Başbakan Erdoğan, Borsa İstanbul'da İlk Gongu Çaldı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,

"(Çözüm süreci) Yapılan bir hesaplamaya göre terörün Türkiye'nin son 29 yıldaki maliyeti yaklaşık ben biraz insaflı olarak söyleyeyim 300 milyar dolardır"

"Terör canları hedef alırken ekonomiyi hedef aldı ekonomiye ağır faturalar yükledi. İçinden geçtiğimiz çözüm süreciyle canları tehditten kurtardığımız kadar ekonomiye can suyu olacak yeni bir dönemi başlatmış olacağız"

"Terör ileri demokrasiyi derin demokrasiyi tehdit olduğu kadar kalkınmaya da tehdit. Terörü bitirmek suretiyle Türkiye'ye sınırsız bir ufku hep birlikte kazandırmış olacağız"

" (Borsa İstanbul'un açılışı) Bu güç birliğinin bu yeni törenin İstanbul'u finans merkezi yapma hedefimizi çok ciddi şekilde güçlendireceğine yürekten inanıyorum"

"( Kredi Notu eleştirisi ) Kredi notlarına önem vermiyorum. Onu da söyleyeyim.Orada gizli bir ideoloji ve hesap yatıyor. Açık net adil asla ortaya konmuyor "

Haber: Pınar ÇITAK KOYGUN - Kamera: İdris TİFTİKÇİ - İSTANBUL DHA

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) yapılan mevzuat değişikliğiyle Borsa İstanbul oldu. Borsa İstanbul'un açılışına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı (SPK) Prof. Dr. Vahdettin Ertaş, Borsa İstanbul Başkanı İbrahim Turan, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın da katıldı.

BAŞBAKAN SERGİ GEZDİ, GONG ÇALDI Törene Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da katıldı. Erdoğan, beraberindekilerle "Osmanlı'dan Cumhuriyete Sermaye Piyasamız" sergisini gezdi. Erdoğan serginin ardından Borsa İstanbul'un ilk gongunu çaldı. Başbakan Erdoğan gongu çalarken, "Borsa İstanbul'un tüm iktisadi hayatımızın en önemli noktası olarak şu anda gongunu çalıyoruz" dedi. Tören sırasında Boğaz köprülerinden dalgalandırılan Borsa İstanbul'un bayrakları ile seans salonunda başlayan işlemlerden görüntüler katılımcılara ekrandan kısa süre gösterildi.

" BU YENİ YAPI 2023 HEDEFLERİMİZLE PARALEL OLACAKTIR " Başbakan Erdoğan, burada bir konuşma da yaptı. Erdoğan, "Bugün İstanbul Menkul Kıymetler Borsası ve İstanbul Altın Borsasının güç birliğiyle oluşan vadeli opsiyon borsasının da katılımıyla ayrı bir güç kazanan Borsa İstanbul'u hep birlikte hizmete alıyoruz. 140 yıl önce Dersaadet Tahvilat Borsası'nın kurulmasıyla başlayan Türkiye sermaye piyasaları tarihinde çok önemli bir dönüm noktasına hep beraber şahit oluyoruz. Önümüzdeki günlerde İzmir Vadeli Opsiyon Borsasının katılımı da artık resmen gerçekleşecek. Hem sermaye piyasalarının değişimi hem de ekonomimizin daha büyümesi noktasında önemli bir adım atmış olacağız. Bu güç birliğinin bu yeni törenin İstanbul'u finans merkezi yapma hedefimizi çok ciddi şekilde güçlendireceğine yürekten inanıyorum .Yola çıkarken, Türkiye'nin tarihi itibariyle İstanbul bir finans merkezi olduğunu söyledik. New York gibi Londra gibi Tokyo gibi İstanbul'un finans merkezi olmasının perçinleyeceğine inanıyorum. Bu yeni yapı 2023 hedeflerimizle de paralel olacak. Bizi daha fazla hızlandıracak ve motive edecektir. 2012 yılının 4. dönemi ve tamamına ilişkin büyüme rakamları açıklandı. Türkiye ekonomisi yıllık yüzde 2.2 oranında büyüme kaydetti. Gerek AB ortalamasında gerek tek tek büyük Avrupa ekonomilerinin çok üzerinde bir gelişme kaydetti. 2002 yılında görevi devraldığımızda Gayri Safi Milli Hasıla 230 milyar dolar seviyesindeydi. İstikrar ve güven ortamı sayesinde bu rakam 3 kattan fazla artış gösterdi. 2012 yılı sonunda 786 milyar dolara yükseldi. 2009 yılında bütün dünyada ağırlığını hisettiren dünyanın en güçlü ekonomilerinin ağır yara aldığı küresel kriz sebebiyle yaşanan kısmi daralma dışında Türkiye ekonomisi son 10 yıl içinde sürekli büyüdü. Satın alma gücü paritesine göre fert başına milli gelir 2002 yılında 8 bin dolardı. Bugün bu rakam 15 bin doları aşmış durumda. O dönemde kronik bir enflasyon sorunu yaşıyorduk. Bir ürünün fiyatı akşam başka sabah başkaydı. Günden güne yapılan zamlar o günler için son derece normal rutin hadiselerdi. Bizi bu hale getirmişlerdi. Bugün ise biz enflasyonu dizginlemekle kontrol altına almayı başardık. MB'nin uygulamaları neticesinde enflasyon bugün tek haneli rakamlara inmiş durumda. Bugün birçok Avrupa ülkesi kamu borçlarıyla ilgili önemli problemler yaşıyor. Biz AB üyesi değiliz ama şöyle ele aldığımızda yüksek borçluluk oranlarının Avrupa'da yaşandığını onların baskısının olduğunu görüypruz. Bizde ise, 2002 yılına baktığımızda AB tanımlı borç stokunun milli gelire oranı yüzde 74' dü. Yeni mili gelirin açıklanmasıyla bu oranın yüzde 36' ya kadar gerilediğini gördük" dedi.

" BU, YÜZDE 6'YI DA FAZLA GÖRÜYORUM " Faizlerdeki düşüşün yeterli görmediğini de belirten Başbakan Erdoğan, "Bir yandan kamunun borçlanma ihtiyacı azalırken faiz oranlarında tarihi düşüşler yaşanıyor. Yüzde 60' lardan aldığımız faizleri yüzde 6' lara kadar çekmiş durumdayız. Bu yüzde 6' yı da fazla görüyorum. Onu da söyleyeyim ve ben yüzde 6'lık faizin de bir baskı olduğunu ifade etmek istiyorum. Temenni ediyorum ki kısa zamanda bunu daha da düşürmek suretiyle faiz baskısını bu ülkenin tüketicileri üzerinden kaldırmış oluruz. İhracatımız 152.5 milyar dolara ulaştı. IMF'ye olan borç 23.5 milyar dolardı şimdi 400 milyon dolar ve önümüzdeki ay bu 400 milyon doları da ödüyoruz. IMF ile alacak borç bunu kapatıyoruz. Şimdi bizden borç talepleri var onun görüşmelerini yapıyoruz. 5 milyar doları verirsek IMF bize borçlu duruma düşecek" şeklinde konuştu.

" TÜRKİYE'NİN FİNANS MERKEZİ İSTANBUL'DUR " İstanbul 'un finans merkezi olması için çalışmaların sürdüğünü açıklayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Birşeyin üzerinde ısrarla durduk. Ankara siyasetin merkezidir. Finans merkezi İstanbul diyorsak o zaman biz finansın en önemli kontrol mekanizmaları olan kamu bankalarını da İstanbul' a çekmemiz gerekir. Buna Merkez Bankası da dahil dedim. Ama baktım ki ülkemizin ana muhalefeti yavru muhalefeti hepsi başlad ve dedi ki, ' Türkiye'nin başkentini İstanbul'a taşımak istiyor' . Benim öyle bir derdim yok, bizim partimizin de böyle bir derdi yok. ABD'nin siyasi merkezi Washington'dur. Ama finans merkezi New York'tur. Türkiye'nin finans merkezi ise, İstanbul'dur. Ama şu anda Türkiye'nin siyasi merkezi var. Bu, fiziki ve coğrafi şartları itibariyle Ankara'dır. Ama finans merkezi itibariyle İstanbul'un ticari hareketliliği merkez olmaya layık olduğu için buna inandık ve bu adımı attık. Anadolu yakasında şu anda çalışmalar devam ediyor. Bütün proje çalışmaları belli bir aşamaya geldi. Süratle fiziki mekanlar hazırlandığı andan itibaren çok ciddi bir hareketliliğin orada yaşandığını göreceğiz " dedi.

" KREDİ NOTLARINA ÖNEM VERMİYORUM " Konuşmasında kredi derecelendirme kuruluşlarıyla ilgili de konuşan Başbakan Erdoğan, " Kredi notlarına önem vermiyorum. Onu da söyleyeyim.Orada gizli bir ideoloji ve hesap yatıyor. Açık net adil asla ortaya konmuyor. Adil olanı koysak biz şu anda daha kararlı oluruz. Oralarda dönenleri gayet iyi biliyorsunuz. Türkiye'nin gerçek durumu bu değil. Gerçek durum çok farklı kredi notları boyutuyla. Türkiye'nin notunu istemeye istemeye da olsa artırıyorlar. Onlara kalsa düşürecekler. Batan ülkelere bakıyorsunuz notunu 6 kat artırıyorlar. Bu nasıl oluyor ben anlamakta zorlanıyorum. Herhalde ben matematik bilmiyorum. İstatistiki değerlendirmede herhalde zayıfız. Şu büyüme sürecini çok daha ileri seviyelere taşıma konusunda son derece kararlıyız " diye konuştu.

"TÜRKİYE'YE SINIRSIZ BİR UFKU HEP BİRLİKTE KAZANDIRMIŞ OLACAĞIZ " Başbakan Erdoğan, konuşmasının sonunda çözüm süreci ve dün akşam gerçekleşen Akil İnsanlar toplantısına da değindi. Erdoğan," Biliyorsunuz çözüm sürecini başlattık son aylarda. Şu anda başarılı şekilde ilerliyoruz. Akil insanlar heyeti adını verdiğimiz arkadaşlarımızla biraraya geldik. Bir arkadaşımız yurt dışında olduğu için katılamadı. 63 kişinin 62' si geldi. Yaklaşık 4.5 saat boyunca süreci ve neler yapılacağını konuştuk. Akil insan heyetinde de tam bir kararlılığın umudun heyecanın olduğunu gördük. Süreç içinde bu heyet de üzerine düşeni yaparak sürecin hızlanmasına umudun daha da çoğaltılmasına yardımcı olacaktır. Ben şuna inanıyorum ülkemizde 780 bin kilometrekarelik vatan topraklarına yatırımlar tam manasıyla arttığı anda Türkiye sıçramasına farklılık kazandıracaktır. Güneydoğu'da ve Doğu'da yatırımlar artmaya başlamıştır. Türkiye farklı bir noktaya gelecektir. Çözüm sürecinin en önemli sonuçlarından bir tanesi ekonomik neticelerdir. Yapılan bir hesaplamaya göre terörün Türkiye'nin son 29 yıldaki maliyeti yaklaşık ben biraz insaflı olarak söyleyeyim 300 milyar dolardır. Terörle mücadeleye harcanan çok ciddi maliyet var. Tahrip edilen yollar okullar barajlar var. Kapanan kepenkler ekilmeyen tarlalar var. Terör canları hedef alırken ekonomiyi hedef aldı ekonomiye ağır faturalar yükledi.İçinden geçtiğimiz çözüm süreciyle canları tehditten kurtardığımız kadar ekonomiye can suyu olacak yeni bir dönemi başlatmış olacağız. Terör ileri demokrasiyi derin demokrasiyi tehdit olduğu kadar kalkınmaya da tehdit. Terörü bitirmek suretiyle Türkiye'ye sınırsız bir ufku hep birlikte kazandırmış olacağız. Türkiye artık enerjisini çatışmaya gerilemeye harcamaktansa artık bütün enerjisini bu kalkınma sürecine harcayacaktır. Huzura güvenliğe hep beraber kavuşacağız. Soruyorlar ' Peki ondan sonrası ne olacak ' ' Refah huzur olacak. Güneydoğu ve Doğu'daki analara babalar her akşam 'Acaba nerede ne olacak ' ' sorunu sormayacak. Ülkenin geneline baktığımızda anaların gözyaşları dinecek " şeklinde konuştu. Başbakan konuşmasının ardından borsa işlemlerinin yürütüldüğü işlem salonuna geçti. Başbakan bir süre burada brokerlarla sohbet de etti. Tören de konuşan Ali Babacan da " Geçmişi yaklaşık 140 yıl öncesine dayanan bir zamanlar Avrupa'nın en büyük dört borsası içinde yer alan borsamıza yeni bir hukuki statüde özel hukuk hükümleriyle bir anonim şirketi olarak yeniden düzenledik. Eskiden ne özel ne kamu arada bir yapısı vardı. Şimdi hissedarlık yapısı olan bir şirket haline geldi. Şirketin tescili gerçekleşti dün ticaret sicili gazetesinde yayınlandı. Bugün de Sayın Başbakanımızla beraber Borsa İstanbul adı altında işlemler başlamış durumda" dedi.