Avrupa Merkez Bankası piyasaların yoğun baskısını daha fazla göz ardı edemedi ve bu ayın başındaki para politikası toplantısında parasal genişleme döneminin kapısını araladı. Simon Nixon'ın The Wall Street Journal Türkiye'de (www.wsj.com.tr) yayımlanan analizinde, kapısı euroda oldukça hızlı düşüş ile açılan yeni dönemin barındırdığı riskler irdeleniyor.
Avrupa Merkez Bankası'nın (AMB) 4 Eylül'de yaptığı politika toplantısı bir dönüm noktasıydı. AMB yıl boyunca geniş çaplı bir tahvil alım programı başlatması için hükümetlerden, piyasalardan ve IMF'den giderek artan bir baskı gördü. Ancak AMB, parasal genişlemenin Euro Bölgesi'nin banka merkezli, yapısal açıdan zor durumda olan ekonomisine ciddi bir fayda sağlamayacağı iddiası ile bu baskılara direndi. Ayrıca parasal genişlemenin yol açabileceği siyasi çöküntüye karşı da uyarıda bulundu.
Yine de AMB Başkanı Mario Draghi geçtiğimiz hafta düzenlediği basın toplantısında bu endişeleri bir kenara bıraktı ve faiz indirim kararının yanı sıra bir tahvil alım programı da açıkladı.
AMB şimdilik sadece varlığa dayalı menkul kıymetlerde ve ipotekli tahvillerde alım yapacak olsa da piyasa bu açıklamayı bir tabunun yıkılması olarak yorumladı. Draghi'nin AMB'nin amacının bilançoyu 2012 başlarındaki büyüklüğe ulaştırmak olduğuna dair açıklaması 1 trilyon euroluk muhtemel bir genişlemenin sinyalini verdi. Bu da bankanın odağının para basmaya doğru kaydığını gösteriyor. Sonuçta euro tepe taklak olurken tahvil faizleri geriledi, hisse senedi piyasaları ise yükselişe geçti.
Peki bu değişimi tetikleyen ne oldu? Politika yapıcılar aralarında büyüme elde edilememesi ile enflasyonun gerilemesi de bulunmak üzere Ağustos ayında Euro Bölgesi'nden gelen bir dizi veriye dikkat çekti. AMB'nin 2015 ve 2016'ya ilişkin kendi büyüme tahminlerinde önemli bir değişim olmasa da politika yapıcıların cesareti hem kısa hem de uzun vadeye ilişkin enflasyon beklentilerinin gerilemesi nedeniyle kırılmış durumda. Yetkililer, AMB'nin enflasyon hedefini yakalama yetkinliğine dair güvenin bir kez kırılması halinde yeniden yakalanamamasından ve deflasyon endişelerinin kendi kendini doğrular hale gelmesinden endişe ediyor.
Draghi kararını son anda vermiş gibi görünüyordu. Draghi'nin geçtiğimiz ay Jackson Hole'de düzenlenen merkez bankası yetkilileri toplantısında yaptığı konuşmada tahvil alım programına işaret eden paragrafların metinden önce çekilmesi sonra ise bu paragraflar tekrar yer verilmesi çekinceler olduğuna işaret ediyordu. Ancak Draghi'nin genişleme yanlısı açıklamalarına devam etme hızı yönetim konseyi üyeleri için sürpriz oldu. Yeni varlık alım programına ilişkin belgelerin Bundesbank'ın sadece Çarşamba günü yani toplantıdan bir gün önce eline geçmesi Başkan Jens Weidmann'ın aile tatilini yarıda kesmesine neden oldu.
Bundesbank'a yakın kaynaklara göre banka bu acelenin gereksiz olduğu görüşünde. Weidmann ile konseydeki diğer bazı üyeler Haziran ayında alınan tedbirlerin etkilerini görmek için biraz daha beklemek istedi. Haziran ayında açıklanan tedbirlerden bazıları – bankalara uzun vadeli yeni ultra ucuz krediler sağlanması- henüz uygulamaya konulmuş değil. Ayrıca tahvil alım programını açık bir şekilde AMB'nin bilançosunun büyüklüğü ile ilişkilendirmek daha derin analizlere ve tartışmalara dayandırılması gereken önemli bir politika değişikliği. AMB'nin kendisi ekonomi teorilerinde bir merkez bankasının bilançosunun büyüklüğü ile büyüme arasında korelasyon olduğunu gösteren hiçbir şey olmadığını savunuyordu. AMB, bu yeni politika hedefinde görüş birliğine vararak hükümet tahvili alımlarına yolu açıyordu.
Draghi'nin 'kayda değer çoğunluk' olduğunu söyleyerek Bundesbank'ın muhalefetini çiğnemesi de önemliydi. Bu durum Draghi'nin konsensüs ile hareket etme isteğinden –belki de parasal genişleme için konsensüsün hiçbir zaman sağlanamayacağını hesaplamıştır- vazgeçtiğine işaret ediyor. Yapılan açıklama, ekonominin ve enflasyonun toparlanamaması durumunda hükümet tahvillerinde alım yapılması için yolun açıldığını ve Alman muhalefetinin yoluna çıkmasına izin vermeyeceğini gösteriyor.
Sonuç olarak Euro Bölgesi şu an meçhul bir yolda. Geleneksel anlayış doğruysa Draghi'nin teslim olması Euro Bölgesi'nin toparlanmaya başlayacağı an olmalıdır. Draghi'nin 'gereken ne varsa yapılacağı' sözü euronun dolar karşısında Mayıs'tan bu yana yüzde 6,5 değer kaybederek 1.30'un altına gerilemesine neden oldu.
Politika yapıcılar ayrıca parasal genişleme, negatif faiz oranları ve bankalara sağlanacak ucuz kredilerin reel varlık fiyatlarını artırmasını, konut alımı ile inşaatlar için cesaret vermesini ve böylece yerel talebi artıracağını düşünüyor.
Öte yandan eğer şüpheci kesim endişelerinde haklıysa parasal genişleme Euro Bölgesi'ndeki siyasi çatlakları derinleştirirken ekonomik açıdan ise oldukça az yarar sağlayabilir. Draghi'nin kendisi bile yapısal reformlar yapılmadığı sürece para politikasının tek başına talebi artıramayacağı uyarısında bulunuyor.
Draghi'nin açıkladığı alım programı Euro Bölgesi'ni yavaşlamadan kurtaramazsa AMB Bundesbank ile Berlin'in muhalefetine rağmen yakın zamanda hükümet tahvillerinde alım yapmaya başlayacak. AMB'nin, kredi kalitesi kötüleşen hükümetlerin tahvillerinde yüksek miktarlı alım yapmak zorunda kalabileceğine dair endişeler artıyor. - İstanbul
Son Dakika › Güncel › Analiz - Draghı Parasal Genişleme ile Risk Alıyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?