GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in açıklamaları AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Çelik: (1)
"Birilerinin, cenazeleri ve yaralıları, terörist faaliyetlerin lojistik desteği haline getirmesine müsaade etmeyiz. Yani bir cenaze politikası, yaralı politikası bu terör politikasının parçası olarak konumlandırılamaz. Cenazeler ve yaralılar, insani ve vicdani bir durumdur"
"Geldiğimiz noktada çok açık ve net bir biçimde belli siyasi ve odakların cenazeleri ve yaralıları bile bir politikaya dönüştürüp, terör eylemlerinin, stratejisinin lojistik unsuru haline getirmeye çalıştığını görüyoruz. Bunu reddediyoruz ve kınıyoruz"
" (Cenevre görüşmeleri) Büyük bir ikiyüzlülük sergileniyor. Bakınız, muhaliflerin oraya gitmesine Türkiye olarak olumlu yaklaştık. Ama muhalifler orada olduğu sürede, hem rejim unsurlarınca hem de Rus unsurlarınca Halep bombalandı"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Birilerinin, cenazeleri ve yaralıları, terörist faaliyetlerin lojistik desteği haline getirmesine müsaade etmeyiz. Yani bir cenaze politikası, yaralı politikası bu terör politikasının parçası olarak konumlandırılamaz. Cenazeler ve yaralılar, insani ve vicdani bir durumdur" dedi.
Çelik, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, önceki haftalarda Avrupa Birliğinden (AB) bir heyetin Türkiye'yi ziyaret ettiğini hatırlatarak, AB ile ilişkilerin canlanmasının kendileri açısından son derece önemli olduğunu söyledi. Schengen alanında yapılacak seyahatlere dönük vizenin 2016'da kaldırılmasını beklediklerini ifade eden Çelik, AB ile yapılacak ikili zirvelerin canlanmasına da önem verdiklerini bildirdi.
Son zamanlarda ülkeye gelen AB yetkililerine de bir uyarıda bulunduklarını vurgulayan Çelik, "Sanki Türkiye-AB ilişkileri sadece 'mülteci meselesi' ve 'göçmen krizi' üzerinden tanımlanıyormuş gibi. Bu fevkalade yanlış olur. Bu Türkiye açısından kabul edilemeyecek bir yaklaşım olduğu gibi Avrupa Birliği açısından da dünyaya ve bölgemize verilmiş çok yanlış bir mesaj olur. Sadece göçmen krizine indirgenmiş, göçmen krizi üzerinden canlandırılmış bir ilişki biçimi Avrupa Birliği'nin değerler mantığına da Türkiye'nin tam üyelik müzakeresi yürüten bir ülke olarak pozisyonuna da aykırıdır" değerlendirmesinde bulundu.
Ömer Çelik, terörle mücadele konusunda "yaralılarla" ilgili tartışmanın yaşandığını, söz konusu olaya ilişkin kendilerini kim arıyorsa ayrıntılı bir şekilde dinleyip, not aldıklarını belirtti.
Türkiye Cumhuriyeti topraklarında statüsü, kimliği, hukuki durumu ne olursa olsun hiç kimsenin sağlık hizmeti almasının engellenemeyeceğine dikkati çeken Çelik, şöyle devam etti:
"Bu yaralıların da kimliğine kim olduğuna bakmasızın sağlık hizmeti almaları için gerekli girişimlerde bulunuyoruz. Fakat sorunlu bir tablo var önümüzde. Bu cenazeler konusunda da önümüze geliyor. Belli yerlerden cenazelerin alınmasıyla ilgili birtakım girişimler olduğunda bunların kolaylaştırılması için elimizden geleni yapıyoruz. Maalesef bazen alındıktan sonra bu cenazeler bile defnedilmiyor, belli bir siyasi propaganda için belli yerlerde bekletiliyor. Çoğu kez bize 'sahadan bizim yanlış bilgilendirildiğimiz' şeklinde eleştiriler geliyor. Fakat biz, sahayı çok iyi takip ediyoruz. Gerek cenazelerin defnedilmesi, gerekse yararlıların tedavisi konusunda son derece hassasız."
"Cenazeler ve yaralılar insani ve vicdani bir durum"
Çelik, "bölgede ambulansların yaralılara gitmediği" yönünde iddiaların söylendiğine değinerek, "Oraya defalarca ambulanslar gidiyor. Fakat ne oradan yaralılar çıkıp bu ambulanslara geliyor, ne de oradaki teröristler buna müsaade ediyor. Sürekli olarak ateş açılıyor. Aynı rahmetli Tahir Elçi'nin öldürülmesinde olduğu gibi" dedi.
Ortada hakikaten yaralılar varsa, bunun herkes açısından ilgilenilmesi gereken bir durum olduğuna işaret eden Çelik, şunları söyledi:
"Ambulanslar gidiyor, oradaki barikat ve hendeklerin sınırına kadar yaklaşıyorlar. ya üzerilerine ateş açılıyor ya da ortam uygunsa hiçbir yaralı gelip de bu ambulanslarda tedavi görmek üzere bir şekilde buraya yaklaşmıyor. Şöyle bir tablo var bunu artık açık bir şekilde söylememiz lazım. Birilerinin cenazeleri ve yararlıları, terörist faaliyetlerin lojistik desteği haline getirmesine müsaade etmeyiz. Yani bir cenaze politikası, yaralı politikası bu terör politikasının parçası olarak konumlandırılamaz. Cenazeler ve yaralılar insani ve vicdani bir durumdur. Buna karşı hepimizin en yüksek insani ve vicdani hassasiyetle yaklaşması gerekir. Ama birileri bunu terörle mücadeleyi aksatmak için ya da kendi terör faaliyetlerinin lojistik unsuru haline getirmek için kullanıyorsa bu istismara karşı hepimizin insani, vicdani ve siyasi olarak tepki vermesi son derece normaldir."
Çelik, konuyla Sağlık ve İçişleri Bakanlığının yakından ilgilendiğini, gelen her ihbarı anında değerlendirdiklerini belirterek, "Ama geldiğimiz nokta da çok açık ve net bir biçimde belli siyasi ve odakların cenazeleri ve yaralıları bile bir politikaya dönüştürüp, terör eylemlerinin, stratejisinin lojistik unsuru haline getirmeye çalıştığını görüyoruz. Bunu reddediyoruz ve kınıyoruz" ifadesini kullandı.
"Yani bu bir pazarlık konusu değil"
Cenevre görüşmelerine ilişkin Çelik, ilk bölümü tamamlanan ama çok da başarılı olmayan, bir bakıma askıya alınmış, bir bakıma bir sonrakine ertelenmiş bir sürecin yaşandığını bildirdi.
Bu süreci desteklediklerini ve altını çizmek istediği bir hususun bulunduğunu vurgulayan Çelik, "Büyük bir ikiyüzlülük sergileniyor. Bakınız, muhaliflerin oraya gitmesine Türkiye olarak olumlu yaklaştık. Ama muhalifler orada olduğu sürede, hem rejim unsurlarınca hem de Rus unsurlarınca Halep bombalandı" dedi.
Çelik, Rusların oradaki Esad rejimiyle faaliyetleri izlendiğinde DAEŞ'e dönük bir saldırıdan çok, İdlip-Hama-Humus hattında daha çok muhaliflere dönük bir saldırının ortaya çıktığını ifade etti.
Halbuki Cenevre Görüşmelerine esas teşkil eden 2254 sayılı Birleşmiş Milletler Kararının aslında bombardımanın durmasını, kuşatmaların kalkmasını ve kuşatma bölgelerine insani yardımın erişmesini içerdiğine dikkati çeken Çelik, şunları kaydetti:
"Yani bu bir pazarlık konusu değil. Rus Dışişleri Bakanlığının açıkladığı gibi 'bunu şu anki operasyonları durdurmak için bir sebep olarak görmüyorum' diyor. O zaman 2254 sayılı Birleşmiş Milletler kararını tanımamış oluyorsunuz. Zaten işin mantığı bu karara dayanıyor. Bu karar zaten muhaliflerin haklı taleplerini içeriyor. Biz açık ve net bir şekilde söylüyoruz, 'yani Cenevre'de görüşme yapayım ama Suriye'de uçaklarla bombalamaya devam edeyim' gibi bir yaklaşım samimiyetsiz bir yaklaşımdır. Bu, sürece de destek vermek değil tam tersine buradaki katliamı desteklemeye dönük bir yaklaşım olarak öne çıkar."
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Çelik: 'Cenazeler ve Yaralılar, İnsani ve Vicdani Bir Durumdur' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?