Başbakan Erdoğan: Lüks Kafelerde Otururlar, Boğaza Nazır Villalarında, Köşklerinde Demlenirler

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Soma'da yaşanan maden faciası ile ilgili yürütülen soruşturmayı titizlikle takip ettiklerini söyledi. İş kazalarının sıfırlamanın mümkün olmadığını belirten Başbakan Erdoğan, aynı kazaların yaşanmaması için çalışma başlattıklarını kaydetti.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, Partisinin Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında konuştu. Başbakan Erdoğan Soma'da yaşanan maden faciası dolayısıyla ertelenen toplantıda yaptığı konuşmanın önemli bir bölümüne Soma'da yaşanan maden faciasına ayırdı.

Soma'da maden faciasında hayatını kaybedenlerin yakınları için önemli attıklarını, atmaya devem edeceğini belirten Başbakan Erdoğan, "Çarşamba günü yapılan Bakanalar Kurulu toplantısında neler yapılabileceği konusunda çalışmalar yaptık. Kademe kademe bu değişiklikleri yapacağız bu adımları atacağız. Şuanda en önemli gündem, Bu kazanın sebepleri ve sorumluların yanında, bundan sonra alınacak önlemleri belirlemek, bu soruşturmaları bizlerde titizlikle takip ediyoruz" dedi.

Bu Tür kazaların yaşanmaması için çalışma başlattıklarını kaydeden Başbakan Erdoğan Konuşmasını şöyle sürdürdü:

-"HAYAT RİSKLERLE DOLUDUR"-

"Hiç kaza olmaz diye bir anlayışın yanlış olduğunu da söylemek durumundayım. Bunu ben sadece maden ocakları ile ilgili söylemiyorum. Hayat risklerle doludur. Her yerde birçok şeyde istediğiniz kadar testler yapın, kaza oranını minimize etmek en ideal olanıdır, sıfırlamak, dünyanın hiçbir yerinde hiçbir yaşamda, mümkün değildir. Hayat risklerle doludur. İstediğiniz kadar testler yapın kaza oranını minimize etmek olanıdır. Ama sıfırlamak mümkün değildi. Otobüsler, otomobilde, uçaklar, test azami ölçüde yapılır. Maden ocakları Kömür ocakları riski en yüksek olan işletmelerdir. Tatbikî Buralarda en ileri teknolojiyi harekete geçirmek için, sonraki takipler çok daha farklı olacak. TBMM'de bütün grupların desteği ile bir araştırma komisyonunu kurulmasını teklif ettik ve kuruldu. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığımız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız, yeni acıların yaşanmaması için gerekli yasal düzenlemeler üzerinde çalışıyorlar, çalışıyoruz.

-"SOMA FACİASI MİLLET OLMA ŞUURUNU HİSSETTİRDİ"-

Soma faciası 77 milyonun tamamıma bir kez daha millet olma şuurunu, zor zamanlarda kardeş olma, birlik olma, ruhumuzu gerçekten çok güçlü şekilde hissettirdi. En son Van depreminde milletimiz tek yürek olmuş. 81 ilde yardımlar ve dualar Van için seferber olmuştu. Allah'a hamdolsun millet olarak yalnız olmadığımız tüm dost ve kardeş ülkelerin izlerle olduğunu hissettik.

-"HERKES ANLAYAMAZ"-

"Bosna Hersek'te 1,5 milyon insanı etkileyen sel felaketine ulaşan ilk uluslararası yardım Türkiye'den olmuştur. Dün bir gazetede gördüm, "Bosnalı afetzedelerin Türkiye'nin yardım ekiplerini görünce, kendi sorunlarını, kendi dertlerini bir kenara bırakıp, Soma'yı sorduklarını, başsağlığı dilediklerini' gazetedeki o haber bize aktarıyor. İşte bunu herkes anlayamaz, anlayamadı. Bir Bosnalının, bir yandan evindeki sel sularının çamurlarını temizleyim, bir yandan da Türkiyeli yardım ekiplerine endişe ile somayı sormamalarını anlayamaz. Anlamadılar. Soma'daki kazanın hemen ardından "Somali bırak Soma'ya bak' diye, insaf dışı ifadeler kullananlar oldu. Bizim Bosna-Hersek'e, Sırbistan'a yardım göndermemizden rahatsız olanlar oldu. Artık 12 yıl önceki Türkiye yok. Hem kendi afetleri ile mücadele ederken, hem de, öbür taraftan, Bosna'ya, Sırbistan'a elini uzatabilecek olan, bir Türkiye var. Bunların anlayışı nasıl bir anlayıştı Allah aşkına, Bu nasıl bir ufuksuzluktur. Nasıl bir vicdansızlıktır."

-"140 KARAKTERLE KENDİLERİNİ DÜNYAYI KURTARAN ADA SANIRLAR"-

Bizim Bosna'ya yardımımızı, Somali'ye yardımımızı eleştirenler, inanın Soma'nın yolunu bilmezler. Harita'da yerini dahil gösteremezler. Somali Bunlara ne kadar uzaksa, inanın Yozgat da o kadar uzaktır, Soma da o kadar uzaktır. Saray-Bosna bunlara ne kadar uzaksa, Diyarbakır, Van, Sivas da bunlara o kadar uzaktır. Dünyayı küçük semtlerinde ibaret zanneder bunlar. Lüks kafelerde otururlar, Boğaza nazır, villalarında, köşklerinde, demlenirler. Ellerinde akıllı telefonları ile attıkları twetlerle ahkâm keserler, provokasyon yaparlar. Eğer Twitter'da gündeme girmiyorsa, Bunlar için hiçbir anlam ifade etmez. 140 karakterde mesaj yazınca dünyayı kurtaran adam gibi kendilerini görmeye başlarla. Bir yoksulun elinden tutmazlar. Bir yetimin başını okşamazlar. Bir fakirin evine ayakkabılarını çıkarıp girmezler. Bizim kültürümüzün gereği budur bilmezler. Sofralarınıza diz kırıp oturmazlar."