun bir baskıyla başladı. Sağ kanat atakları daha da aktif hale geldi. Mancini'nin ısrarla bu kulvara yardımcı bir tedbir üretmeyişi gerçekten önemli bir teknik adam hatasıydı. İlerde top tutulamayışı rakip baskıyı kırmaya olanak vermiyordu. Kalede ciddi tehlikeler yaşanıyordu. Ama bu arada Barış Şimşek, Elazığspor'u karşı kaleye taşıyan en önemli isim Tanju'yu ağır bir kararla ikinci sarıdan ihraç edince Galatasaray biraz nefes aldı. Buna rağmen Elazığ'ın hırsı devam etti. Tello'nun uzak mesafeli mükemmel şutu da direkten dönünce Elazığspor'un yapacak bir şeyi kalmadı.

Ahmet Çakır – Zaman

Cim Bom, Elazığspor deplasmanında aylar sonra maç kazanırken Beşiktaş'ın da kaybıyla ikinciliği yeniden ele geçirip bir bakıma hayata dönmüş oldu ama belki de sezonun en perişan oyunlarından biriyle en iyimser taraftarını bile 90 dakika boyunca kahretti. Evet, sonucu harika, getirisi büyük fakat sahadaki bitiklik görmezden gelinemeyecek noktadaydı. Mancini'yi seven bir büyüğü varsa ve Galatasaray'ı da biraz biliyorsa mutlaka ona soracaktır "Yavrum, sen ne yaptın da takımı bu hale getirdin!" diye… Cim Bom, ligin en zayıf ekipleri karşısında bile Real Madrid'le oynarmışçasına acı çekmekten bir türlü kurtulamıyor. İtalyan hocanın ne olduğunu anlamakta zorlandığımız arayışları Sarı Kırmızılı takımı darmadağın etti. Bunun niçin gerekli olduğunu Sinyor Mancini gerçekten açıklayabilir mi, pek emin değilim.

"Kurallar mı değişti?"

Levent Tüzemen – Fotomaç

Galatasaray maliyet, oyuncu kalitesi olarak Elazığ'dan çok çok üstün olmasına rağmen oyuncular sahada 'Büyük takım' gibi davranmıyorlar. Oyuncuların vücut diline baktığınızda bir özgüven sorunu yaşanıyor. Zihinler rahat değil. Galip duruma geçtikten sonra yaşanması gereken rahatlık sahayı yansımıyor ve "Aman gol yemeyelim" telaşı ön plana çıkıyor. Kenardan bu telaşı, Mancini sakinlikle değil yanlış bir tutumla bağırarak önlemeye çalışıyor. Ayrıca İtalyan hocanın verilmeyen penaltı pozisyonunu dışında adı bile söylenmeyen Hajrovic'i 80 dakikada sahada tutması büyük hataydı. Orta alanın düştüğü anda Yekta'yı çıkarıp forvet Berk'i alması da her halde İtalyan futbol kültürünün bir ürünüydü! Ivesa'nın Hajrovic'e 3. dakikada yaptığı hareket penaltı ve kırmızı karttı. Hakem Barış Şimşek devre arası hatasını anlamış olacak ki; ikinci yarı maçı yönetirken kafaca rahat değildi.

Hakan Ünsal – Hürriyet

Galatasaray, şampiyonluk iddiasını yitirdikten sonra "Ligi rahatça ikinci bitiririm" düşüncesi ile hareket etmenin cezasını, önce yerini Beşiktaş'a kaptırarak gördü. Sonrasında ise hesapta olmayan Trabzonspor'un iddialı konuma gelmesi ile Şampiyonlar Ligi'ne gitme sıralamasını kaybetme tehlikesini yaşamaya başladı. Direkt Şampiyonlar Ligi'ne gitmenin rahatlığından, UEFA ile yetinmek zorunda kalmanın korkusuna dönen durumu Galatasaray, maçta 2 şekilde yaşadı; 1-Kazanmak zorunda olmanın mecburiyeti ile daha ciddi ve istekli oyun. 2-Skoru aldıktan sonra bunu korumak için rakibin baskısını kıramamak. Galatasaray için golü bulması ve öne geçmesi normal bir durumken, golden sonra kendi sahasına çekilmesi ve Elazığspor'un baskısını yemesi normal değil. Öne geçen bir Galatasaray'ın, oyunu daha rahat kontrol etmesi ve pozisyonlar bulması gerekir. Bu ilk yarıda kendi alanında kalmanın sebebi, arkadan gelen Trabzon tehlikesiydi.