Beypazarı Kadını Turizme Yöneldi

TARİHİ konakları ve gümüş işlemeciliğiyle ön plana çıkan Ankara'nın tarıma dayalı tarihi ve turistik ilçesi Beypazarı'nın girişimci kadınları, katkıda bulundukları yöre ekonomisine yön verir hale geldi.

Bir dönem, yaz-kış demeden ve sosyal güvenceleri olmadan 7'den 70'e tarlada çalışan kadınlar, Doğu ve Güneydoğu'dan ucuz mevsimlik işçilerinin getirilmesi sonucu işsiz kalmaya başladı. Evde boş oturmak istemeyen kadınlar, aile ekonomisine katkı yapmak için çeşitli arayışlara girdi ve turizme yönelerek yeni yeni iş kapıları açmaya başladı. Tarlada üretkenliğiyle bilinen Beypazarılı kadınlar, küçük çapta gözleme, yarımca, bazlama, tarhana, erişte, baklava, sarma, etli güveç, içli ekmek gibi üretim yapıp, satışından para kazandı. Giderek işlerini büyüten kadınlar, esnaf olup, onlarca kadına iş vererek istihdama katkıda bulundu. Yaklaşık 15 yıl önce tarlada işçiyken patronluğa terfi eden kadınlar, ilçe halkı için de iş, aş ve umut kapısı oldu.

Beypazarı halkının yıllar önce en önemli gelir kaynağı tarım işçiliğiyken, günümüzde ise turizm oldu. önceleri evlerinde yaptıkları yöresel ürünleri tezgahlara taşıyan kadınlar, satışından elde ettikleri paralarla işlerini büyütüp, aile ve ilçe ekonomisine yön verir duruma geldiler. Bugün itibariyle Beypazarı'nda turistlere hizmet veren tüm işletmeleriyle alışveriş yapılan dükkanların çoğu kadınlar tarafından yönetiliyor.

İŞ KADINLARI ANLATIYOR

İlçe ekonomisine yön verenler arasında bulunan, gözleme ve yarımca üretimi yapan işletme sahibi 39 yaşındaki Rukiye Gökmen, evinde tarhana, makarna, baklava yapıp satışa sunan 35 yaşındaki Nesrin Aksoy ile yöresil gıda üretimi ve satışı yapan Şenay Yılmaz (39), Emine Açıkgöz (33), turistik giyim ve hediyelik eşya satıcısı Hatice Çağlayan (55) işlerinden oldukça memnun olduklarını dile getirdiler. Eşi Hasan ile birlikte dükkan açarak işletmeciliğe soyunan ve giyim giyim modelleri çizen Güler Babahan, "Daha önce tarlada çalışıyorduk. Ondan sonra turizm nedeniyle 6-7 senedir dükkan açtık. Giyim modelleri çiziyorum. Gene burada tiyatro oynadım. Birincilik ödülü aldım. Daha önceleri dizilerde oynamıştım. Şimdi böyle modellerimiz, şalvarımız, bürgülerimiz, elbiselerimiz var. Türkiye'nin dörtbir yanına da gönderiyoruz" dedi.

Fırın işletmecisi Ayşe Soylu (60) ise yıllar önce kadınların tarlaya gittiğini hatırlatırken, "Ben tarlaya hiç gitmedim, onu yalan satmayayım, ev hanımıydım. Ancak bu işi soyunup, ekmek paramızı çıkarmaya başladık" dedi.Yöresel gıda üretiminde çalışan 53 yaşındaki Havva Metin ise yıllar önce yazın sıcağında, kışın ayazında 35 yıl boyunca tarlaya çalışmaya gittiğini belirtirken, şimdi ise kızının tezgah başına geçip, işinin patronu olduğunu söyledi. Soylu, "Daha önce tarlaya gidip bir yevmiye kazanırken, işyeri açıp, 10 kişiye iş veriyorum. Burada makarnacısı ayrı, eriştecisi ayrı, baklavacısı ayrı, paketcisi ayrı" dedi.

Ankara'da oturan ve günübibirlik Beypazarı'na ziyarette bulunan emekli Türkan Lekesiz, hanımların esnaflığa ve ticarete yönelmesinin kendisini çok mutlu ettiğini belirtti.