Cumhuriyetin Şerefi, Adaletidir - Son Dakika
Ekonomi

Cumhuriyetin Şerefi, Adaletidir

Cumhuriyetin Şerefi, Adaletidir

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Kısır Çekişmelerle Türkiye'nin Mücadele Gücünün Kırıldığını, Enerjisinin Boşa Harcatıldığını, Nefesinin Tüketildiğini Söylerken, "Biz Artık Huzur İstiyoruz" Dedi.

01.06.2008 01:38
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, kısır çekişmelerle Türkiye’nin mücadele gücünün kırıldığını, enerjisinin boşa harcatıldığını, nefesinin tüketildiğini söylerken, "Biz artık huzur istiyoruz" dedi.

Ünlü yazar Emile Zola’nın "Cumhuriyetin şerefi, adaletidir" sözünü hatırlatan Hisarcıklıoğlu, "Hukukun ve adaletin dışına çıkmakla korunabilecek bir sistem, esasen korunmaya değer değildir" diye konuştu.

TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) 63’üncü genel kurulunda, ekonomiden siyasete Türkiye gündemi ele alınırken, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, önceliği ’huzur’a verdi. AKP ile yargı arasındaki gerginlikten duydukları rahatsızlığı aktaran Hisarcıklıoğlu, ünlü yazar Emile Zola’nın sözleriyme mesaj verdi.

Adalet ve demokrasi

"Hukukun ve adaletin dışına çıkmakla korunabilecek bir sistem, esasen korunmaya değer değildir" diyen Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu: "Büyük yazar Emile Zola ne demişti? ’Cumhuriyetin şerefi, adaletidir!’ Bir ülkenin kalkınma düzeyi, demokrasi düzeyinden ayrı düşünülemez. O halde Türkiye; işleyen, yöneten, denetlenebilir ve hesap verebilir, birinci sınıf bir demokrasi haline gelmelidir. Eğer, ülkemizde demokrasinin yerleşmesini istiyorsak, Siyasi Partiler ve Seçim Kanunları’nı yenilemek zorundayız. Millet ile vekilleri arasındaki bağ güçlendirilmelidir."

Eleştiriden muafiyet olmaz

"Adalet mülkün temelidir. O yüzden de adalet terazisinin dengesini korumaya mecburuz" diyen Hisarcıklıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Yargının hem bağımsız, hem de tarafsız olmasını beklemek ve istemek durumundayız. Hiçbir kişi ya da kurum eleştiriden muaf tutulamaz. Zira eleştiri olmayan yerde kimse kendini yenileyemez, kendini geliştiremez. Yeter ki, eleştiri hakarete dönüşmesin. Çağdaş bir demokraside hiçbir kurum, kendine anayasa ve yasalarla verilmiş görevler dışında bir misyon üstlenemez.

90’lara dönmekten korkuyoruz

Endişelerini de dile getiren Hisarcıklıoğlu, "Türkiye, bir dünya devi olmaya koşacakken, yanlış gündemlerle zaman kaybetti" diyerek, şöyle konuştu: "Kısır çekişmelerle ülkemizin mücadele gücünü kırdık, enerjisini boşa harcattık, nefesini tükettik. Biz artık huzur istiyoruz. Çünkü ancak huzur ortamında ticaretin gelişeceğini, yatırım yapılacağını, istihdam sağlanacağını biliyoruz. Huzur olmazsa, 90’ların karanlık günlerine dönmekten korkuyoruz."

Evet, artık tarafız

"Altını çizerek söylüyorum; evet, artık biz de tarafız. Huzurun, istikrarın, sağduyunun, demokrasinin ve kalkınmanın tarafındayız" diyen Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu: "Kavganın, çatışmanın, demokrasiyi ve kalkınmayı akamete uğratacak her girişimin de karşısındayız. Biz huzur istiyoruz. Biz sağduyulu olmayı, Türkiye’nin yeniden kendisiyle barışmasını bekliyoruz. Bu nedenle, Hükümetimizin önceliği ekonomik istikrarı korumak olmalıdır. Peki, bugünkü çatışma ortamının maliyetini yarın kim ödeyecek? Hiç şüpheniz olmasın ki, testiyi kıranlar, faturayı da millete havale etmekten çekinmeyecektir. Üzerine vazife olmayan görevlere soyunanların yol açacağı zararları artık ödemek istemiyoruz."

Bu hayallere ulaşmak için söz verdiler

KONUŞMASININ sonunda "Peşinden gidecek cesaretiniz varsa, bütün hayalleriniz gerçek olur. Bizim hayallerimizin peşinden gidecek cesaretimiz var. Biz bu ülkeye hizmet için varız. Biz bu ülkenin sevdalısıyız" diyen Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB üyeleriyle birlikte gerçekleştirmek için söz verdiği ’büyük hayaller’ini şöyle sıraladı:

Æ Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına giren,

Æ Dünyanın 100 büyük şirketi içinde küresel milli şirketleriyle yer alan, en az üç sektörde dünya lideri olan, 500 milyar dolar ihracat yapan bir Türkiye,

Æ İcat çıkaran, bilim üreten ve ihracatının dörtte biri ileri teknoloji ürünlerinden oluşan bir Türkiye,

Æ Ekonomisiyle, birinci sınıf demokrasisiyle, tarihsel birikimiyle, kültürel zenginliğiyle, bütün dünyanın örnek aldığı bir Türkiye,

Æ Büyük Atatürk’ün işaret ettiği yönde, diğer milletlere de önderlik eden bir Türkiye,

Æ Dünyadaki yeri tarihteki yerine yaraşan bir Türkiye.

Ne çektiysek kardeşini ’öteki’ görenden çektik

RİFAT Hisarcıklıoğlu, "Fırsatların kazası olmaz" derken, şu uyarıları da yaptı: "Şimdi kısır siyasi çekişmeleri bırakıp, iş üzerine aş üzerine konuşma zamanıdır. Ortak yaşam bilincine erebilmek için kendimizi tanımlarken başkalarını ötekileştirmekten vazgeçmeliyiz. Bu ülke ne çektiyse kardeşini öteki diye görenden çekti. Bugün bir olmak, birlik olmak, beraber olmak günüdür. Büyük edebiyatçı Tolstoy’un dediği gibi, ’Herkes dünyayı değiştirmeyi düşünüyor, ama kimse kendini değiştirmeyi akıl etmiyor."

2001 gibi umutsuzluk seziyoruz huzur istiyoruz

RİFAT Hisarcıklıoğlu, konuşmasındaki "huzur istiyoruz" talebine şöyle açıklık getirdi: "2001’dekine benzer bir umutsuzluk seziyoruz. ’Huzur’ kelimesinin 2006’da Diyarbakır’a yaptığım ziyaretten sonra ortaya çıktı. PKK’nın kepenk kapatma eylemine direnen esnafı desteklemek için oraya gittiğimde bir esnaf bana, ’Başkanım huzur istiyoruz’ dedi. İşte ’huzur istiyoruz’ lafı da buradan çıktı."

Bize bir fil yetmiyor ikincisini arıyoruz

TOBB’un "Türkiye’nin birinci gündem maddesi ekonomi olmalı" uyarılarına karşın, 2006’dan sonra ekonominin geri planda kalmasından yakınan Rifat Hisarcıkıloğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: "Yapılması gerekenler gözardı edilirken problemler artmaya devam etti. İhracatımız ithalatçı oldu. Sanayicimiz komisyoncu oldu. Esnaf işportacı oldu. Çiftçi çift bozan oldu. Zamanında tedbir almayışımızın bedelini ödüyoruz. Önce ekonomiyi ve reformları ihmal ettik. Sonra da önceliği olmayan gündemlere saplandık. Dışarıda büyüyen iktisadi kriz yetmedi, içeride de siyasi çalkantılar başlattık. Nasreddin Hoca’nın hikáyesindeki gibi, şimdi bize bir fil yetmiyor, ikincisini de arıyoruz. 90’larda nasıl bir felakete dönüştüğünü görmüş olmamıza rağmen, bütçe dışı harcama yapılmasına imkán verecek fonlar oluşturma girişimlerini, hayretle ve üzüntüyle karşılıyoruz. Geçmişin hatalı uygulamaları, nelerin yapılmaması konusunda en sağlam rehberimiz olmalı."

İZLENİMLER

Başbakan erken ayrıldı, Baykal hiç gelmedi

Genel Kurula Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra bakanlardan da Nazım Ekren, Mehmet Şimşek, Zafer Çağlayan, Murat Başesgioğlu, Kürşad Tüzmen, Mehmet Ali Şahin, Faruk Özak ve Hüseyin Çelik katıldı.

Partisinin Kızılcahamam toplantısı nedeniyle Başbakan Erdoğan ilk konuşmayı yaptı ve genel kuruldan hemen ayrıldı. Ancak Başbakan, ne salona girerken ne de konuşması sırasında, beklediği alkışı bulamadı.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ise beklenmesine karşın, gelmedi. Bu durum, telefon dinleme olayının iddia ettiklerinin aksine bir şekilde ortaya çıkmasına bağlandı.

Rifat Hisarcıklıoğlu’nun konuşması, Başbakan’ın aksine sık sık alkışlarla kesildi. Bazı oda başkanları ’Muhalefet konuşmasını bizim Başkan yaptı" yorumu yaptı. Ancak Başbakan ve diğer bakanlar ayrıldığı için bu konuşma sadece Zafer Çağlayan tarafından dinlenebildi.

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın yanı sıra Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu, Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu ve çok sayıda bürokrat, oda ve borsa başkanı da TOBB’in 63’üncü genel kurulundaydı.

Genel kurulunun yapıldığı TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nin (ETÜ) bahçesine oda ve borsalar tarafından çeşitli stantlar kuruldu. Delegelere künefeden sucuk ekmeğe, Afyon lokumundan mırraya kadar ikramlar yapıldı.

Kaynak: DHA

Son Dakika Ekonomi Cumhuriyetin Şerefi, Adaletidir - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement