Türkiye'yi Neden Seçtiler - Son Dakika
Güncel

Türkiye'yi Neden Seçtiler

Türkiye\'yi Neden Seçtiler

FRANKFURT Türk Öğrenciler Platformu'nun (FraTÖP e.V.) Katolik Üniversite Topluluğu'nun (Katholische Hochschulgemeinde) Frankfurt Westend Kampüsü salonunda düzenlediği edebiyat akşamına, Frankfurt Başkonsolosu Mustafa Çelik, Hessen Türk Toplumu Başkanı Atila Karabörklü ile sivil toplum kuruluşlarının üyeleri ve edebiyatseverler katıldı.

17.06.2016 19:37

FRANKFURT Türk Öğrenciler Platformu'nun (FraTÖP e.V.) Katolik Üniversite Topluluğu'nun (Katholische Hochschulgemeinde) Frankfurt Westend Kampüsü salonunda düzenlediği edebiyat akşamına, Frankfurt Başkonsolosu Mustafa Çelik, Hessen Türk Toplumu Başkanı Atila Karabörklü ile sivil toplum kuruluşlarının üyeleri ve edebiyatseverler katıldı. Başkonsolos Çelik, yeni kitabından dolayı Halit Çelikbudak'ı kutladı. Karabörklü ise kitabın Alman ve Türk toplumlarının ortak tarihlerine işaret ettiğine dikkat çekti. Karabörklü ilişkilerin Türk işçi göçünden çok daha önce farklı alanlarda başladığını vurguladı.

1933 yılında üniversiteler reformu başlatan Atatürk'ün modern bir eğitim sistemine geçmek için yurtdışından bilim insanlarına ihtiyaç olduğuna kanaat getirmesi sonucunda Almanya'dan kaçmak zorunda kalan binlerce Yahudi Alman bilim inşaların Türkiye'ye uzanan hikayelerini anlatan kitap, katılımcıların yoğun ilgisini çekti. Çelikbudak, nazilerden kaçmak zorunda olan bilim insanlarının Türkiye ile nasıl yollarının kesiştiğini, bu buluşmanın Türkiye üzerindeki etkilerini anlattı. Gelişmelerin arka planına da değinen Çelikbudak, o dönem meselenin, "Yahudilere kucak açmak mı, yoksa ülkenin yabancı bilim insanlarına olan ihtiyacının karşılanması mı?" çerçevesinde de tartışıldığını belgeler ve dönemin yetkililerinin açıklamaları ile aktardı. Edebiyat akşamı, Çelikbudak'ın kitabını katılımcılara imzalamasıyla son buldu.

SADECE TÜRKİYE BENİ KABUL ETTİ

"Memleketinden sürgün edileceğimi kederle anlamak zorunda kalınca, sadece Türkiye beni kabul etti. Burası benim memleketim. Buradan gidemem ve bana gösterilen iyiliğe karşılık nankörlük edemem..." Bu sözleri söyleyen Prof. Dr. Erich Frank… 1933'te eşi, 14 ve 7 yaşlarındaki iki çocuğuyla Türkiye'ye gitti. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne bağlı Vakıf Gureba Hastanesi'nin II. Dahiliye Kliniği Başhekimliği'ne atandı. Türkiye'de diyabet konusunda öncü çalışmalar yapan Prof. Dr. Erich Frank, 1923 yılında Nobel ödülünü kıl payı kaçırmıştı… Savaş sonrası Almanya'da Tıp Akademisi Üyeliği'ne seçilip Liyakat Madalyası ile onurlandırılmasına rağmen Almanya'ya dönmedi. Taksim yakınlarındaki Cumhuriyet Apartmanı'ndaki kiralık dairesinde, 13 Şubat 1957'de 73 yaşında öldü. Vasiyeti üzerine Rumeli Hisarı'nda Aşiyan Mezarlığı'na defnedildi. Mezar taşında "Nur İçinde Yat, Erich Frank, Türk Tıbbının Minnet ve Şükranlarıyla" yazar.

VASİYET ETMİŞTİ

TÜRKİYE'ye sığınmak zorunda kalan Alman bilim adamlarından biri de Prof. Dr. Curt Kosswig, Türkiye'de zoolojinin gelişmesine önemli katkılarda bulundu, İstanbul Üniversitesi, Hidrobiyoloji Enstitüsü bünyesinde dünyada ilk kez yapılan araştırmalara imza attı. Yıllarda Türkiye'de yaşadıktan sonra 1955 yılında Almanya'ya döndü. 1970 yılında yeniden Türkiye'ye gitti. Yüzlerce öğrenci yetiştirdi. Almanya'da ölünce vasiyeti üzerine cenazesi Türkiye'ye götürüldü. Aşiyan Mezarlığı'nda Prof. Dr. Erich Frank'ın yanına defnedildi.

ALMANYA'DA YAŞAMAK, ÖLÜMLE DANS ETMEKTİ

Edebiyatçı Mario Levi, Halit Çelikbudak ve yeni kitabı 'Yurtsuz Kalanlar' hakkında şunları yazmıştı:

"1930'lu yıllarda Yahudiler için Almanya'da yaşamaya devam etmek, tabiri caizse ölümle raks etmek manasındaydı. Bunlar arasında bilim adamları da vardı. Ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan profesörler, bir başka ülkede, yeni bir ülkenin kendini inşa etmesinin hem seyircisi, hem de oyuncusu olacaktı. Büyük bir üniversite reformu yapılıyordu. Halit Çelikbudak bize bu kitabında bunun hikayesini gazeteciliğin kendisine kazandırdığı bilgi birikimiyle aktarıyor. Kıvrak bir kalem becerisiyle."

Kaynak: Hürriyet

Son Dakika Güncel Türkiye'yi Neden Seçtiler - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement