Patronları Kaçınca, İşçiler Fabrikanın Sahibi Oldu

Son Güncelleme:

Patron, fabrikanın içini boşaltıp kaçtı. Hakları gasp edilen 94 tekstil işçisi pes etmedi. İşçilerin patronsuz ürettiği Kazak'lar piyasada tutuldu.

İşçi kıyımının her geçen gün arttığı bugünlerde haklarının peşinden giden bir grup tekstil emekçisinin mücadelesi tüm dünyaya örnek oldu. Sadece dört aydır alamadıkları maaşların ve tazminatların peşinde olan emekçiler o gün bir fabrika sahibi olacaklarını hayal edemezdi. Benzeri görülmemiş bir mücadele veren emekçiler 'özgür kazağı' üretmeye başladı. Yaşananlara dünya da kayıtsız kalmadı, Güney Kore'den Almanya'ya birçok işçi sendikası onları ziyaret etti. Şimdi hem evlerine ekmek götürebiliyor hem de ekonomiye katkı sağlıyorlar.

SIRA DIŞI BİR HAK MÜCADELESİ

Kazova tekstil işçilerinin macerası Ocak 2013'te patronlarının haklarını ödemeden ortadan kaybolmasıyla başlar. İşçiler hukuk ve meşru hak alma mücadelesi için aylarca kapısı kilitli fabrika önünde direnir. 2 Ağustos'ta kapıları kilitli fabrikaya giren emekçiler makinaları çalıştırarak artık ipliklerle kazak üretimine başlar.

İŞÇİLER AÇIK ARTIRMADA

Patronun fabrika binasını satması üzerine makinalar önce Kağıthane'ye oradan da Rami'ye taşınır. Hacizli olan makinaların satışı yapılırken alacaklarına karşılık bir işçi açık arttırmaya katılır. Muhammen bedelle yediemin olarak makinaları alır. Ancak yine bir sorun vardır. Aylardır maaş almayan işçilerin açık arttırmada KDV için 30 bin TL'ye yakın para bulmaları gerekir. Yaşanan süreç internette paylaşılır. İşçilere destek yağar. Sanat camiasından bazı isimler ve dizi oyuncuları defile yapar. Derme çatma dükkanda ve internet üzerinden kazaklar satılır. Gerekli para toplanır. Yurt dışından da destek yağar. Hollanda ve Almanya gibi ülkelerde kermes düzenleyip elde edilen para Kazova işçilerine gönderilir. Bu süreçte işçiler arasında görüş ayrılıkları doğar. Kazaova işçileri Özgür Kazova ve Diren Kazova diye iki gruba ayrılır. Özgür Kazova işçileri 'Patronsuz Kazak' diye markalaşır.

TERÖRİST MUAMELESİ

Fabrika önünde ve Taksim'de eylem yaptıkları için örgüt kurmakla suçlandıklarını belirten Bülent Ünal, "Terörle Mücadele polisleri ile muhatap olduk hep. Hakkımızda örgüt davası açıldı, hâlâ devam ediyor. Terörist muamelesi gördük." dedi.

"HAKLARIMIZ GASP EDİLDİ"

Özgür Kazova emekçisi Serkan Gönüş, "Biz sadece hakkımızın peşinden gittik" ifadesiyle süreci özetliyor. Patronlarının emeklerini gasp ettiğini belirten Gönüş, "Yüklü bir ihracat üretiminden sonra bize, 'çok yoruldunuz, hepinize bir hafta izin veriyorum dönüşte alacaklarınızı ödeyeceğim.' dedi. Bir hafta sonra fabrikaya geldik ama ne patron var ne de muhatap. Ne yapacağımızı bilemedik. Dört aylık maaşlarımız ve tazminatlarımız ödenmemişti." şeklinde konuşuyor.

BİR KİŞİYE HESAP SORULMADI 94 İŞÇİ PERİŞAN OLDU

Emekçiler savcılığa suç duyurusunda bulunur. Gönüş sürecin bam teline dokunuyor: "Savcılığa gittik, durumumuzu anlattık, savcı bir şey yapamayacağını, iş mahkemesine başvurmamızı istedi. Oraya gittik. 'En az iki yıl sürer bu mücadele iki yıl sonra da iflas ettim der, siz mahkemeyi kazanırsınız ama bir şey alamazsınız' dedi. Devlet bir kişiye hesap sormadığı için, 94 işçi perişan oldu. Aile düzeni bozulan arkadaşlarımız oldu. Kanun, hukuk var sanıyorduk."

72 GÜN ÇADIR NÖBETİ

Bir hafta boyunca fabrikaya gidip geldiklerini aktaran Serkan Gönüş, fabrikadaki bazı makinaların patron tarafından alındığını görünce bir şeyler yapmaya karar verdiklerini belirtiyor. Gönüş, "Çadır kurup fabrikanın önünde bekleyelim fikri ortaya atıldı. Ama hiçbirimiz daha önce böyle bir şeyle karşılaşmamıştık. 8 kişi ile çadır nöbetine başladık. 72 gün çadır nöbeti tuttuk. Hiçbir gelişme olmadı, maddi olarak tükendik. Sonra fabrikaya girdik. Polis geldi bizleri çıkarmak için ama fabrika binasının yeni sahibi onlar benim misafirim dedi. Polis gitti." diye konuşuyor.

YENİ BİR MARKA

Rami'de bir iş hanında üretime devam eden Özgür Kazova işçileri kendi marka ve stillerini oluşturmuş. Direnişin kadın mimarlarından Aynur Aydemir, " İtalya'dan bir stil danışmanımız var, bizler için ücretsiz modeller tasarlıyor. Türkiye'den de sanatçı dostlarımız bizlere model konusunda destek veriyor. Bizi diğer gruptan ayıran özelliğimiz hiçbir gruba ve siyasi oluşuma yakın olmamamız. Çok çetin bir mücadele sonunda istediğimiz noktaya koşar adımla ilerliyoruz." ifadelerini kullanıyor.

ARTIK İPLER HAYATLARINI DEĞİŞTİRDİ

Tam ümitlerinin tükendiği anda tavan arasında karşılaştıkları artık iplerin hayatlarında dönüm noktası olduğunu belirten Gönüş, şöyle devam ediyor: "Fabrikanın içinde gezerken tavan arasında artık ipler ve kolu, yakası olmayan kazaklar bulduk. Kendi kendimize biz bunları tamamlayalım, artık iplerle de kazak üretimine başlayalım dedik. Ve kendi kazaklarımızı üretmeye başladık. Ürettiklerimizi satmaya başlayınca özgüvenimiz arttı. Fabrika binasının yeni sahibi bize 11 ay izin verdi orada çalıştık, ürettik. Satış mağazası açtık, makinaları da başka bir yere taşıdık. Para kazanınca ilk işimiz makinalarımızdaki eksiklikleri gidermek oldu. Sonra mağazalara satışlara başladık." diyor.