Dostluk Derneği İftar Programı - Son Dakika
Güncel

Dostluk Derneği İftar Programı

Dostluk Derneği İftar Programı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bazı izlerin kolay silinmediğini, bazı acıların telafisi olmadığını belirterek, "Yitirilen gencecik fidanlar geri gelmiyor ama bizler helalleşmeyi, dayanışmayı, paylaşmayı ve birlikte yaşamayı yücelten bir medeniyetin mensuplarıyız. Bu anlayışla istikbale bakmak, umutlarımızı diri tutmak mecburiyetindeyiz.

12.07.2015 00:03

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bazı izlerin kolay silinmediğini, bazı acıların telafisi olmadığını belirterek, "Yitirilen gencecik fidanlar geri gelmiyor ama bizler helalleşmeyi, dayanışmayı, paylaşmayı ve birlikte yaşamayı yücelten bir medeniyetin mensuplarıyız. Bu anlayışla istikbale bakmak, umutlarımızı diri tutmak mecburiyetindeyiz. Bugün bizlere düşen, geçmişi unutmadan, tarihten ders alarak benzer dramların yaşanmayacağı barış ve huzur dolu bir geleceği inşa etmektir" dedi.

Erdoğan, Dostluk Derneği'nin Yenikapı Şehir Parkı'nda düzenlediği iftar programında, Türkiye'nin son 12 yılda büyük işler başardığını, tarihinin en büyük kalkınma hamlesini yaşadığını, ülkenin istikrara ve güvene kavuştuğunu anlattı.

Komşu ülke Yunanistan'da yaşanan olayları "manidar" olarak niteleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Hatta onları örnek almak suretiyle, hatta onları mitinglerine getirebilme anlayışıyla onlardan medet umanlar oldu. Ama devlet anlayışı bu değil. Devlette devamlılık esastır. Öyle kurusıkı gönderme yapmakla bu işler olmuyor. Biz de IMF'ye 23,5 milyar dolar borç ile devraldık bu ülkeyi. Sıfırladık ve biz IMF'ye borç verecek ülke konumuna geldik. Aynı şekilde, Merkez Bankası'nın döviz rezervi 27,5 milyar dolarken, hamdolsun onu 125-130 milyar dolarlara çıkardık. Bu bir güçtür ve bu güç bizi ekonomide farklı yerlere taşıdı. Milletimize sarsılan özgüvenini yeniden kazandırdık. Bugün Allah'a şükürler olsun dünyada güçlü ekonomisiyle, aktif dış politikasıyla, cesur reformlarıyla öne çıkan, bölgesinde ve dünyada istikrar abidesi olarak gösterilen, küresel barışa çok değerli katkılar veren bir Türkiye var. 12 yıl önce dünyada fakir, fukara, garip, guraba ülkelere elini uzatırken Türkiye'nin verdiği destek 45 milyon dolardı. Ama geçen yılı sonu itibariyle bu verdiğimiz destek 4,5 milyar dolara çıktı. 'Veren el, alan elden üstündür' dedik ve biz bunu başardık. Bunlar durup dururken olmuyor. Çalışarak, üreterek oluyor."

Erdoğan, Türkiye'ye 4,5-5 yıl içinde gelen Irak ve Suriyelilere yapılan harcamanın 6 milyar doları aştığını vurguladı.

Türkiye'ye gelen Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres'in Midyat'taki iftarda yaptığı konuşmada, "Ben kendimden utanıyorum. Çünkü dünyada bu kampın benzeri bir kamp görmedim. Gittiğim kampların hiçbirisiyle mukayese edilecek bir kamp değil burası" dediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Sağlık imkanlarıyla, okullarıyla, bunun yanında verilen hizmetlerle, yeme, içme, giydirme, her şeyiyle... Türkiye bunları yaparken ecdadından aldığı ilhamla, dersle yapıyor. Biz böyle bir ecdadın torunlarıyız. Bugün Balkanlar'dan Afrika'ya, Ortadoğu'dan Kafkasya'ya kadar dünyanın her yerinde kararlı bir şekilde hakkı ve adaleti savunan bir Türkiye var. Türkiye artık geleceğine güvenle bakıyor. Emin adımlarla hedeflerine kararlı bir şekilde devam ediyor. Sadece vatandaşlarının değil, tüm mazlumların ve mağdurların umudu bir ülke olmanın sorumluluğunu başarıyla taşıyoruz. İnşallah bu kutlu yolculuğu devam ettireceğiz."

"Istırabı yüreğimizde hissettik"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin geldiği seviyenin kıymetinin "dost ve kardeş coğrafyalarda" çok daha iyi anlaşıldığını söyledi.

İnsanlık tarihinin en utanç verici olaylarından biri olan Srebrenitsa katliamının 20. yılı olduğunu hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bundan 20 yıl önce Bosna Hersek'ten Türkiye'ye ve tüm dünyaya ulaşan haberler dolayısıyla tarifi mümkün olmayan acılar yaşandık. Avrupa'da Nazi döneminden beri yaşanan en korkunç katliama Srebrenitsa'da şahitlik ettik. Sırp saldırılarından kaçan binlerce Boşnak, BM tarafından güvenli bölge ilan edilen ve 400 Barış Gücü askeri tarafından korunan Srebrenitsa'ya sığınmıştı. 25 bin sığınmacı Barış Gücü askerlerince Srebrenitsa'dan birkaç kilometre uzaklıktaki bir fabrikaya yerleştirildi. Gittim bu fabrikayı gördüm. Barış Gücü askerleri kendilerine sığınan savunmasız binlerce Boşnak'ı 11 Temmuz 1995'te Sırp kasabı Ratko Mladiç liderliğindeki askerlere teslim etti. Barış Gücü askerlerinin gözleri önünde Srebrenitsa'da 5 gün içinde 8 binden fazla Müslüman Boşnak öldürüldü, binlerce kadına, affedin tecavüz edildi. Savaş süresince de 300 binden fazla insan hayatını kaybetti Bosna Hersek'te. 2 milyon kişi de evlerini terk etmek zorunda bırakıldı. Bugün hala hemen her gün yeni bir toplu mezarla karşılaşılıyor. Bu mezarlarda bulunan cesetlerin kimlikleri tespit edilmeye çalışılıyor."

Erdoğan, tespit edilen her mezarla yüreklerin yeniden dağlandığını ifade ederek, "O gün Bosnalı kardeşlerimiz hangi sıkıntıları yaşadıysa aynısını, hatta uzakta olmanın verdiği çaresizlikle daha da fazlasını bizler burada yaşadık, ıstırabı yüreğimizde hissettik. Kardeşlerimizi o zor günlerinde acılarını bir nebze olsun dindirmek, yaralarını sarabilmek, insani ve vicdani sorumluğumuzu yerine getirebilmek için tüm Türkiye seferber oldu. Elbette bazı izler kolay silinmiyor, bazı acıların telafisi olmuyor. Yitirilen gencecik fidanlar geri gelmiyor ama bizler helalleşmeyi, dayanışmayı, paylaşmayı ve birlikte yaşamayı yücelten bir medeniyetin mensuplarıyız. Bu anlayışla istikbale bakmak, umutlarımızı diri tutmak mecburiyetindeyiz. Bugün bizlere düşen, geçmişi unutmadan, tarihten ders alarak benzer dramların yaşanmayacağı barış ve huzur dolu bir geleceği inşa etmektir" diye konuştu.

Bosna Hersek'in son 20 yılda yaralarını sardığını, katliamın sorumlularından hesap sorma konusunda önemli mesafe kaydettiğini dile getiren Erdoğan, Türkiye'nin de Bosna Hersek başta olmak üzere Balkanlar'da istikrar ve güven ikliminin hakim olması için büyük çaba sarf ettiğini belirtti.

Erdoğan, Bosna Hersek'i "Bilge insan Aliya İzzetbegoviç'in ülkesi", "Evlad-ı Fatihan'ın ülkesi" olarak değerlendirdiğini, bu nedenle sorumluluklarının farkında olduğunu dile getirerek, "İnşallah bundan sonra da kardeşlerimizi yalnız bırakmayacak, onlara elimizden gelen desteği vermeye devam edeceğiz. Temennimiz ve duamız, bugün Gazze'nin, Ramallah'ın, Irak'ın, Suriye'nin, Afganistan'ın, Somali'nin, Afrika'nın çocuklarının yaşadığı dramların da son bulması. Sahilde uçurtma uçuran, annesinin kucağına kıvrılan, arkadaşlarıyla oyun oynayan çocukların ölmediği, öldürülmediği bir dünyayı inşa etmek zorundayız" dedi.

Suriye'de 5 yıldır devam eden vahşetin son bulması için herkesin elini vicdanına koyup harekete geçmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, BM Güvenlik Konseyi ülkeleri başta olmak üzere tüm uluslararası ve bölgesel güçlere büyük sorumluluklar düştüğünün altını çizdi.

Erdoğan, Srebrenitsa katliamında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, ailelerine, sevenlerine ve tüm Bosna Herseklilere başsağlığı dilerken, Aliya İzzetbegoviç'i rahmetle, şükranla, özlemle andığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kadir Gecesi'nin ve Ramazan Bayramı'nın huzur, refah, esenlik getirmesini diledi.

Notlar

Programa, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Emniyet Müdürü Selami Altınok ve AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci de katıldı.

İstanbul Dostluk Derneği Genel Başkanı Ahmet Aluç da iftar yemeği sonrası davetlilere hitap etti.

Konuşmalar sonrasında Aluç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Elif" harfinin yer aldığı hat yazılı bir tablo, Kur'an-ı Kerim ve Kabe örtüsü hediye etti. Erdoğan, dernek yönetimiyle hatıra fotoğrafı çektirdi.

(Bitti)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Dostluk Derneği İftar Programı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement