Gençlik ve Spor Bakanı Kılıç, Bitlis'te
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, milletin ve ülkenin yükselmesini amaçladıklarını belirterek, "Bu ülkeye ihanet edenlerle, bu ülkenin evlatlarını birtakım yerlere götürüp ellerine silah verenler ve yine bu millete ateş ettirenlerle, teröristlerle işimiz olmaz.
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, milletin ve ülkenin yükselmesini amaçladıklarını belirterek, "Bu ülkeye ihanet edenlerle, bu ülkenin evlatlarını birtakım yerlere götürüp ellerine silah verenler ve yine bu millete ateş ettirenlerle, teröristlerle işimiz olmaz. PKK, dünyanın bugüne kadar görmüş olduğu en kanlı terör örgütlerinden ve katil şebekelerinden biridir." dedi.
Bitlis'te AK Parti İl Başkanlığını ziyaret eden Bakan Kılıç burada yaptığı konuşmada, Gönül Köprüsü Projesi kapsamında Samsun ve Bitlis'in kardeş il teşkilatları programı için kente geldiklerini söyledi.
Kılıç, 16 Nisan sonrası hayata geçen ve 2019'da yerel, genel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucunda tamamıyla devreye girecek cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile geleceğe yürüyeceklerini anlattı.
Başbakan Binali Yıldırım'ın "ülkenin, millet, devlet ve bayrak için değil bir Ali bin ali feda olsun" sözlerini hatırlatan Kılıç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ise vefanın ve dava arkadaşlığının ne anlama geldiğini anlamadığını dile getirdi. Kılıç, "İşte Sayın Kılıçdaroğlu siz bunu anlayamadığınız için de ancak insanları sokaklara çağırırsınız. Adalet sokaklarda aranmaz. Tamamlanmamış bir yargı süreci var. Tamamlanmamış bir yargı süreciyle ortalığı birbirine katanlar hele bir durun." dile konuştu.
Bakan Kılıç, Can Dündar'ın Almanya'ya sığınmasına değindi. Batı'nın demokrasi, hukuk ve insan haklarından söz ettiğini ancak 15 Temmuz FETÖ'nün darbe girişiminden sonra bu teröristlere kucak açtıklarını ifade eden Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Nasıl olur da kucak açıyorlar? Doğu ve Batı Almanya birleştiğinde kaç bin memurun işine son verildi. Devlete sadakat göstereceklerinden emin değillerdi. 3 milyonu aşkın memur FETÖ terör örgütüyle bir araya gelmiş, onlara çalışmış, darbe içinde bulunmuş, Meclisi bombalamış, millete ateş etmiş, tankla tüfekle sokağa çıkmış. Bunları ne yapacaktık? Türk Silahlı Kuvvetlerinin içinde yol almış bu hainler, o üniforma ve şanlı bayrağa ihanet edecek, milletin vergisiyle alınan silahları millete çevirecek, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni bombalayacak, Başbakanlığa ateş edecek, sokakta silahsız insanları şehit ve gazi edecek. Biz de diyeceğiz ki 'Yanlış anlaşılma oldu' Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan'da ve herhangi bir ülkede meclis bombalansa, cumhurbaşkanı ve başbakanının çalışma ofisleri bombalansa neler olurdu? Tırnak içerisinde gazeteci olduğunu iddia ettiğiniz, bu ülkeye ihanet eden Can Dündar'a kucak açtınız. Nezdimizde onun hiçbir değeri yoktur. Ama er geç hesap verecek. Kaçaktır kaçak. Korkak. Ey Can Dündar sen bir korkaksın. Yüreğin varsa gelirsin, adalete teslim olursun. Bu kadarını söylüyorum."
"Teröristlerle işimiz yok"
Terörle mücadelenin kararlı bir şekilde devam ettiğini sözlerine ekleyen Bakan Kılıç, şöyle dedi:
"Derdimiz bu milletin ve ülkenin geleceği ve yükselmesidir. Bu ülkeye ihanet edenlerle, bu ülkenin evlatlarını birtakım yerlere götürüp ellerine silah verenler ve yine bu millete ateş ettirenlerle işimiz olmaz. Teröristlerle işimiz yok. PKK, dünyanın bugüne kadar görmüş olduğu en kanlı terör örgütlerinden ve katil şebekelerinden biridir. Kandil'de yere izmarit atılmıyormuş. Bunu yazan ve kaleme alan kişinin insanlığından şüphe ederim. Bir katil ve terör örgütünün yuvalandığı yerden bahsediyorsun. İnsan öldürüyor, katlediyor neymiş yere izmarit atmıyormuş. Bu nasıl bir anlayış, bu nasıl kafa? Size ne anlatıyorlar? Ondan sonra 'Kürt halkının haklarını korumak için bunları yapıyoruz' diyorlar. Hainsiniz, yalancısınız, siz kimsenin hakkını korumak için değil sadece terör estirmek, onun bunun taşeronluğunu yapmak, uyuşturucu ticareti yapmak, insanlarımızı zehirlemek ve öldürmek için yapıyorsunuz. Sizinle işimiz bittiğinde, bu ülkeden defolup gittiğinizde ve layığınızı bulduğunuzda işte o zaman huzura ereceğiz."
Bitlis'teki esnaf ziyaretinde, kendisine sıkıntı değil eksiklikler bulunduğunun söylendiğini anlatan Kılıç, "Belediye Başkanı olduğunu iddia eden ve kaynak alan kişi kent için çivi çakmadı." dedi.
Kılıç, Avrupa'nın "Seçilmiş belediye başkanlarını nasıl görevden alırsınız, seçilmiş milletvekillerinin nasıl dokunulmazlıklarını kaldırıp yargı önünde hesap sorarsınız" yönünde tepki ortaya koyduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Bunu söyleyenlerin ülkelerinde bir tanesi çıkıp da burada yaptıklarının yüzde birini yapsın mahkemeye verirler, sürüm sürüm süründürürler. Sonra da 'Türkiye ile müzakere sürecini devam ettirmemiz için terörle mücadele tavrınızda değişiklik yapın' diyorlar. Değişiklik falan yok. Mücadelemize devam ediyoruz. Bu millet, bayrak, ezan ve inancımız için mücadelemizi sonuna kadar vereceğiz. Hiç kimse bizi bu yoldan döndüremez. Bazı ülkeler 'YPG bilmem PYD' diyor. Bunlar neyin uzantısı belli. Bunlarla iş birliği yapıyorlar. Onlarla işimiz yok. Ülkemizin ve vatandaşımız güvenliği için çalışma yürütüyoruz. Bayrağımızın altında inancımızın ortak olmasıyla, medeniyetimizle tarihimizden aldığımız güçle geleceğe yürüyeceğiz. Bunu kimse bozamayacak, kimse buna nifak sokamayacak."
Daha sonra beraberindekilerle Ahlat ilçesine geçen Kılıç, Selçuklu Mezarlığı'nı gezdi.
Mezarlık ziyaretinde Ahlat Belediye Başkanı Mümtaz Çoban, Bakan Kılıç, eşi Eda Kılıç ile diğer misafirlere Ahlat bastonu ve çini vazolar hediye etti.