Hakemlerin geleneksel sezon sonu güzelliği!

Son Güncelleme:

Konyaspor-Başakşehir ve Denizlispor-Trabzonspor maçları, futbol kalitesi vasat ama şampiyonluk ve düşme heyecanı tavan olan ligimizin en ilgi çekici haftalarından birine tanıklık etmemizi sağladı.

Konyaspor- Başakşehir ve Denizlispor- Trabzonspor maçları, futbol kalitesi vasat ama şampiyonluk ve düşme heyecanı tavan olan ligimizin en ilgi çekici haftalarından birine tanıklık etmemizi sağladı. Önem seviyesi çok yüksek karşılaşmalar oynandı. Konya'daki 7 golde, Trabzon'un öne geçip kaybettiği Denizli'de, 2 kırmızının çıktığı Kayseri'de, Ünal Karaman'ı veda ettiren Kasımpaşa'da, Ankaragücü'nün Galatasaray'ı tek golle geçmesinde, Gençlerbirliği'nin ligde kaldığı İzmir'deki maçların sonunda kimse hakem konuşmadı.


RİZE-G.SARAY, İSTİSNA


Her ne kadar tüm MHK'lar aslan payını kendilerine yorsa da son 10 yıldaki önemli gözlemlerimden biri sezon sonu haftalardaki hakem performanslarının genel başarısı. Spesifik olarak bu tezime uymayan geçen sezonki Çaykur Rize-Galatasaray örneğini hemen hatırlatanlar elbette olacaktır. Ancak lig genelinde bazı haftalarda 9 maçın yarısından fazlasında önemli hatalar yaşanırken, sezonun kritik son 2-3 haftasına doğru çok az sayıda olur.


ANA NEDEN MANTALiTE


Ana nedeni sadece doğru atamalar veya hakem performanslarının muazzamlığı değil tabii ki, başroldeki futbolcu ve teknik adamların mantalitesi çok etkili. Son düzlükte odakları hakemden ve uyanıklıktan ziyade mevcut hedefin dikkatine ve özenine dönüşüyor. Adrenalin yüksek olsa da takımı eksik bırakmama adına daha kontrollü, sabırlı, kazanması gerekiyorsa oynamaya istekli, ne yaptığını bilen tavır sergiliyorlar. Sarı karta gidebilecek sert itirazda bile temkinliler. Üstüne bir de işin psikolojik boyutu devreye giriyor. okan Buruk'un maç sonunda Denizli'deki skoru telaşlı bekleyişinden skubic'in gözyaşlarına, Denizlisporlu oyuncuların galibiyet coşkusuna ve Levent Kartop'un çocuğuna verdiği sözün yarattığı duygu patlamasına kadar.


GÖKHAN TÖRE'NiN POZiSYONU PREMIER LiG'DE OLSAYDI iKiNCi SARI KART iPTAL EDiLiRDi


Kritik haftalarda hakemlerin konsantrasyonu da daha üst düzeyde. Kart konusunda çok bariz olmadığı sürece cimri davranma gayreti hem insan psikolojisi hem sorumluluk bilinci hem de ikinci sarı kartlık bir pozisyon durumunda koca sezonun ihalesi bana kalmasın hassasiyetini barındırıyor. Hatırlarsınız Fenerbahçe- Yeni Malatyaspor maçının 65. dakikasında skor 0-0 iken Gökhan töre'nin hatalı ikinci sarı kartla atılmasının ardından heyecan dolu karşılaşmayı 3-2'lik skorla sarı lacivertliler kazanmış, Emre Belözoğlu'nun Gökhan töre'nin kendisine vurmadığını hakeme söylediği bahsi dikkat çekmişti. Liglerdeki sarı/kırmızı kart ceza uygulamaları da farklılıklar içeriyor. Sarı kartlarda bazıları 4'e, bazıları 5'e ulaşınca ceza veriyor. Bariz hatalı gösterilen kartlar Avrupa'nın bazı liglerinde iptal ediliyor.


KURALLAR YUMUŞADI ÇÜNKÜ...


Bariz gol şansı uygulamasını IFAB neden yumuşatmıştı? Önceden takım 10 kişi kalıyor, ceza alanındaysa penaltı verilip skor dezavantajı doğuyor, üstüne üstlük bir de sonraki hafta cezalı duruma düşüyor ve neticede bir pozisyondan üç ağır ceza çıkıyordu. Şimdi ise en azından topla oynama niyeti/mesafesi, ceza alanı içi/dışı gibi kriterlerle kart değerlendirmesi bir nebze hafifledi. Hatta hücum eden takım, ceza alanı dışında bariz gol şansından doğacak serbest vuruşu, hakemin kart göstermesini beklemeden hızlı kullanırsa, yeni kurallar gereği kırmızı kart bile verilmeyecek artık.


UYGULAMA FARKI


Ülkemizde PFDK, talimat gereği hakemin sarı ve kırmızı kart uygulamalarında sadece yanlış oyuncuya kart gösterilmesi durumunda ortadan kaldırabilme yetkisine sahip. Hali hazırda artık VAR olduğundan, bu formalite maddenin bir esprisinin kalmadığı aşikar. Hakem hatası nedeniyle kart cezası iptali en sık yaşanan Premier Lig'de Gökhan töre'nin pozisyonu olsaydı, VAR hakemi protokol gereği engelleyemezdi ama sonradan kesinlikle cezası iptal edilirdi. İlk sarı da hatalı olabilir ama en azından 2.sarı kart verilen pozisyonların mutlaka VAR protokolüne girip incelenmesi tüm liglerde yaşananlardan sonra farz oldu.


ASIL SORUN; KARAR VERiCiNiN KiMLER OLACAĞI?


VAR gelmeden önce İngiltere'de 'eski teknik adam-eski hakem-eski futbolcu' havuzundan oluşan 15-20 kişilik bir nevi 'etik Kurul' vardı. Sahadaki etik dışı ve hakemi aldatmaya yönelik pozisyonları hafta bitince inceleyip karara bağlardı. Eğer bir oyuncu hakemi aldatıp takımına penaltı kazandırdıysa, maçın sonucundan bağımsız olarak bu kurul tarafından anında en az 2 maç men cezası alıyordu. 3 ayrı görevden kurul üyesi seçilmesi de empati açısından fevkalade bir organizasyon. Bir futbolcunun o müdahaleyle gerçekten temassız mı düştüğünü, yoksa abartılı ama futbolun doğasında kabul edilebilir bir temasla düşüp düşmediğini futbolcu ve teknik adam penceresinden daha sağlıklı değerlendiriyorlardı. Bu nedenle de oy çokluğu değil, oy birliği olursa oyuncu ceza alıyordu. Everton'lu niasse Kasım 2017'deki Crystal Palace maçında bariz aldatmayla yarattığı penaltı yüzünden takımına puan kazandıran ama sonraki 2 maçta tribünü boylayan örnek olmuştu. Bundesliga'da da bariz hatalı kartlar Disiplin Kurulu'na dahi gitmeden bir nevi 'kontrol komitesinden' geri dönüyor. Etik uzmanı, eski hakem, antrenör gibi meslek temsilcileri kurulda görev alıyor. Kart uygulamalarında karar verme yetkisine sahipler.


HATALI KIRMIZILAR DÜZELTiLMELi


İkinci sarıdan doğan tartışmasız hatalı kırmızılar, VAR protokolünü IFAB düzeltene kadar bizde de iptal edilmeli, hatta bariz hatalı kırmızılar da. Ancak asıl sorun bu kararı kimlerin vereceği. Protokole uygun VAR uyarılarıyla hakemin izleyip doğruyu bulmasının bile kabul görmediği bir iklime sahibiz. Kulüp mensuplarına verilen cezalarda çifte standart tartışması sıkça yaşanırken, İngilizlerdeki gibi komite kurulsa dahi ana sorun töre'ninki gibi bir pozisyonda özne eğer Burak, Muriç, Falcao veya sörloth olursa oy birliğiyle kimlerin tarafsız ve sağlıklı karar verebileceği.


Kaynak: Hürriyet