CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "Adalet Bakanı, elindeki fezlekeleri TBMM'ye göndermeyerek bizce anayasal suç işlemiştir, görevini kötüye kullanmıştır. Önümüzdeki günlerde Adalet Bakanı hakkında bir gensoru TBMM gündemine partimizce getirilecektir" dedi.
Altay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, 4 bakan hakkındaki fezlekelerin Meclis gündemine gelmemesini eleştirdi ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in bu konuya ilişkin açıklamalarının da kendilerini tatmin etmediğini söyledi.
"Adalet Bakanı elindeki, kendisine intikal eden bilgi, belge ya da fezleke adına her ne denirse densin evrakı TBMM'ye göndermeyerek bizce anayasal bir suç işlemiştir. İlaveten görevini kötüyü kullanmıştır. Bu çerçevede önümüzdeki günlerde Adalet Bakanı hakkında bir gensoru TBMM gündemine partimizce getirilecektir" diyen Altay, kamuoyunda rüşvet ve yolsuzluk sürecinde savcı değişiklikleriyle iddiaların üstünün örtülmesine çalışıldığı algısının oluştuğuna işaret etti.
Altay, şöyle devam etti:
"Gensorunun amacı bu suçu ve suçlunun aklanması sürecini durdurmaktır. Biz buradan yeni atanan savcıya da sesleniyoruz; tapeler ortada, ses kayıtları da ortada artık bu işi örtecek, saklayacak, temizleyecek bir unsur, nesne yeryüzünde yok. Yeni savcının da sakın ola ki hükümetten bir direktif, talimat alarak bu konuda suçu ve suçluyu aklama teşebbüsünde bulunmamasını talep ediyoruz.
Bugünlerde hakkında yolsuzluk ve rüşvet soruşturması nedeniyle örgüt üyesi olarak fezlekeler tanzim edilen bakanların bugünlerde Anadolu'da sahalara çıkarak pişkin pişkin konuştuklarını görüyoruz. Pişkinlik böyle olmaz. Kendilerinin çıkıp adam gibi 'aklanmak istiyoruz, suçsuzuz, almadık, çalmadık' diyerek mahkemelere gidip yargılanmaları ve gerçek anlamda aklanmaları gerekir, eğer suçsuzlarsa. Aklanma yeri sandık değil, mahkemedir."
-"Yeni bir sansür paketi"
Sabah-ATV satışına ilişkin iddialara da değinen Altay, "Bugün itibariyle sorarsanız Sabah-ATV'nin sahibi Zirve Holding mi, Çalık Holding mi, Recep Tayyip Erdoğan mı? Bu sorunun cevabını kamoyu ve bizler merak ediyoruz. Ve bu durum Türkiye'ye yakışan bir durum değildir" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuda kamuoyunu tatmin eden bir açıklama yapması gerektiğini belirten Altay, aksi halde devleti soyan hükümet olarak tarihe geçeceklerini ileri sürdü.
Altay, TBMM Genel Kurulu'nda dinletilen ses kaydıyla ilişkili olarak da "Başbakan'ın şimdi, eskiden dizi film izlerken haber seyretmesi ülkemiz açısından güzel bir gelişme ama alt yazıda geçen haberlere müdahale etmesi demokrasilerde asla kabul edilemez" değerlendirmesini kullandı.
İnternet düzenlemesinin de "yeni bir sansür paketi, hukukun ortadan kaldırılması" niteliğinde olduğunu savunan Altay, şunları kaydetti:
"İnternet yasakları ile Türkiye'de artık İran'da ve kimi çok az gelişmiş ülkelerde görülen yeni bir döneme giriyoruz. Elbette kişisel verilerin korunması, özel hayatın gizliliği esastır. Ama bunun kadar özgürlüklerinde esas olması CHP'nin temel anlayışıdır. Dün akşam itibariyle Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'na sınırsız bir sansür yetkisi verilmiştir. Bu, hükümetin sınırsız bir sansür yetkisini eline alması demektir. Bu şu demektir; müteahhitlerle villa, havuz, tuvalet taşı, klozet pazarlığı yapan Başbakanın bu görüşmeleri artık özel hayata müdahale veya kişisel verilerin gizliliği çerçevesinde kamuoyunun bilgisine ulaşmayacaktır. Bu yaklaşım da demokrasilerde kabul edilemez. Her vesile ile 'biz sandıktan çıktık, asıl olan milli iradedir' diyen Başbakan'a bir sözümüz de şu olsun; sandıktan alınan oy, sandıktan çıkan oy, başbakanların günahlarını örtmez."
İki belediye başkan adayının hazırlattığı billboardların fotoğraflarını basın mensuplarına gösteren ve AK Parti adayı olmalarına rağmen parti amblemi ve adı kullanmamış olmalarına dikkati çeken Altay, bunun AK Parti'nin içine düştüğü durumu gösteren güzel bir örnek olduğunu söyledi.
- AYM'ye gitmek için yetkili organlarda görüşülecek
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Altay, TBMM Başkanlığı'na sunulan Özel Yetkili Mahkemelerin (ÖYM) kaldırılmasını da içeren kanun teklifiyle ilgili soru üzerine, teklifi henüz ayrıntılı olarak inceleyemediğini söyledi. CHP'nin 9 Ocak'ta verdiği bu konuya ilişkin teklifi hatırlatan Altay, şunları kaydetti:
"Yeniden yargılama, uzun tutukluluk süresi ve özel yetkili mahkemeler konusu TBMM'nin 2 gününü alacak bir meseledir. Ama Başbakan ciklet çiğner gibi bu meseleyle zaman zaman oynuyor. Bugün nihayet teklifleri geldi. Muhtemelen bizim teklifimizle örtüşüyordur. Öyle değilse bile biz buna açığız. Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. maddesinin kalkması, ÖYM'nin kalkması, uzun tutukluluk sürecinin ortadan kalkması, bu şekilde yüzlerce insanın özgürlük mahkumiyetine son verilmesi hepimiz ve demokrasimiz açısından kazanımdır. Eğer içinde bir tuzak yoksa, hemen, isterlerse haftasonu çalışmak da dahil, her şeye hazırız. Mağduriyetlerin giderilmesi bizim de arzumuzdur."
Altay, tutuklu milletvekillerinin durumuna ilişkin dün AK Parti, CHP ve BDP temsilcilerinin yaptığı görüşmeye ilişkin soruyu yanıtlarken de hazırlanan taslağın Anayasa'nın 83 ve 84. maddelerinde bir düzenleme ile 2 fıkralık bir geçici maddenin öngörüldüğünü aktardı. Altay, bu taslağın partilerin yetkili organlarında değerlendirileceğini söyledi.
Engin Altay bir başka soruyu yanıtlarken de internet düzenlemesini içeren torba tasarının yasalaşması halinde bazı maddeler için anayasa mahkemesine gitmenin söz konusu olabileceğini, ancak buna yetkili organlarda görüşülerek karar verileceğini belirtti.
TÜRGEV ile ilgili bir soruyu yanıtlarken de Altay, "Bana 99 milyon 999 bin 990 doların makbuzunu getirsinler, göstersinler TÜRGEV olarak, çıkıp burada Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dan, oğlundan özür dilerim. Bunları kayıt altına almaları mümkün değil. Bunlar haraç" ifadelerini kullandı.
Son Dakika › Güncel › CHP Grup Başkanvekili Altay - Fezlekeler - - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?