''Jack ve Jill'' 10 Şubat'ta Sinemalarda - Son Dakika
Kültür Sanat

''Jack ve Jill'' 10 Şubat'ta Sinemalarda

\'\'Jack ve Jill\'\' 10 Şubat\'ta Sinemalarda

Adam Sandler, Happy Madison yapımı yeni filmi Jack and Jill/Jack ve Jill'de filme adını veren rolleri canlandırıyor.

10.01.2012 19:42

"Jack and Jill"

Yapım Bilgileri

Jack neredeyse kusursuz bir hayat yaşamaktadır, sabit ve sinir bozucu bir istisnayı saymazsak tabii: ikiz kız kardeşi Jill. Jack, her yıl şükran gününde boğucu ve hayatını alt üst eden kız kardeşinin ziyaretine katlanmak zorundadır. Hafta sonunu kapsayacak bu ziyaret bir aya uzadığında, kardeşler sadece ikizlerin yapabileceği şekilde tartışır, kavga eder, birbiriyle alay eder. Jill'in hiç gitmeyeceğini anlayan Jack, kurduğu çeşitli planlarla Jill'i görmeyi en sevdiği yere göndermeyi ummaktadır– ülkenin diğer ucuna.

Columbia Pictures presents bir Happy Madison/ Broken Road yapımı olan Jack and Jill/Jack veJill'i sunar. Filmin başrollerinde Adam Sandler, Katie Holmes ve Al Pacino yer alıyor. YönetmenDennis Dugan. Yapımcılar Adam Sandler, Jack Giarraputo ve Todd Garner. Senaryo Steve Koren ve Adam Sandler. Filmin öyküsü Ben Zook'a ait. Yürütücü yapımcılar Barry Bernardi, Bettina Viviano, Allen Covert, Steve Koren, Robert Smigel ve Tim Herlihy. Görüntü Yönetmeni Dean Cundey, ASC. Prodüksiyon Tasarımcısı Perry Andelin Blake. Editör Tom Costain. Kıyafet Tasarımcısı Ellen Lutter. Müzik Rupert Gregson-Williams ve Waddy Wachtel. Müzik Süpervizörü Michael Dilbeck, Brooks Arthur ve Kevin Grady.

FİLM HAKKINDA

Tatillerde ailenizle bir araya geldiğinizde, mutlaka size deli eden bir akrabanız vardır. Kötü bir niyetleri yoktur, onları seversiniz ama yine de…

Jack için bu kişi, kız kardeşi–ikiz kız kardeşi– olan Jill'dir. Hayatları birbirine bağlı olarak büyümüşlerdir. Ancak Jack uzağa taşındığından beri, farklı yönlere ilerlemişlerdir. Jack Los Angeles'ta oldukça hırslı ve başarılı bir reklam ajansı yöneticisi olmuştur.; Jill ise doğuda kalıp ebeveynleriyle ilgilenmiştir. Şimdi birbirlerini yılda sadece bir kez, Şükran Günü'nde Jill Los Angeles'a Jack'I ziyarete geldiğinde görmektedirler. Zaman ve mesafe, aralarındaki ilişkiyi yıpratmıştır; Jack şimdi bu yıllık ziyarete sevinmek yerine katlanmak zorunda kaldığını hissetmektedir.

Yine de, sadece birkaç gün, değil mi? Değil. Jack ve Jill'in –her zaman olduğu gibi—araları bozulur; Jack'in işleri düzeltmesinin tek yolu, Jill'e Hanukah bayramı süresince Los Angeles'ta kalmasını ve yarışma programlarından ata binmeye kadar şehrin sunduğu her şeyin tadını çıkarmasını teklif etmektir. Yine de, Jack kız kardeşinin kalışını uzatmasından hoşnut değildir …

Jack'in stresine stress katan bir başka konu da reklam ajansında işlerin iyi gitmemesidir. En büüyk müşterisi olan Dunkin Donuts, Jack'in, Al Pacino'yu yeni Dunkaccino reklamında oynaması için ikna etmesini istemektedir. Jack, Pacino'yu nasıl ikna edeceğini kara kara düşünür– adam reklam filmi çekmemektedir ki!– ünlü oyuncunun bir sinir krizi geçirdiğini ve aklını kaybetmekte olduğunu öğrendiğinde, işler iyice zorlaşır. Çok fazla filmde yer almış olan oyuncu, gerçekliği oynadığı rollerle karıştırmaya başlamıştır ve giderek tuhaflaşan şekillerde hareket etmektedir.

Jack, Jill'i Lakers'ı izlemeye götürdüğünde, reklam konusunu konuşmak için Pacino'ya yaklaşır ama Pacino'nun Jill'le konuşmaya daha istekli olduğunu görünce şaşırır. Görünüşe bakılırsa Jill, Pacino'ya ardında bıraktığı her şeyi anımsatmaktadır– Bronx'ta büyüdüğü ev, çocukluğu– sahnede Don Kişot'u canlandırmaya hazırlanan Pacino için bir şeyler yerine oturur. Gerçeklikle sorun yaşadığı için, Jill bir anda oyuncunun gözünde Jack'in tuhaf kız kardeşi olmaktan çıkar, o artık Don Kişot'un idealize ettiği romantic aşkı, Dulcinea'dır. Pacino, görevini gerçekleştirmek için onun kalbini kazanmalıdır.

Sorun şudur ki; bu durum Jill'in ilgisini çekmemiştir. Ancak Pacino öyle kolayca bir yana atılacak biri değildir. Kendini Jack'le Jill'in sürpriz doğum günü partisine davet ettiren oyuncu, Jill'in ayaklarını yerden keser ve evindeki özel bir partiye götürür. Ancak Jill hâlâ yanaşmamaktadır; bu, Pacino'nun tutkusunu (ve çılgınlığını) daha da körükler. Kimin daha kızgın olduğu belli değildir– yaşadıkları nedeniyle Jill mi, Pacino'yu ikna etme fırsatını kaçıracağını düşünen Jack mi, Jill için yanıp tutuşan Pacino mu.

Jack 'in iki ayağı bir pabuca girmiştir: Ziyaretini daha da uzatması ve Pacino'ya bir şans daha vermesi için Jill'i ikna etmesi gerekmektedir. Bu hamlenin harekete geçirdiği çılgın, inanılmaz olaylar, Jack'e hayatındaki en önemli insanların kim olduğunu gösterecektir.

YAPIM HAKKINDA

Yönetmen Dennis Dugan, Jack and Jill/Jack ve Jill adlı komedide Adam Sandler'la sekizinci kez bir araya geliyor. "Prodüksiyon aşamasının ortalarında bir yerlerde Adam'ın Jack'i oynadığını ama Jill'in bambaşka bir kişi olduğunu düşündüm. Adam kamera dışında Jill gibi davranmıyordu; ama bir sure sonra Jill gerçekten bir rol verdiğimiz ve tesadüfen Adam'a benzeyen bir kadınmış gibi gelmeye başladı."

Sandler, filmde büyük vurgunu yapmasına—ya da anlaşma iptal olursa felakete uğramasına— sadece bir reklam kalmış, Jack,adında bir reklam şirketi yöneticisini canlandırıyor. Bu karmaşayadahil olan ikiz kız kardeşi Jill ise, işleri daima olması gerektiğinden çok daha karmaşık hale getiren biridir.

Senaryoyu Sandler'la birlikte yazan Steve Koren, "Adam'ın Jill'i canlandırırken sıkıntı çekmeyeceğini biliyordum," diyor. "Jack, biraz sınırda bir adam–gerçekte olduğundan farklı biri haline gelmek için çok çalışmış.."

Koren, filmi Adam Sandler'la birlikte yazarken ilginç bir şeyler öğrendiğini söylüyor. "Bazı ikizler küçük birer çocukken kendilerine has bir dil geliştiriyorlar; o nedenle biz de sadece Jack'le Jill'in konuşabileceği, özel bir dil geliştirdik, Ayrıca ikizlerin birbirleriyle, diğer kardeşlerden çok daha güçlü bir bağ kurduğunu öğrendik ve bunu mümkün olduğunca yansıtmaya çalıştık."

Bu ikili rolü canlandırmak, Sandler'ın dahiyane bir zamanlamaya sahip olmasını gerektiriyordu. Koren, "Esprinin bir kısmı, Jack ve Jill'in aynı anda bire bir aynı şeyleri yapıyor oluşuydu," diye açıklıyor. "Adam bir sahneyi çektikten sonra, diğer karakter olarak aynı sahneyi çekiyordu. Bu neredeyse bir dans, bale gibiydi; Adam'ın inanılmaz şekilde odaklanması ve kusursuz bir zamanlamaya sahip olması gerekiyordu. Bunu izlemek çok şaşırtıcıydı."

Filmin karakterlerini ve konusunu anlatan Koren, "Jill'in hayatında iki sabit var; ebeveynlerine bakmak ve kuşu Poopsie'nin sevgisi," diye açıklıyor. "Özel hayatını feda etmiş. Tatil için Jack'i ziyarete geldiğinde ve gitmek bilmediğinde, Jack ona birini ayarlamaya çalışıyor– Jill'i Jack'in evinden çıkaracak birini."

Tabii ki hiçbir şey planlandığı gibi gitmez. Bir internet randevusu yerine, Jill gayet uygunsuz bir taliple karşılaşır. Filmde, Jack Al Pacino'yu bir reklam filmi çekmeye razı etmeye çalışmaktadır.– bunda başarısız olursa, Dunkin Donuts başka bir firmanın müşterisi olacaktır. Jack ne yapacağını düşünürken, ne olsa beğenirsiniz? Oscar® ödüllü oyuncu, Jill'e abayı yakar. Ancak işin ardında şöyle bir gerçek vardır– filmde, Pacino'nun karakteri bir sinir krizi geçirmektedir.

Yapımcılar, Al Pacino rolü için Al Pacino'ya gitmeyi uygun gördü. "Filmde, Al Pacino aslında kendini oynamıyor– ipin ucunu kaçırmış ve aklını kaybetmekte olan, saplantılı bir oyuncuyu canlandırıyor," diyor Koren. "Böylece, Jill'e aşık olduğunda işler çığrından çıkıyor. Kızı kapmak için ne gerekiyorsa yapmaya hazır. Sorun şu ki Jill ondan hoşlanmıyor. O, Al Pacino'dan çok 'American Idol'ı izleyen biri."

Pacino, karakteri gerçek hayattaki kişiliğinden oldukça farklı bir şekilde canlandırıyor. "Kontrolünü kaybetmekte olan bir oyuncu," diyor Pacino. İş yükünün altında kalmış; bu da ağırlığını hissettirmeye ve zihinsel kapasitesini etkilemeye başlamış. Bir krizin ortasında olduğu açık. Kendimi bir başkası olarak canlandırırken izlediğim yol, bu; bir komedide inandırıcı olması için abartılmış bir şekilde veriliyor. Bununla birlikte, gerçeki bir şekilde oynamaya çalıştım ki karakterin deliliği inandırıcı olsun."

Filmde, Pacino'nun karakteri gerçeklikle bağını koparmaya başlamıştır. Broadway'de "Man of La Mancha"da Don Kişot'u canlandırması için yapılan bir teklifi düşünmektedir. Jill'le karşılaştığında, kendini ve Jill'i oyundaki karakterlerle özdeşleştirir. Pacino, "'Man of La Mancha'da, Don Kişot kendinin şövalye, çirkin bir köylü olan Dulcinea'nın ise prenses olduğuna inanan bir delidir. Dulcinea'nın sahip olmadığı erdemleri ona yükleyerek, kıza delicesine aşık olur," diye açıklıyor. "Canlandırdığım karakter Jill'le karşılaştığında, aynı şeyi yapar; kız onun Dulcinea'sı olmuştur. Karakterim bir bakıma Jill'i bir araç olarak kullanıp, bilinçaltında Don Kişot rolünü oynayıp oynamak istemediğini anlar. Jill'e Dulcinea karakterinin tüm niteliklerini vererek prova yapar, dener ve olup olmadığına bakar. Bunu yaptığının farkında bile değildir ama delilikte bile bir system vardır."

Jill ayrıca, Pacino karakterinin kaybettiğini düşündüğü bir şeyi de simgelemektedir. Dugan, "Bizim Pacino karakterimiz bir yol ayrımında," diyor. "Los Angeles'ta bir bakıma kaybolmuş. Hayatında eksik olan şey, eski kimliği– bir ev ve köken sahibi olma hissi. Aniden, ününün doruğundayken gelen bir kadın ona eskiden nasıl biri olduğunu anımsatıyor. Pacino eve dönmek istiyor ve Jill'in de bu yolculuğun bileti olduğunu düşünüyor."

Pacino, "Başlangıçta bu işi yapmasına neden olan şeylere geri dönmeye çalışan, yaşlı bir film yıldızını canlandırma fikrine bayıldım," diye devam ediyor. "Karakterim sadece evine dönmek, yine sade bir hayat sürmek isteyen biri; ama asla öyle biri olamayacak. Ne kadar deli olursa olsun, bir oyuncu olarak içgüdüleri hâlâ işe yarıyor– Jill'e, Don Kişot'un Dulcinea'ya yaklaştığı gibi yaklaşırsa, 'Man of La Mancha'daki rolü oynayıp oynayamayacağını öğrenecek. İnce ve alışılmamış bir şey belki; ama oyuncunun delilikten kurtulmak için çıktığı bir yolculuk bu."

Dugan, Pacino'yla çalışmanın tabii ki eşsiz bir deneyim olduğunu söylüyor. "Ne bekleyeceğimi bilmiyordum– o kesinlikle çok ciddi bir oyuncu–ama deliliğe sımsıkı sarıldı," diyor Dugan. "Pacino'nun bu versiyonunu gerçekten dahiyane bir şekilde canlandırdı. O gerçekten çok iyi biri; çalışma boyunca harika bir tavır sergiledi."

Gerçek Pacino, doğal olarak tam da ondan bekleyeceğiniz şeyi verdi: hayatının en harika zamanını geçiren, muazzam bir oyuncu. "Al oyunculuğun zirvesindeydi– Adam ona pas verdiğinde, Al hemen yakalayıp geri yolluyordu," diyor Dugan. "Bizim pek çok setten farklı olan çalışma şeklimizi benimsedi. Ama hiçbir şey onu afallatmadı– orada durup tüm gücüyle vurdu."

Filmin görüntü yönetmeni olan Dean Cundey, Pacino perdedeyken filmin tonunun hafifçe değiştiğini söylüyor. "Pek çok komedi gibi, karanlık ya da hüzünlü bir şey yerine parlak ve iyimser bir görünüm istedik– ama Pacino sahnelerinde, daha keskin bir hava yaratma fırsatı bulduk, " diye açıklıyor. "Pacino, oynadığı pek çok karanlık karakterle özdeşleşmiştir; o yüzden bu özelliğinin birazını vermenin ilginç olacağını düşündüm. Örneğin, Al'ın restorandaki açıklaması için, geçmişte Al'ı keşfettiğimiz şeklinden esinlenip onu karanlık bir silüetle, sigarasından yayılan dumanla ve karanlık biro dada gözlerinde ışıkla gösterdim. Bu, filmde eğlenceli bir zıtlık oluşturdu."

Katie Holmes kadroya Jack'in eşi ve iki çocuğunun annesi Erin rolünde katılıyor. Holmes "Erin çok meşgul bir eş ve anne," diye açıklıyor. "Jill kente geldiğinde ve aile içinde bir dolu kargaşaya neden olduğunda, Erin her şeyi bir arada tutmaya çalışıyor."

Holmes, "Adam'ın Jill'e dönüştüğünü görmek harikaydı," diye devam ediyor. "Bir kadın olarak, bir erkekle bacaklarınızı tıraş etmek, külotlu çorabın ve topuklu ayakkabıların verdiği his gibi konularda ve kadın olmanın zor yanları hakkında konuşabilmek çok güzeldi. Adam harikaydı– çok, çok eğlenceli oldu."

Meksika'nın en iyi komedyenlerinden Eugenio Derbez, Jack'in bahçevanı Felipe rolüyle eğlenceye katılıyor. Felipe, Jill'i olduğu gibi ve içten bir şekilde sevmektedir. "Felipe komik olduğunu sanıyor– sürekli şaka yapıp, 'şaka şaka' diyor." Ana dili İspanyolca olan Derbez, İngilizce konuştuğu bir rolde komik olmanın zorluğuyla yüzleşmeye hazırdı. "Replikleri ezberleyip dile hakim olabilirsiniz; ama yine de espriyi satmanız gerekir– mesele sadece İngilizce söylemek değil. Esprinin yapılışı İspanyolca'da ve İngilizce'de farklı olabilir. Asıl zorluk, doğru tonu bulmakta."

Filmde hem kadın hem erkek rolü oynayan tek kişi Sandler değil: Derbez ayrıca Felipe'nin büyükannesini oynuyor. "Evet, o da benim," diyor oyuncu. "Sahnede rol alacak bir akrabam olup olmadığını sordular; ben de yok ama kendi büyükannemi oynayabilirim dedim. TV programlarımda bir sürü farklı karakter canlandırıyorum– programlarımı gördüklerinde, ikna oldular. Makyaj dışında çok eğlenceliydi. Makyaj işlemi 3½ veya 4 saat sürüyor; yüzümü tutkala buluyorlar– sakalımı da. Kafamda ve yüzümde beş farklı protez vardı. Çekimden üç gün sonra bile kafamdan tutkal çıkıyordu."

Derbez, Meksika'da yaptığı programlardan kazandığı deneyimle, Sandler'ın ve Happy Madison'daki ekibin kariyerlerinin başlangıcını oluşturan skeç komedisinde oldukça usta olmuştu. "Bu onu Adam Sandler ekibi için iyi bir seçim yapıyordu," diyor Dugan. "Yaptığımız her şeyi anlıyor– çekimler sırasında aklımıza gelen her şeyi deniyoruz. Hazırda bekliyoruz– biri size pas veriyor, siz de geri veriyorsunuz. Eigenio komik– çok komik."

Kadroda yer alan diğer isimler ise Jack ile Erin'in çocukları Sofia ve Gary'yi canlandıran Elodie Tougne ve Rohan Chand; Allen Covert, Nick Swardson, Valerie Mahaffey ve Geoff Pierson.

Kaynak: Bültenler

Son Dakika Kültür Sanat ''Jack ve Jill'' 10 Şubat'ta Sinemalarda - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement