Dha Yurt Bülteni-6 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-6

Dha Yurt Bülteni-6

1)BAKAN IŞIK: ASKERİN GÖREVİ YURDU SAVUNMAKTIR, BUNUN DIŞINDA GÖREVİ YOKTURMİLLİ Savunma Bakanı Fikri Işık hiç kimsenin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin mensuplarını siyasetin içine çekme gayretine girmemesi gerektiğini belirterek, "Askerin görevi bellidir, yurdu savunmaktır.

28.02.2017 13:22
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

1)BAKAN IŞIK: ASKERİN GÖREVİ YURDU SAVUNMAKTIR, BUNUN DIŞINDA GÖREVİ YOKTUR

MİLLİ Savunma Bakanı Fikri Işık hiç kimsenin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin mensuplarını siyasetin içine çekme gayretine girmemesi gerektiğini belirterek, "Askerin görevi bellidir, yurdu savunmaktır. Güçlü bir demokrasi, güçlü ekonomi, güçlü TSK için diyoruz ki herkes kendi görevini yapsın. Hiç kimse kendi görevinin dışına çıkmasın, hiç kimse de kimseyi kendi görevinin dışına çekme gayreti içinde olmasın" dedi.Procter&Gamble Türkiye'nin Kocaeli'nin Gebze İlçesi'ndeki Gebze Organize Sanayi Bölgesi'nde kurulu fabrikasında bebek bakım ve kadın bakım ürünleri alanında 250 milyon TL yatırım yaptı. Yeni yatırımların açılış törenine Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Ekonomi Bakan Yardımcısı Fatih Metin, Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Arda Ermut, ABD İstanbul Başkonsolosu Jennifer Davis, P&G Dünya CEO'su David Taylor, P&G Türkiye ve Kafkasya Yönetim Kurulu Başkanı Tankut Turnaoğlu ve daire müdürleri katıldı. Tankut Turnaoğlu bebek bakım ve kadın bakım ürünlerini Türk tüketicilerine daha iyi bir şekilde sunabilmek için Gebze fabrikasına 250 milyon TL yatırımda bulunduklarını belirterek, "Gebze fabrikamız için gerçekleştirdiğimiz bu yatırımla on 30 yılda Türkiye'ye yaptığımız toplam yatırım 2 milyar TL düzeyine ulaştırmamız, Türk tüketicileri için değer yaratma isteğimizin bir yansıması. Değer yaratan inovasyonlarımızla ve Türk ekonomisine katkıda bulunan ürün, hizmet ve toplumsal sorumluluk çalışmalarımızla fark yaratmaya ve dünya standartlarında teknolojileri Türkiye'ye getirmeye devam edeceğiz. P&G Türkiye olarak üretimimizin yüzde 20'sini Kafkasya, Orta Asya, Ortadoğu ve Balkanlar'daki 10 dan fazla ülkeye ihraç ediyoruz. Gebze fabrikasında üretilen Prima ve Orkid markalarımızla son 9 yıldır kağıt kategorisinde ihracat şampiyonları arasında anılmaktan gurur duyuyoruz" dedi.

David Taylor ise Türkiye'de 30 yıldır hizmet verdikleri için gurur duyduklarını belirterek, "Türkiye'de kazanmaya devam etmeye ve Türkiye'nin büyümesinde aktif rol oynamaya kararlıyız. Türkiye'de sezgisi ve kavrayışı kuvvetli, dinamik, beklentileri yüksek bir tüketici kitlesi var. Markalarımızın onların hayatında küçük ama anlamlı bir yer tutması bize heyecan veriyor. Yenilikçi markalarımız ve ürünlerimizle onlara hizmet etmeye kararlıyız. Türkiye'nin yeni Fikri Mülkiyet Yasası gibi reformların yanı sıra yerel yönetimlerin yatırımları teşvik etmesine olanak veren ekonomik feformların tamamlamış olmasından memnuniyet duyuyoruz. Bu reformların yatırım ortamını güçlendirerek Türkiye'de iş yapmayı kolaylaştıracağı kesindir" diye konuştu.

TÜRKİYE'YE GÜVENEN KİMSE KAYBETMEDİ

Fikri Işık, Türkiye'ye güveninin kaybetmeyeceğini belirterek, "P&G bizim için Türk şirketi, Türkiye'de üretim yapıyor, Türkiye'de yatırım yapıyor, Türk insanına istihdam sağlıyor. Türkiye'de ürettiğini Türkiye'ye satmakla kalmıyor ihracat yapıyor. Bu tanımlara uyan her şirket bizim için Türk şirketidir. Türkiye'deki tüm yatırımlarını desteklemeye devam edeceğiz. Siz yatırım yaptıkça, üretim yaptıkça Türkiye'nin birikimine katkı verdikçe, Türkiye Cumhuriyeti sizin yanınızda olacaktır. P&G'nin Türkiye'deki 30'uncu yılı nice 30 yıllara büyüyerek, gelişerek. Bugüne kadar Türkiye'ye güvenen kimse kaybetmedi. Zorluklar olduysa da Türkiye'ye güvenen herkes kazandı. Ama Türkiye'ye güvenmeyen Türkiye'den giden herkes kaybetti. Türkiye'ye kendine güvenen kimseye zarar ettirmeyen bir ülkedir. Biz bize uzanan eli boş çevirmeyen bir milletiz" dedi.

ÖNÜMÜZE ÇIKACAK TÜM ZORLUKLARI AŞACAK BİRİKİME SAHİBİZ

Yaşadığımız coğrafya nedeniyle zaman zaman zorluklar yaşandığını ifade eden Işık, "Yaşadığımız coğrafyanın avantajları var, zorlukları var. Türkiye öyle büyük bir ülke ki önümüze çıkacak tüm zorlukları aşacak birikime sahibiz. 15 Temmuz'dan sonra kimsenin karamsar olmaması gerektiğine yürekten inanıyorum. Türkiye'nin güçlü bir demokrasiye sahip olması zorunluluktur. Bizim güçlü olmamızı sağlayan güçlü demokrasimizdir. Türkiye daima ileriye yürüyecektir. Türkiye son 14 yılda yapısal güçlü bir dönüşümü gerçekleştirdi. Türkiye yabancı yatırıma şaşı bakmayan bir ülkedir. Aksine Türkiye'nin itici güçlerinden biridir. Engelleri bundan sonra da kaldırmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

HERKES KENDİ GÖREVİNİ YAPSIN

Işık, 28 Şubat'ta askerin kendisine bir rol biçtiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Türk Silahlı Kuvvetli esenliğimizin teminatıdır. Silahlı Kuvvetlerimizin geliştirilmesi için çalışıyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra yurdumuzun savunması için görevini yapmaya devam edecektir. Türkiye için çok büyük hayalleri olan Necmettin Erbakan hocayı rahmetle anıyoruz. Askerler kendilerine bir rol seçtiler. Türkiye'nin siyasetine karıştılar. Türkiye'ye çok şey kaybettirdiler ama en çok kaybeden Türk Silahlı Kuvvetleri oldu" dedi.Askerin görevinin belli olduğunu ifade eden Işık konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Hiç kimse TSK'nın mensuplarını siyasetin içine çekme gayretine asla girmemesi gerekiyor. Askerin görevi bellidir, yurdu savunmaktır. Bunun dışında hiçbir görevi yoktur. Siyasetçinin de görevi de ülkeyi yönetmektir. İktidar yönetme görevini alacak, muhalefet de denetim ve eleştiri görevini alacak. 28 Şubat süreci hain FETÖ'cülerin TSK ve kamu kurumlarına da en fazla sızdığı dönem oldu. O dönemde oluşan boşlukta en fazla bu FETÖ'cü ihanet şebekesi örgütü yararlandı. Güçlü bir demokrasi, güçlü ekonomi, güçlü TSK için diyoruz ki herkes kendi görevini yapsın. Hiç kimse kendi görevinin dışına çıkmasın, hiç kimse de kimseyi kendi görevinin dışına çekme gayreti içinde olmasın. Türkiye emin adımlarla yoluna devam edecek. Türkiye bundan sonra da kendine güvenen kimseyi mahcup etmeyecek"Konuşmaların ardından Bakan Işık'a plaket verilirken, daha sonra fabrika gezildi. Fabrika gezilirken Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Arda Ermut'a çocuk bezi hediye edilirken, Bakan Işık, "Arda sen mesajı aldın artık" diyerek espri yaptı.

Görüntü Dökümü

-----------------------

-Konuşmalardan görüntü, açılış töreni, fabrikanın gezilmesi

Mesut ÇATAK-Mesut IŞIK-Büşra KAYA/GEBZE(Kocaeli), -

========================================================

CUMHURBAŞKANI'NA SUİKAST TİMİ DAVASININ GÖRÜLMESİNE 4 GÜN SONRA DEVAM EDİLDİ

2)"SUİKAST GİRİŞİMİNİ BİZDEN ÖNCE YAPANLAR OLMUŞ"

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1'i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 47 sanığın yargılanmasına Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 4 günlük aradan sonra tekrar başlandı. İfade veren darbeci askerlerden Yüzbaşı İsmail Yiğit, tanık ifadelerinden, kendilerinden önce suikast girişiminde bulunan kişiler olduğunun anlaşıldığını ileri sürüp, operasyonun da emir komuta zinciri içerisinde yapıldığını söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatlarının soruları sırasında, 'eski asker' ve 'cuntacı' ifadelerini kullanmaları salonda gerginliğe neden oldu, tutuklu sanıklar oturdukları yerden tepki gösterdi.

Geçen 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele saldırı düzenleyen Özel Kuvvetler ve Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timlerinde görevli askerlerin aralarında bulunduğu 44 tutuklu sanığın yargılanmasına Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, verilen 4 günlük aradan sonra devam edildi. Duruşma öncesinde zırhlı araç eşliğinde getirilen cezaevi ring aracından indirilen sanıkların görüntülerinin alınmasına izin verildi. Tutuklu askerler, jandarmaların arasında sıkı güvenlik önlemleriyle içeriye alındı. Duruşma salonunun çevresinde de, özel harekat timleri ile polisler, önlem aldı. Çatılarda kesin nişancılar görev yaptı. Yoklamayla başlayan duruşmada ilk olarak Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda görevli Yüzbaşı İsmail Yiğit ifade verdi.

"BİZDEN ÖNCE SUİKAST GİRİŞİMİNDE BULUNANLAR OLMUŞ"

İddianamede mağdur olarak bulunan kişilerin ifadelerinden bazı bölümleri okuyan İsmail Yiğit, "Bu ifadelerde verilen saatlerden, bizden önce bu bölgeye suikaste gidenlerin olduğunu anlıyoruz. Çünkü biz saat 03.30'da Marmaris'e ulaştık" dedi. Olaya dair çok sayıda görüntü bulunduğunu ama cumhurbaşkanının kaldığı yere dair hiç görüntü olmadığını da öne süren İsmail Yiğit, bunların bulunup incelenmesini istedi. Suikast için Marmaris'e gittikleri suçlamasını da kabul etmediğini vurgulayan İsmail Yiğit, "Suikast böyle yapılmaz. En önemli unsuru gizliliktir. İddianamede bizim sosyal medyayı kullandığımız söylendi. Biz Marmaris'e gitmeden Cumhurbaşkanı İstanbul'da açıklama yaptı. Oysa konu buysa zaten oraya gitmenin anlamı yok. Birileri bizi gerçekten oraya göndermek istemiş. ya da polislere bırakıp infial yaratmak istemiş. Eğer ben oraya birilerini öldüreyim infial çıksın diye gönderildiysem, bunu yapanlar çıksın, bunu istiyorum" dedi.

"BİRİLERİNİN İLAH İLAN EDİLMESİNİ LANETLİYORUM"

Darbeyi önlemek için 10 saat sonra harekete geçildiğini öne süren, bu süre içerisinde ne yapıldığı soran İsmail Yiğit, "Bu biliniyorsa ve engellenmiyorsa asıl suç budur. Benim suikast içini gittiğim ve FETÖ'nün en iyi en sadık adamı olduğum söyleniyor. Birileri ilah olarak lanse ediliyor. Bunu yapanlara lanet olsun. Dini yapım yoktur. Suç olarak ByLock, Bank Asya'da hesap, okullarında okuma, birbirini kayırma gösteriliyor ama bunların hiçbirisi bende yok. Madem bu kadar etkin bir FETÖ üyesiydim, neden on yılımı terör bölgesinde geçirdim. Kendimi tayin ettirmedim. Hayatım boyunca kredi ödedim. Neden kendime yardım ettirmedim" diye konuştu.

İDDİANAMEDEKİ SÖZLERİNİ KABUL ETMEDİ

İddianamede ve Zekeriya Kuzu'nun polisteki ifadesinde, kaçtıkları sırada kendisinin "Aranızda hizmet hareketinden olmayan var mı" sözlerini söylediği iddiasını da kabul etmeyen İsmail Yiğit, "Ben bunu reddediyorum, zaten anlamsız bir cümle. Benim yanımda olan kişilerin ifadesinde yok ama çatışmadan dolayı kulaklarında işitme kaybı olduğunu söyleyen Zekeriya Kuzu'nun ifadesinde bunlar var. Ben kendisine işitme testi yapılmasını istiyorum" dedi.

BABASI SURATINA BAKMAMIŞ

Babasının da emekli polis olduğunu, kendisinin suratına bakmadığını, tutuklandıktan sonra sadece iki kez yanına geldiğini anlatan Yiğit, "Ben böyle bir aşağılamayı kabul edemem. Bu zaten bana ayrı bir hakaret. Kimseyi öldürmek için yaralamak için, hele polis teşkilatından birisini öldürmek için gitmedim. Şimdi terörist olarak karşılarına gidip çatışmakla suçlanıyorum. En büyük aşağılama bu" diye konuştu. Görevi de kendisine Şükrü Seymen'in emriyle Murat Köse'nin söylediğini, İstanbul'da buluştuktan sonra da helikopterle Çiğli'ye geldiklerini anlatan İsmail Yiğit, "Burada Gökhan Şahin Sönmezateş, cep telefonundan bize bildiri okudu. TSK'nın yönetime el koyduğunu söyledi. Cumhurbaşkanın bulunduğu yerden alınacağını söyledi. Marmaris'e indikten sonra ilk tabanca sesi geldi. Sonra karşı ateş açıldı. Art niyetli olsak neden karşı ateşi durduralım. Çatışma kısa sürdü. Polisler bize ateş etmese onları göremeyecektik. Lanet olsun bunlar yaşanmayacaktı. İnfial için oraya gitsek, polisleri neden içeriden çıkartalım. Benim kullandığım taarruz tipi el bombası, ses ve sis yayar, psikolojik etki yapar. Ben bombayı içeriye atsaydım hepsi şehit olurdu" dedi.

CUMHURBAŞKANI AVUKATLARI İLE TARTIŞMA YAŞANDI

İsmail Yiğit, ifadesini bitirmesinden sonra ilk olarak mağdurların avukatlarının sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatlarından Ahmet Özer'in, "Suikast için gitmediniz, peki ne için gittiniz" sorusuna Yiğit, "Cumhurbaşkanını oradan almak için gittik. Kimse suikast için gitmedi. Sıkıyönetim ilan edildi. Emir komuta içerisinde Cumhurbaşkanının alınması talimatı verildi. Bu ülkenin komuta kademesi, 1980 darbelerinde benimle aynı rütbedeydi. Bugün onlar o darbelerden sorumlu tutulmuyorlar. Ben darbeye bilerek katılmadım. TRT'den yayın yapıldı" dedi. Cumhurbaşkanının avukatları, İsmail Yiğit'e, kendisine emri kimim verdiğini ve neden özellikle seçildiği sorularını da yöneltti. Bu anlarda avukatlar ile sanık avukatları ve sanıklar arasında gerginlik, sözlü atışma yaşandı. Diğer tutuklu sanıklar da oturdukları yerlerden Cumhurbaşkanının avukatlarına tepki gösterdi. Avukatlar bu kez de, ihtilale katılmanın suç olduğunu bilip bilmediğini ve neden kaçtığını da sordu. Yiğit, "Ortada bir suç varsa, yüzbaşı olarak sorumlusu ben miyim? Ben emir komuta içerisinde emri yaptım. Sorumluğum anayasal olarak da yok. Ben oraya gittiğimde polisle çatışacağımı bilmiyordum. Ben askerin darbe yapmasına karşıyım. Asker kendi işini, siyasetçi kendi işini yapacak. Kim yarışa girecekse girecek. Ben buna alet olmak istemem. Emri yerine getirdim" dedi. İsmail Yiğit, çatışmaya girmemek ve kimseyi öldürmemek için kaçtığını da ileri sürdü.  Sorular sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatlarının, 'eski asker' ve 'cuntacı' ifadelerini kullanmaları, salonda bir kez daha gerginliğe neden oldu, tutuklu sanıklar ile avukatlar tepki gösterdi.

Görüntü Dökümü:

--------------------

Önlemlerden görüntü.

Sanıkların görüntüleri.

Polislerin görüntüleri

Duruşma için yapılan anonslar

Haber: Taylan YILDIRIM - Cavit AKGÜN- Kamera: Yasin TİNBEK/ MUĞLA

==========================================================

3)ADANA'DA TEHLİKELİ SURİYELİ GERGİNLİĞİ: 4 YARALI(HABERİNE EK GÖRÜNTÜLER

Görüntü Dökümü

--------------------

TOMA'nın olay yerine gidişi

Uzun namlulu silahlı polislerin kalabalığı dağıtması

Olay yerindeki zırhlı polis araçlarından görüntü

Vatandaş ile röp.

İtfaiye erlerinin yanan çadırlara su sıkması

Çadırlarını boşaltan Suriyeliler

Suriyelilerin çadırlarını sökmesi

Özel harekat polislerinden görüntü

Genel ve detay görüntüler

SÜRE: 07'08"

Haber - Kamera: Gökhan KESKİNCİ/ADANA,

Kaynak: DHA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement