Doktor Cinayeti Basın Açıklaması ile Protesto Edildi - Son Dakika
Yerel

Doktor Cinayeti Basın Açıklaması ile Protesto Edildi

Doktor Cinayeti Basın Açıklaması ile Protesto Edildi

Gaziantep'te Doktor Ersin Arslan'ın öldürülmesi Burhaniye'de de meslektaşları tarafından protesto edildi.

19.04.2012 19:16

Gaziantep'te Doktor Ersin Arslan'ın öldürülmesi Burhaniye'de de meslektaşları tarafından protesto edildi.

Gaziantep Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi'nde çalışan Göğüs Cerrahi Uzmanı Dr. Ersin Arslan'ın, hasta yakını tarafından bıçaklanarak öldürülmesi Burhaniye'deki meslektaşları tarafından protesto edildi.

Gaziantep'te hasta yakını 17 yaşındaki Murat G. tarafından Göğüs Cerrahisi Uzmanı Op.Dr. Ersin Arslan'ın bıçaklanarak öldürülmesine tepki gösteren yaklaşık 50 sağlık çalışanı işbaşı yapmayıp Devlet Hastanesi Poliklinikler önünde bir basın açıklamasıyla cinayeti protesto etti. Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi Göğüs Cerrahi Uzmanı 30 yaşındaki Ersin Arslan'ın öldürülmesine tepkiler dün de devam etti.

Hastanın sağlığına kavuşmak istediğini, hekimlerin ise hastayı sağlığına kavuşturmayı amaçladığını belirten Tabip Odası Burhaniye Temsilcisi Dr. Birgi Tuna, Üzgün, kırgın ve kızgın olduklarını dile getirdi. Burhaniye Devlet Hastanesindeki basın açıklamasını okuyan Doktor Birgi Tuna şöyle devam etti; "Dr. Ersin Arslan 30 yaşındaydı. Dün hasta bakıyordu. Bugün yok. Onu, memnun edemediği bir hasta yakını öldürdü. Bugün burada Dr. Ersin Arslan için toplandık. Meslektaşımız Gaziantep'te hastanede görevi başında iken, bir hasta yakını tarafından katledildi. Hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz. Orada, Gaziantep'te, bizler gibi yıllar önce kim bilir aklında ne hayallerle hekim olmayı seçmiş bir insan, sırf doktorluk yaptığı için, sırf "işini yaptığı için" öldürüldü. Hem de belki ameliyat ettiği hastaların nasıl olduğunu düşünürken, neler yapması gerektiğini düşünürken dinlenme odasında haince dedesinin doktorunun gözlerine bakma cesareti bile olmayan bir hasta yakını tarafından sırtından bıçaklanarak öldürüldü. Hiç tanımadığımız, ama bizim okuduğumuz kitapları okuduğunu, nöbetlerde bizim gibi sabahladığını, hastalan için bizim gibi çırpındığını, bir insana bizim gibi dokunduğunu bildiğimiz bir insan için. Hiç tanımadığımız, ama hayatını adımız gibi ezbere bildiğimiz bir insan için toplandık. Cinayetin neden işlendiğini bilmiyoruz. Söylenene göre, zanlının kanser hastası olan dedesi Dr. Arslan'ın da içinde bulunduğu ekibin hastasıymış ve bir süre önce hayatını kaybetmiş. Dr. Ersin Arslan bir kamu görevlisiydi. Soruyoruz: Dr. Ersin Arslan neden öldü? Dr. Ersin Arslan devletin hastanesinde, İl Sağlık Müdürlüğü emrinde çalışan bir hekimdi. Soruyoruz: Dr. Arslan neden öldü?

Ersin Arslan bir hekimdi. Dün de hastanede görevi başındaydı. İşi hasta bakmaktı. Biri bize anlatsın, Dr. Ersin Arslan neden öldü? Bir meslektaşımız, işi insanların hastalıklarını iyileştirmek olan bir insan, eşi karnında 4 aylık bebeği, anası babası, evi barkı, bir geçmişi ve gelecek hayalleri olan, hepimiz gibi sıradan bir doktor doğal bir nedenle öldü. Neydi o doğal neden? Memnun etme becerisi noksanlığı! Belli ki sevgili arkadaşımız, hastasının yakınını memnun edememişti. Çünkü bugün ülkemizde görevi yurttaşların bedensel, ruhsal ve sosyal sağlığını korumak olanlar; verilen sağlık hizmetinin niteliğini iyileştirmek yerine, "müşteri" memnuniyetine bakıyorlar. Belki de Dr. Ersin Arslan hastayı tedavi etmeyi, ameliyat etmeyi, iyileştirmeyi biliyor; ama "memnun etmeyi" bilmiyordu. Bilemeyebilir de. Zira bize tıp fakültesinde hasta tedavi etmek öğretilir; memnun etmek değil. Çok enteresan! Türkiye'de hastaların sağlık hizmetinden memnuniyeti arttığı söyleniyor. Ama memnuniyet arttıkça hekimlere saldırılar da artıyor! 2009 ve 2010 yıllarında yani iki yılda hekime saldın sayısı 65 iken, sadece 2011'de bu sayı 57. Neden acaba? Hizmetten memnun olan halkımız neden doktorlara saldırıyor acaba? Bu; yanıtı biz hekimler için kolay bir soru. Saldırıyorlar; çünkü televizyondan kendilerine reklamı yapılan "sağlık hizmetlerindeki iyileşmeyi" hastaneye gittiklerinde göremiyorlar. Saldırıyorlar; çünkü Sağlıkta Dönüşüm Programının uygulandığı yıllar boyunca, sistemin yerleşmesi uğruna hekimler sorumsuz demeçlerle itibarsızlaştırılmış, sağlıkta tüm sorunların çözüldüğü, eğer tanı ve tedavide bir sorun oluşursa bunun sorumlusunun halkın yararına olan politikalara direnen ve mesleğini tam anlamıyla ifa etmeyen hekimler olduğu algısı oluşturulmuş ve hekime yönelik kin ve nefret toplumda yaygınlaşmıştır. Hastalıkların tedavisinde doğal olarak oluşabilecek kötü sonuçlan bile hasta yakınlarına anlatmak ve anlayışla karşılamalarını beklemek her geçen gün zorlaşmıştır. Bir doktor günde 100 hasta bakmak zorunda bırakılabiliyor. İtiraz yok. Bakılacak. Yeter ki hasta memnun olsun. Bakılacak çünkü yaşamını sürdürebilmek için alacağın ücret bu performansa bağlı aksi halde geçinmek zorunda kalacağın ücret emekliliğine yansımamak kaydı ile 3000 TL. 100. hasta olarak muayene odasına giriyorsunuz. Doktor ne yapsın? Şikayetlerinizi sormak, sizi muayene etmek, bulgularını bilgisayara yazmak, bilgisayardan tetkiklerinizi istemek için sadece 3 dakikası var. Kapıda 101. hasta bekliyor çünkü homurdanarak işim var acele et doktor diyor. Doktorları "bakamayacakları kadar çok" hasta bakmaya zorluyorlar. Sevgili halkımıza sesleniyoruz: Hastaya yeterli zaman ayrılamamasının sorumlusu doktorlar değildir. Beğenmediğiniz hizmetin sorumlusu hekim değildir. Hastaların cebindeki el de hekimlerin eli değildir. Hekimler bugüne dek, dönüşüm programıyla kendilerine verilen görevi fedakarca yapmaya çalışmışlardır. Ama hayır. Olmuyor. Bu program yürümüyor. Hekimler bunun farkındadırlar ve yetkilileri uyarmaktadırlar. Bugün doktorlar hastaların nitelikli sağlık hizmeti almadıklarını ve yarın durumun daha kötü olacağını açıkça söylemektedirler. Sağlık hizmetini veren kişiler olan doktorlar "bu sistem yanlış, hastalarımıza iyi bakamıyoruz, buradan şifa çıkmıyor, çıkmayacak" diyorlarsa, buna herkes kulak vermelidir. "Verdiğimiz sağlık hizmetinden memnun değiliz.

Hekime yönelik şiddeti önlemenin yolu; günde binlerce başvurunun olduğu acil servislere özendirici, acile her başvuran hastaya koşulsuz bakılacak gibi popülist yaklaşımlar değildir. Poliklinikte bir doktora 100- 150 hastaya bakma talimatı verip hali mecali tükenen, hastaya bakamayan doktora san zarf gönderip soruşturma açmak değildir. Doktorları 24 saat aralıksız çalıştırmak değildir. Hekimleri şikayet etmek için özel hatlar açmak, hekimleri itibarsızlaştırmak değildir. "Benim yapabileceğim bir şey yok performansı artırsın çok kazansın, gerekirse kazandıklarına saysın demek değildir. Dr.Ersin Arslan'a yapılan saldırının gerekçesi Cehalet diye nitelendirildi. Ancak cahile cesaret verenlerden hiç bahsedilmedi. Hekime, sağlık çalışanına yönelik şiddet, bu sağlık politikasının ve onun uygulayıcılarının eseridir. Halkın ve hekimlerin yararına olmayan bu sağlık politikalarından derhal vazgeçilmelidir. Şu anda Türkiye'nin doğru sağlık politikası için en acil ihtiyaç, hastaların sayı veya müşteri değil insan, hekimlerin de robot veya köle değil insan olduğunu kavramış sağlık yöneticileridir. Artık yetkililerin bizleri, Sağlık çalışanlarını anlaması, bizlere sahip çıkması ve destek olmasını bir defa daha ifade ediyoruz. Şiddetin Her türlüsüne karşı olduğumuzu, şiddetsiz ve hoşgörülü sağlık hizmeti sunmamızın en temel hakkımız olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz. Gaziantep de meydana gelen korkunç olay Ersin'i aramızdan aldı. Çok ama çok üzgünüz, bir o kadar da kırgın ve öfkeliyiz. Değerli meslektaşımıza Allahtan rahmet diliyorum. Kederli ailesine ve tüm sağlık çalışanlarının başı sağ olsun" dedi.

Basın açıklamasının ardından sağlık çalışanları meslektaşlarına yapılan saldırıyı bir kez de alkışlarla protesto ederek dağıldılar. Hastanede acil vakalar dışında hastalara bir gün boyunca bakılmadı. - BALIKESİR

Kaynak: İHA

Son Dakika Yerel Doktor Cinayeti Basın Açıklaması ile Protesto Edildi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement