Adalet Bakanı Bozdağ: Cumhurbaşkanı Bundan Sonraki Süreçte Yeniden Aday Olur mu Bunu Bilemiyoruz,...

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yeniden cumhurbaşkanlığına aday olup olmayacağı konusunda, "Cumhurbaşkanımız çok başarılı şekilde görevini yerine getiriyor. Cumhurbaşkanı bundan sonraki süreçte yeniden aday olur mu bunu bilemiyoruz, bunu zaman gösterecek. Elbette AK Parti'nin şu andaki kurucu genel başkanı Başbakanımızla ile Cumhurbaşkanı'nın böylesi önemli bir konuyu konuşmasından daha doğal bir şey olamaz. Başbakanımız istişareler yapıyor elbette ki en önemli yol arkadaşlarından birisiyle istişare etmesi kadar normal bir şey olamaz" dedi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, NTV'de gündemdeki konulara yönelik değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin soru üzerine, Türkiye'de ilk kez halkın cumhurbaşkanı seçeceğini anlatan Bozdağ, bütün partilerde olduğu gibi AK partinin de konu üzerinde istişare toplantıları yaptığını belirtti. AK Parti'nin Cumhurbaşkanlığındaki kararının Mayıs veya Haziran ayında netleşmiş olacağını ifade eden Bozdağ, Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olması halinde AK Parti'nde kimin başbakan olacağı tartışmalarının da cumhurbaşkanlığı tartışmaları kadar hararetli olarak konuşulduğunu ifade etti. Başbakan Erdoğan'ın istişareler sonucunda Cumhurbaşkanlığına karar vermesi halinde, AK Parti'nin Erdoğan'ın arkasında saf tutacağını ve Türkiye'nin ilk seçilmiş cumhurbaşkanı olması için çalışacağını belirten Bozdağ, Başbakan'ın ilk turda cumhurbaşkanlığına seçileceğine olan inancını dile getirdi. Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesi halinde parti içinde bir sorun yaşanmayacağını anlatan Bozdağ, "AK Parti 13 yıldır bütün mekanizmalarını en sağlıklı işleten tek parti bir geçiş olacaksa bu geçişte sorunsuz ve sıkıntısız bir geçiş olur ama kim olur, nasıl olur, bütün bunların hepsi bir istişare bir değerlendirme sonucunda ancak ortaya çıkacaktır. Şimdiden isimlendirme yapmak sadece bir tahmin olabilir" dedi.

-"GÜL ADAY OLACAK MI ZAMAN GÖSTERECEK"-

Gül'ün yeniden cumhurbaşkanlığına aday olup olmayacağına yönelik bir soruya Bozdağ, Gül'ün AK Parti'nin kurucuları arasında yer aldığını ve ilk Başbakanı olduğunu anımsattı. Gül'ü AK Parti'den çok uzakta düşünmenin yanlış olacağını, AK Parti ailesinin içinden çıkan bir aile büyüğü olduğunu, Cumhurbaşkanı olması için ailenin ter döktüğünü ve Türkiye'nin en onurlu görevlerinden birisi olan Cumhurbaşkanlığına taşındığını anlatan Bozdağ, "Cumhurbaşkanımız çok başarılı şekilde görevini yerine getiriyor. Cumhurbaşkanı bundan sonraki süreçte yeniden aday olur mu bunu bilemiyoruz, bunu zaman gösterecek. Elbette AK Parti'nin şu andaki kurucu genel başkanı Başbakanımızla ile Cumhurbaşkanı'nın böylesi önemli bir konuyu konuşmasından daha doğal bir şey olamaz. Başbakanımız istişareler yapıyor elbette ki en önemli yol arkadaşlarından birisiyle istişare etmesi kadar normal bir şey olamaz" dedi. Gül'ün aday olmaması gibi bir ihtimalin varlığı konusunda Gül'ün yerine geçerek bir karar vermenin kendi haddi olmadığını belirten Bozdağ, "AK Parti geleneği içinde Başbakanımızın seçilemediği dönemde AK Parti'nin grup başkanı ve ilk başbakanı oldu. Başbakanımız Siirt'ten seçildiği zaman resmi sonuçlar kesinleşmeden Sayın Gül, başbakanlıktan istifa etti ve başbakanımızın yolunu açtı" dedi.

-"AK PARTİ'NİN GELENEĞİNDE FEDAKARLIK ÖRNEĞİ GÖRÜYORUZ"-

Bir insanın gelebileceği en son makamın cumhurbaşkanlığı olduğunu ifade eden Bozdağ, "Başbakan, Cumhurbaşkanı olmasın diye Cumhuriyet mitingleri gibi şeyler yapılırken orada başka bir davranış ortaya koydu ve Sayın Cumhurbaşkanımızı aday olarak ilan etti. AK Parti'nin geleneğinde hem cumhurbaşkanımız açısından büyük bir fedakarlık örneği görüyoruz başbakanımıza karşı hem de Sayın Başbakanımız bakımından Sayın Cumhurbaşkanına kardı ayna fedakarlığı görüyoruz. İkisinin arasında bu konuda Türkiye'ye örnek olacak bir uygulama çıkacağına inanıyorum" diye konuştu.

Türk siyasi tarihindeki cumhurbaşkanlığına yönelik örneklere atıfta bulunan Bozdağ, merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ve 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in dönemine mensubu oldukları partilerin durumlarına dikkat çekti. Bozdağ, "Tartışma ve kavga olduğu zaman iki tarafından kaybettiğini görüyoruz. Bu geçmiş tecrübeyi görüyoruz. Yeni dönemde bu tecrübeden biz ders alır ve iyi okur ve analiz edersek Türkiye'yi bu tartışmaların içine sokmadan devam edebiliriz. Bu tartışmaların içine Türkiye'yi sokmak isteyen çevrelerin çok olacağına inanıyorum. Bu çabaların netice vermeyeceğini tahmin ediyorum" dedi.

-"DAR VEYA DARALTILMIŞ BÖLGE İÇİN PARTİLER TER DÖKECEKTİR"-

Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olması halinde genel seçimlere kadar AK Parti Genel Başkanı'nın ve Başbakan'ın iki ayrı isim olacağına yönelik tartışmaların anımsatılması üzerine Bozdağ, "Somut cevaplar vermek çok erken. Bu konuda benim tek başıma verebileceğim bir karar yok, bu AK Parti ailesinin yapacağı geniş kapsamlı istişareler sonucu ortaya çıkacaktır" dedi. Dar bölge ve daraltılmış bölge gibi seçim sistemine yönelik tartışmaları da değerlendiren Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti:

"Temsilde adaleti, yönetimde istikrarı tesis edecek bir seçim sistemi Anayasa'nın da emridir. Herkes milletvekili olmak genel başkanın iki dudağı arasında diyor. Eğer milletin temsilcilerini güçlendirmek istiyorsak bunu yolu genel başkanın iki dudağı arasından çıkarıp vatandaşın atacağı oyla seçilmesini sağlamalıyız. Dar bölge bunu temsil ediyor, esasında yasamayı ve milletvekilini güçlendiren, parti otoritesini zayıflatan bir yönü var. Sıfır baraj olduğu içinde Türkiye'de ne kadar parti varsa iki vekille bir vekille bütün siyasal renklerini Parlamento'da temsil edilmesine izin verir. Daraltılmış bölgede son derece önemli. Şu anda İstanbul'da bir seçim çevresinden 30 vekil çıkıyor. 30 vekilin milyonlarca seçmeni tanıması imkanı yok. Benim ilim Yozgat 4 vekil çıkarıyor. Bir nevi daraltılmış bölge. Vekiller ile onları seçen vatandaş arasında kuvvetli bir bağ oluşturuyor, partilere de güç katacaktır. Her parti daha diri olmak için çalışacaktır. Milletvekili çıkarmak için partiler daha fazla çaba ve gayrete gidecektir. Dar veya daraltılmış bölge için partiler ter dökecektir. Dar ve daraltılmış bölge, bunlardan hangisini tercih edecek AK Parti bunun çalışmalarını yapıyor. Bunu için yasal düzenleme şarttır, bununda bir sonraki seçimde uygulanabilmesi için Haziran'dan önce Resmi Gazete'de yayınlanacak şekilde bu sürecin işlemesi gerekiyor."

-"AK PARTİ'NİN KENDİ SİYASİ GELECEĞİ İÇİN HESAP YAPMASI NORMAL"-

CHP'nin seçim barajının yüzde 3'e düşürülmesi için verdiği kanun teklifini de değerlendiren Bozdağ, "Biz bu işi ele alacaksak doğru ele almamız lazım. Baraj ile milletvekili sayısını beraber düşünmemiz lazım. Ankara'da oturup senin milletvekilinin şu olacak demek bitiyor, halkın dediği oluyor. CHP neden bundan kaçıyor anlamıyorum. Baraj 3'e insin diye önerge veriyor ama dar bölgede sıfır baraj var" dedi.

AK Parti'nin seçim sistemine yönelik tekliflerini muhalefet partilerinin seçimi dizayn etmek, başkanlık sistemini getirmek olarak değerlendirdiğinin anımsatılması üzerine Bozdağ, "AK Parti'nin kendi siyasi geleceği için hesap yapması normaldir. Ben muhalefet partilerinin karşı çıkmak yerine "Benim de planım bu. Ben de bunun hesabını yapıyorum' desin. Türkiye'de maalesef muhalefet kendi planlarını ortaya koymak yerine AK Parti'ye karşı AK Parti'nin ortaya koyduğu iradeyi engellemek üzerine siyaset dizayn ediyor. Bugün belediye seçimi dar bölgedir. Bizde hem dar bölge hem de daraltılmış bölge örneği var. Biz yönetimde istikrarı, temsilde adaleti sağlayacak bir mekanizmayı kuralım, bu sistem partileri güçlendirsin. Şu andaki mevcut sistem partileri güçlendirmiyor. Partiler yatıyor şimdi. AK Parti daha çok çalıştığı için elbette ki en çok vekil çıkaran parti AK Parti olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

-"MAHKEMENİN BU KARARI KABUL EDİLEMEZ GÖREREK REDDETMESİ LAZIM"-

YSK'nın yapısında değişiklik yapılmasına yönelik tartışmaları da değerlendiren Bozdağ, "YSK şu anda Türkiye'de en kritik görevi ifa ediyor ama hala teşkilat kanunu yok. Şu anda teşkilat yasa tasarısı taslağı hazırlanmış durumda. Önümüzdeki günlerde YSK Teşkilat Kanunu'nu TBMM'ye sevk edeceğiz. Böylece YSK ilk kez teşkilata sahip olacak. Taslak YSK'nın karar alma mekanizmaları ile ilgili bir kanun değil" diye konuştu.

CHP'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Mansur Yavaş'ın başkentteki seçimleri Anayasa Mahkemesi'ne taşıdığının anımsatılması üzerine Bozdağ, şöyle konuştu:

"Bizim Anayasamız bütün seçim ihtilaflarını karara bağlama görev ve yetkisini YSK'ya vermiş. YSK son sözü YSK söyler, ne AYM'nin ne de başka bir mahkemenin söz söyleme hakkı ve yetkisi yok, verilen karar kesindir. Başvuru yapıldı ama anayasanın seçimlerin yönetiminin düzenlemeyen maddesi "Seçim ihtilaflarını YSK karara bağlar. YSK kararları aleyhine hiçbir merciye başvurulamaz' diyor. Buna AYM de dahil, başka mahkemelerde dahil. YSK kararlarını yargıya açarsanız seçimleri gerçekleştirme imkanınız ortadan kalkar. Herkes yargıya gider oradan da AYM'ye, bir seçim dönemi biter ihtilaflar bitmez. Anayasa buna izin vermiyor. Anayasa Mahkemesi'nin kuruluş ve yargılama usullerindeki kanunun 45. Maddesinde de "yargı yolu kapalı olan konuların da bireysel başvuruya konu edilemeyeceği' yazıyor. AYM'ye herkes başvurabilir, yasak olan konuda bile. Buna engel olma imkanı yok. Ancak ön inceleme sırasında mahkemenin bu kararı kabul edilemez görerek reddetmesi lazım. Çünkü çok açık anayasaya aykırılık var."

-"YASA DIŞI HAREKET EDENLER KARŞILARINDA YASAYI BULURLAR"-

HSYK'nın hakim ve savcılara yönelik yaz kararnamesinin Başbakan Erdoğan'ın paralel yapıyla mücadeleye yönelik sözleri çerçevesinde hazırlanıp hazırlanmayacağına yönelik soru üzerine Bozdağ, "Hakim ve savcıların tayinleri HSYK 1. Dairesi tarafından yapılmaktadır. HSYK Haziran ayında büyük bir kararname yayınlar. Bu rutin bir işlemdir, her yıl yapılır. Devletin içinde görev yapan kamu görevlileri herkes anayasa, yasalar ve resmi amirleri kimse onlarla birlikte görevlerini ifa etmeliler. Yasanın dışında başka yerden emir alırsa, orada biz hukuk devletinden bahsedemeyiz. Yasa dışı hareket edenler karşılarında yasayı bulurlar" yanıtını verdi. Adana'da tahliye kararları veren hakimle ilgili bir bilgisinin bulunmadığı belirten Bozdağ, "Söylediği ifadeyle alakalı olarak hakimler kararlarıyla konuşmalıdır. Bir hakim kararını savunması gerektiğini duyuyorsa yanlış demektir. Kararlarına da kendilerine de güven kalmaz. Konuşurken herkesin bir usul ve edeple konuşması lazım.

Başbakanımızın bir açıklaması, eleştirisi olmuş, bir konuşması olmuş, "torba değil ki ağzını büzesin' şeklinde. Bir hakime böyle bir üslup yakışıyor mu? Sizi eleştiren bu ülkenin Başbakanı. Başbakan'a hakaret eden bir üslupla cevap veriyor. Bizim ahlakımız bunu kaldırmaz. Bu açıklamayı yapan "Ben tarafım. Kararımı eleştirenlere hakaret ederim' diyor ki. Bu yargıya güveni zedeler. "Bu hakim Başbakan'a karşı bunu söylerse benim buna davam düşerse yandım' diyor vatandaş" şeklinde konuştu.