Fevzioğlu: Yargı Altüst Ediliyor

Son Güncelleme:

Metin Fevzioğlu, Yargıtay'da Üye Sayısının 387'e Çıkarılmasını Siyasi Bulduğunu Söyleyerek, Yargının Altüst Edildiğini Öne Sürdü.

Eskişehir'de düzenlenen konferansa katılan Ankara Barosu Başkanı Metin Fevzioğlu, Yargıtay'da üye sayısının 387'e çıkarılmasını siyasi bulduğunu söyleyerek, yargının altüst edildiğini öne sürdü.Adliye Sarayı Konferans Salonu'nda Eskişehir Barosu tarafından düzenlenen 'Ceza Muhakemesinin Güncel Sorunları' konulu konferansa konuşmacı olarak Ankara Baro Başkanı Metin Fevzioğlu ile Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muharrem Özen katıldı. Konferansı Cumhuriyet Başsavcısı Ekrem Aydıner, Adli Yargı ve Adalet Komisyon Başkanı Fahrettin Gültekin, Eskişehir Baro Başkanı Rıza Öztekin, hakim, savcı, avukat ve emniyet mensupları izledi.


2006'DA ÜYE SAYISININ 150'E DÜŞÜRÜLMESİ İSTENİYORDU


Konferans öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ankara Barosu Başkanı Metin Fevzioğlu, Yargıtay'da üye sayısının 387'ye çıkartılmak istenmesini siyasi bulduğunu söyledi. Fevzioğlu şöyle devam etti:"Yargı altüst ediliyor. Nasıl altüst ediliyor? 2006 senesinde Yargıtay'da üye sayısının 150'ye düşürülmesini isteyen aynı siyasi iktidar, 2011'e gelindiğinde üye sayısını 387'ye çıkmasını öngörüyor. Yani 2006 yılında 150 diyen 2011'de 387 diyor. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar kalabalık bir yüksek mahkeme yok. Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı da açıkladı. 'Yapmayın. Bu kadar kalabalık bir üst yargı olmaz' dedi. Çözüm burada değil. Çözüm ilk derece mahkemelerinde, çözüm savcılıklarda, çözüm lüzumsuz yere gazetecileri yok yere sanık yapan sistemde, çözüm yüzde 40 beraat oranı ile çalışan sistemin gerçekten açılması gereken davaları açacak şekilde yapılandırılmasında. Çözüm, suni bir kriz yaratıp 9.5 sene ilk derece mahkemesinde beklemiş bir davada Yargıtay'ın dairesine geldikten birkaç ay içerisinde karar verilmesini bekleyip, 'niye verilmedi daha sonra' deyip, tahliye olan Hizbullah sanıklarını örnek gösterip Yargıtay'ın üye sayısını Cumhuriyet tarihinde görülmemiş derece yüzde 50 arttırmakta değil."


NE DEĞİŞTİ?


" 2006 yılından 2011 yılına ne değişti?" diye soran Ankara Barosu Başkanı Metin Fevzioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:"2006 senesinde Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nda çoğunluk Yargıtay ve Danıştay'ın seçtiği üyelerdeydi, teminatlı ve bağımsızdı bu üyeler. 2011 yılında ise maalesef Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu siyasi iktidarın doğrudan veya dolaylı denetimine ya da etkisine açık hale geldi. Fark burada. Yani Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu hükümete bağlı değilken, 'Yargıtay'ın üye sayısını 150'ye düşürelim' diyenler, kendi etkileri altına girdikten sonra 'üye sayısını 387'ye çıkaralım' diyorlar. Matematik rakamlar yalan söylemez, gayet açık. Yargıyı allak, bullak eden bir düzenleme. Kamu duyurusuna imza atan 24 baroyu sakın az görmeyin. 45 bin avukatı temsil ediyoruz. Türkiye'nin 65 bin avukatının 45 binini temsil ediyoruz. Yani Türkiye'nin en büyük barolarıyız biz. Bu 45 bin avukatı temsil eden 24 baro diyor ki: 'Siyasi iktidarı bugün hangi siyasi parti temsil ediyorsa etsin, yapmayın' diyor. Yapmayın, çünkü yarın bu siyasi iktidar bir başka siyasi partinin eline geçecek, biz yine yapmayın diyeceğiz. Bizim için siyasi parti önemli değil. Ayşe teyzelerin, Ali amcaların özgürlüğü için mücadele ediyoruz. Kendimiz için bir şey söylemiyoruz. Teferruatın peşinde değiliz. Vatan söz konusu ise gerisi teferruattır."


HİZBULLAH DAVASI 9.5 YIL DİYARBAKIR'DA BEKLEDİ


Hizbullah davasının 9.5 yıl Diyarbakır'da beklediğini belirten Fevzioğlu, yargıda aksamanın olduğunu kayderek şunları söyledi: "Dünyanın neresinde bir davanın 10 sene sürmesi demokratiktir, makul süredir. Yargıda bir aksama var. İlk derece mahkemesinde 9.5 sene beklemiş. Senelerce Adli Tıp'ta beklemiş. Adli Tıp'ı siz mi yönetiyorsunuz, ben mi yönetiyorum? Adli Tıp Adalet Bakanlığı'nın elinde. Adalet Bakanlığı'nın elinde olan Adli Tıp'ta senelerce beklemiş bir davadan söz ediyoruz. Yargıtay Başsavcılığına gelmiş, duruşmalı temyiz istemişler. Bir ay içerisinde Başsavcılık görüşünü bildirmiş. 40 bin belge, 30 klasör gelmiş, savcılık nasıl incelemiş ben onu sorgularım. Bir ay içinde görüşünü bildirmiş. Yargıtay Başsavcılığı daireye göndermiş. Daireye gönderince başsavcılığın bu görüşünün avukatlara tebliğ edilmesi gerekir. Tebliğ etmek yetmez, tebliğ edildiğine dair postanın kağıt parçalarının size geri dönmesi lazım. Bütün bunların dönmesi ortalama Türkiye'de 2 aydır zaten. Postaneyi ben mi işletiyorum? Hayır. Kim işletiyor? Yine yürütmenin elinde. Bunlar da yapılmış. Sıra gelmiş Yargıtay'ın incelemesine. Yargıtay incelerken 10 yıllık süre dolmuş. Ama 10 yıllık sürenin 9.5 yıllık süresinin niye Diyarbakır'da dolduğunu kimse sorgulamıyor. 10 yıllık sürenin 2 ayının nasıl olur da Yargıtay'ın elinde dolduğunu sorguluyorlar. Bundan yola çıkarak Yargıtay'ın üye sayısını Cumhuriyet tarihinde rastlanmamış oranda yüzde 50 arttırmak istiyorlar. Lütfen gözünüzü açın, herkes gözünü açsın. Burada yapılmak istenen başka bir şey. Bunca sene Yargıtay'ın üye sayısında makul bir artış yapılsın, bunca senedir Yargıtay'ın dairesine bir kere daire açılsın şeklindeki bu kadar masumane talepleri 'hayır' diye geri çeviren siyasi iktidar, ne değişti de üye sayısını 387'ye çıkarmak istiyor. Kendi kendinize bunu sorun."


'BU HABERLERİ YAPAMAYACAKSINIZ'


Değişenin HSYK olduğunu, HSYK'nın siyasi iktidarın yürütme organının etkisine açık hale getirildiğini savunan Baro Başkanı Fevzioğlu konuşmasını şöyle tamamladı: "İlk derece hakimlerinin HSYK'ya seçiminden bir gün önce kimlerin seçileceği listesi basında yayınlandı. Seçimden bir gün önce seçilecek üyeler çarşaf çarşaf yayınlandı. Biz sizin bu haberleri yapmaya devam etmeniz için mücadele ediyoruz. Çünkü özgürlük elinizden giderse, yüksek yargı da elden giderse bu haberleri yapamayacaksınız. Yapacağınız haberler gelin, kaynana haberlerinden ibaret kalacak."

Kaynak: DHA