CHP'deki Kavga Ulusalcılık Üzerine

"Bu toplantıyı yapanlar CHP'nin yakasından düşsünler."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bu sözü cumhurbaşkanı seçiminin ardından basın toplantısı düzenleyen CHP milletvekilleri Emine Ülker Tarhan, Nur Serter, Süheyl Batum, Dilek Akagün, Birgül Ayman Güler ve İsa Gök için söyledi. Altı milletvekili, seçimi CHP'nin desteklediği adayın kaybetmesinin sorumluluğunu Kılıçdaroğlu ve ekibine yükleyip, istifa etmelerini istemişlerdi. Altı milletvekili aynı zamanda kurultay çağrısı da yapmıştı. CHP'deki 'Ulusalcılar' ekibinden olan bu altı milletvekili için Genel Başkan Kılıçdaroğlu, "yakamızdan düşsünler" diyerek bir anlamda kapıyı gösterdi. Kılıçdaroğlu'nun bu çıkışı "acaba CHP'deki Ulusalcılar tasfiye mi edilecek?" sorusunu akıllara getirdi. Zira bu restleşmenin ardından Kemal Kılıçdaroğlu 'nun da isteği doğrultusunda parti yetkili kurulu olağanüstü kurultay kararı aldı. Kurultay kararının ardından da CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, CHP genel başkan adayı olduğunu duyurdu. Her ne kadar Kılıçdaroğlu'nu kızdıran basın toplantısında yer almasa da, İnce'nin de, CHP yönetimine itirazı az çok 'ulusalcı' milletvekilleri ile aynı ve İnce de 'ulusalcı' görüşlere pek uzak bir isim değil. İşte şimdi akıllardaki soru şu: 5-6 Eylül'deki CHP Kurultayı 'Ulusalcıların' tasfiyesine neden olur mu?

Tosun: CHP "ulusalcılık" tartışmasını derinleştiremiyor

Ege Üniversitesi öğretim üyelerinden Profesör Tanju Tosun'un yaklaşan kurultay için ideolojik bir tartışma beklentisi yok:

Ben parti içinde ideolojik bir tartışma yaşanacağını düşünmüyorum. Sadece aktör değişimi üzerinden işleyecek bir süreç var. Burada istemeye istemeye ulusalcılar en azından parti yönetiminden devre dışı bırakılacak. CHP içinde bunların yerine konabilecek çok sayıda ulusalcı aktörler var.

Tosun, yeni ulusalcı aktörlere örnek olarak Haziran ayında ulusalcı görüşleri ile öne çıkan Gazeteci Tuncay Özkan'a bizzat Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP rozeti takmasını veriyor. Tosun'a göre, CHP "ulusalcılık" meselesini maliyeti yüksek olur diye derinlemesine tartışmak istemiyor. Profesör Tosun bu tartışmayı derinleştirmenin CHP için hayırlı olacağı görüşünde:

Ulusalcılığın partiden dışlanmasının ben seçmen nezdinde çok fazla maliyeti olacağını düşünmüyorum. Tabandaki keskin ulusalcı kitle CHP'yi zaten terk etmiş durumda. Bu kesimler HEPAR'a, İşçi Partisi'ne gitti. Kılıçdaroğlu bunu göremiyor.

Emre: CHP'de tabanın sözü geçmiyor

"CHP, Sosyal Demokrasi ve Sol" başlıklı kitabın yazarı Kültür Üniversitesi öğretim üyelerinden Yardımcı Doçent Doktor Yunus Emre'nin de Eylül başındaki kurultayda CHP'de ideolojik bir ayrışma beklentisi yok:

CHP'nin içinde ulusalcı ve ulusalcı olmayan ayrımı var ama bugün gördüğümüz öyle iki ayrı denk kuvvet, yayınlarıyla ideolojisini tartışan, tartıştıran ideolojik kamplaşma yok.

Emre'ye göre, yaşanacak olan durum güçlü genel merkezin parti içindeki bir grubu "bitirecek" olması. Yunus Emre, CHP'nin tarihindeki, ideolojik tartışmaların yaşandığı, komisyonların kurulduğu günler süren kurultayları hatırlatarak, yaklaşan kurultayın ideolojik tartışmalardan uzak geçeceğini söylüyor. Emre'ye göre CHP'de artık tabanın da sözü geçmiyor. Yunus Emre de Tanju Tosun gibi "ulusalcılık" ideolojisinin CHP tabanında ciddi karşılık bulmadığı görüşünde.

Altunoğlu: Kılıçdaroğlu artık kendine güveniyor

CHP'de tavan ve taban arasındaki ilişkileri analiz eden "Geçmişin Yüküyle Yenilik Arayışı" kitabının yazarı Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi Mustafa Altunoğlu, Eylül başındaki kongre ile partideki "ulusalcı" direncin kırılacağı görüşünde:

Kılıçdaroğlu CHP'yi yenilemek üzere harekete geçtiğinden beri karşılaştığı ulusalcı dirençle mücadele edebilecek bir güce ancak erişti. 'Baskın kongre' kararı bize Kılıçdaroğlu'nun artık kendine güvendiğini gösteriyor. Partideki 'ulusalcı' kanatın direnci bu kongre ile birlikte kısmen kırılacaktır.

Altunoğlu, CHP tabanının başarı gelmezse Kılıçdaroğlu'ndan desteğini çekeceğini de söylüyor.

Ulusalcı kanatın direncinin kısmen kırılacağını söylememin çok açık bir sebebi var:

Kılıçdaroğlu 'yakamızdan düşsünler' ile belki sınırlı sayıda bir grubu kastediyor. Fakat yakasından düşme ihtimali hiç olmayan koca bir CHP tabanını ne yapar, onu bilmiyorum. Zira, CHP'nin sosyolojik tabanı alabildiğine ulusalcı değerlerle bezeli bir durumda. Bu taban, iktidar beklentisi sebebiyle Kılıçdaroğlu'nun 'yeni CHP'sine bir süre daha hoşgörü ile bakabilir. Ancak bu hoşgörünün ilanihaye sürmesi elbette mümkün değil.

CHP'nin 78 il başkanının desteğini açıkladığı Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlık koltuğunu kaybetmesi büyük sürpriz olacak. Kongrede elde edilecek en önemli veriyse CHP tabanındaki ulusalcıların niceliksel çoğunluğunu görmek olacak.