Türk Kızılayı Madalya Programı ve İftar Gecesi - Son Dakika
Güncel

Türk Kızılayı Madalya Programı ve İftar Gecesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hiç kimsenin ulaşamadığı, girmeye cesaret edemediği yerlerde Kızılayımızın bayrağının dalgalanıyor oluşu açıkçası bizleri gururlandırıyor.

26.06.2015 23:35
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hiç kimsenin ulaşamadığı, girmeye cesaret edemediği yerlerde Kızılayımızın bayrağının dalgalanıyor oluşu açıkçası bizleri gururlandırıyor. Pakistan'dan Somali'ye, Gazze'den Haiti'ye kadar dünyanın her köşesinde faaliyet gösteren böyle bir kuruma sahip olmakla övünmekte haklıyız" dedi.

Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Türk Kızılayı Madalya Programı ve İftar Gecesi"nde yaptığı konuşmada, Kızılay'a, altın madalya ile ödüllendirilen hayırseverlere ve bağışçılara şükranlarını sunduğunu belirterek, 1868 yılından beri Kızılay çatısı altında hizmet veren, bu uğurda hayatını kaybedenlere rahmet dileğinde bulundu.

Kızılay'ın ve onu temsil eden kırmızı hilalin milletin gönlünde çok önemli bir yeri olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bu hilal, ülkemizde yaşanan her afette, her mülteci akınında, yaşanan her önemli hadisede, mağdurların, mazlumların gölgesine sığındıkları bir güven kapısı olmuştur" diye konuştu.

Kızılay'ın bu hilalinin artık sadece Türkiye'de değil, dünyanın dört bir yanında umudun sembolü olarak dalgalandığını dile getiren Erdoğan, Kızılay'ın bu mücadelesinde artık yalnız olmadığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Kızılay, AFAD'ımızla, TİKA'mızla, sivil toplum kuruluşlarımızla omuz omuza yardım faaliyetlerini sürdürüyor. Hiç kimsenin ulaşamadığı, girmeye cesaret edemediği yerlerde Kızılayımızın bayrağının dalgalanıyor oluşu açıkçası bizleri gururlandırıyor. Pakistan'dan Somali'ye, Gazze'den Haiti'ye kadar dünyanın her köşesinde faaliyet gösteren böyle bir kuruma sahip olmakla övünmekte haklıyız. Böyle bir sorumluluğu üstlenmek kolay değil. Kızılayımızın tüm kademelerindeki yönetici ve çalışanlarının bu bilinç içinde hareket ettiklerine inanıyorum. Somali'ye gittiğimde oradaki başkanından, tüm elemanlarına, o sıcağın altında, o kumların içerisinde bu kardeşlerimizin çalışmaları bizleri gururlandırmıştır. Bundan dolayı kendilerine bu dünyada şükranlarımı, ebedi alemde Rabbimin yüce katında değerlendirilmelerini özellikle niyaz ediyorum."

Ramazanın, yardımlaşmanın, gönül almanın, ihtiyaç sahiplerine el uzatmanın ayı olduğunu belirten Erdoğan, bu ayın aynı zamanda Kızılay'ın ayı olduğunu aktardı.

"Bugün 2 milyon civarındaki bu mülteci hep 'Türkiye, Türkiye, Türkiye' diyor"

Rutin yardımların yanında ramazanın manevi önemine ve bereketine uygun faaliyetlerle bu mübarek günlerin değerlendirildiğine dikkati çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

" Suriye'de, Irak'ta, Filistin'de her türlü yardıma muhtaç milyonlarca kardeşimiz var. Aynı şekilde dünyanın pek çok bölgesinde çeşitli sebeplerle mağdur duruma düşmüş milyonlarca insan bulunuyor. Kızılay'ın yardım için uzatılan ellerden mümkün olan en çoğunu tutabilmesi, hayırseverlerin kendisine sağlayacağı destekle orantılıdır. Bugün Kızılay'a bağışta bulunan hayırseverlerimizin bir kısmıyla birlikteyiz ama Kızılay'ın tutması gereken daha çok el, dokunması gereken daha çok hayat var. Keşke imkan olsa da dünyadaki tüm garipleri, tüm mazlumları kucaklayabilsek. Herkesi değilse bile mümkün olan en fazla sayıda insana ulaşarak, görevimizi yerine getirmenin çabası içinde olmalıyız. Bunun için hayırseverlerimizi Kızılayımıza daha çok destek olmaya davet ediyorum. Unutmayın, veren el, alan elden üstündür. Bu anlayışla Kızılayımızın yanında çok daha güçlü şekilde durmalıyız. 'Hayırda yarışın' ilahi emri, kılavuzumuz olmalıdır. Gülümsemenin bile sadaka olarak kabul edildiği bir inancın mensupları olarak ülke içinde ve dışında yüz binlerce, milyonlarca insana yardım edilmesine katkı sağlamanın mükafatını iyi düşünmeliyiz. Cömert, verene değil verdiğine sevinene denir. Böyle güzel bir söz var. Buradaki hayırseverlerimizin de verdikleri için sevinenlerden olduklarına inanıyorum. Verilen eksilen değildir, verdiğiniz artandır."

"Biliyorsunuz Türkiye, dünyanın en zengin, en gelişmiş ülkesi değil. Bugün dünyanın 17. büyük ekonomisi durumundayız" diyen Erdoğan, 12 yıl önce Türkiye olarak verdikleri desteğin 45 milyon dolar olduğunu söyledi.

Erdoğan, "Şimdi 4,5 milyar dolarlık insani yardımla bu alanda dünyada üçüncü sıraya çıktık. Yıllarca dışarıdan yardım bekleyen, yardım talep eden bir ülke olarak, bugün insani yardım sıralamasında üçüncü sıraya gelmiş olmak elbette bizim için sevindiricidir. Amerika, İngiltere veya İngiltere, Amerika. Üçüncü sırada Türkiye" dedi.

Bunun aynı zamanda pek çok zengin, kalkınmış ülkenin insani yardım görevini hakkıyla yerine getirmediğini gösterdiğini belirten Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"İşte Suriye, işte Irak. Oralardan bize iltica edenler 2 milyon insan. 6 milyar doların üzerinde onlara verdiğimiz destek var. Tüm dünyanın bize gönderdiği yardım 363 milyon ve bu Türkiye'nin nerede olduğunu göstermesi bakımından çok önemli. Türkiye'nin bu güney sınırlarında son 4 yıldır yaşadıklarımız, Avrupa devletleri başta olmak üzere zengin ülkelerin bu konudaki duyarsızlıklarını göstermeye tek başına yeter. Bugün 2 milyon civarındaki bu mülteci hep 'Türkiye, Türkiye, Türkiye' diyor. Bunların 260 binini tüm ihtiyaçlarını karşılayarak kurduğumuz kamplarda misafir ediyoruz. Diğerleri de yine devletin sağladığı çeşitli desteklerle ve kendi imkanlarıyla ülke içinde barınıyorlar. Bugüne kadar misafirlerimiz için harcadığımız bu rakamları Batı, yanımıza geldiği zaman övüyor ama 'Hadi siz de' dediğimiz zaman maalesef bir şey görmüyoruz. Bütün bu rakam, bu destek hamdolsun bizlere bir şey kaybettirmiyor. At denize, balık bilmezse halik bilir. Biz böyle biliyoruz."

"Batı'da çöpe dökülen yiyecek miktarı, Afrika'daki tüm açları doyuracak miktardadır"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres ile Midyat'taki geçici barınma merkezini ziyaret ettiğini hatırlatarak, Guterres'in orada verilen hizmetlerin standartlarının fevkalade yüksek olduğunu açıkladığını ve "Utanıyorum. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir kamp yok. Burası her türlü takdirin üstünde" dediğini aktardı.

Kamptaki misafirlerin de memnuniyetlerini kendisine ve Guterres'e samimiyetle ifade ettiğini dile getiren Erdoğan, "Türkiye'nin böylesine güzel, insani hizmetler verirken Batı ülkeleri, BM tarafından yalnız bırakılması inanın bana Yüksek Komiser Guterres'i de mahcup etti" dedi.

Erdoğan, Batı ülkelerinin, konuyu hala kendi sınırları dışında tutabileceklerini sandığına vurgu yaparak, şunları söyledi:

"Mülteci teknelerini Akdeniz'de batmaya terk etmekle kendi ülkenizin, kendi halkınızın güvenliğini ve refahını koruyamazsınız. Bunun yolu, tüm dünyayı güvene ve refaha kavuşturmaktan geçer. Bu imkana sahip olanlar, kapılarını dünyanın kalanına kapatarak, aslında kendi geleceklerini tehlikeye attıklarını artık görmelidirler. Batı'da çöpe dökülen yiyecek miktarı, Afrika'daki tüm açları doyuracak miktardadır. Eğer bu düzeye ulaşmışsa, burada bir sorun var demektir. Dünya, böyle bir adaletsizliği uzun süre kaldıramaz. Tarihte nice büyük, güçlü, müreffeh devletler ve toplumlar vardı. Hepsi de kendilerinden başka kimseyi düşünmedikleri için yıkılıp gittiler. Bizim ne 2 milyon insanı ülkemizde misafir etmekten ne sınırlı kaynaklarımızla dünyanın en çok insani yardım yapan üçüncü ülkesi olmaktan dolayı en küçük bir hayıflanmamız asla söz konusu değildir. Tam tersine, imkan buldukça daha fazlasını yapmanın gayreti içinde olacağız. Biz, paylaşmanın bereketine inanan, kilerindeki son ekmeğe kadar misafiriyle, ihtiyaç sahipleriyle bölüşme kültürüne sahip bir milletiz. Sonuna kadar bu şekilde davranacağımızdan da kimsenin şüphesi olmasın."

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Türk Kızılayı Madalya Programı ve İftar Gecesi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement