CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a "Cumhuriyet kentinde, Türk tarihinde en çok toprak kaybeden, 1876 Anayasasını askıya alarak meşruti idareye son veren, basına ve aydınlara olmadık baskılar yapan ve bugün hayatta olmayan padişah 2CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a "Cumhuriyet kentinde, Türk tarihinde en çok toprak kaybeden, 1876 Anayasasını askıya alarak meşruti idareye son veren, basına ve aydınlara olmadık baskılar yapan ve bugün hayatta olmayan padişah 2.Abdülhamit'e 'Onursal doktora' verilmesi ne anlama gelmektedir?" diye sordu.
TBMM Başkanlığı'na Başbakan Erdoğan'ın yazılı cevaplaması istemiyle verdiği önergede, "Karabük, bir kent olarak varlığını Cumhuriyete borçludur. 1927 tarihinde Cumhuriyetin ilk ili olan Zonguldak'a bağlı bir ilçe durumuna getirilen Safranbolu'nun bir köyünün 13 hanelik bir mahallesi olan Karabük, 1 Haziran 1934 tarihinde Ankara-Zonguldak Demir yolunun açılmasıyla bu günkü istasyonun olduğu yere bir ad verilmesi gerektiğinde bu 13 hanelik köyün adının verilmesi uygun görülmüş, böylece Karabük adı resmen ilk kez T.C. Devlet Demir Yolları haritasında geçmeye başlamış ve kullanılmıştır. 1937 yılına kadar 13 hanelik bir mahalle iken 3 Nisan 1937 yılında Demir-Çelik fabrikasının temelinin atılmasıyla Karabük Türkiye'de ve Dünyada adını kısa zamanda duyurmuştur" diyen Köktürk şöyle devam etti:
"Ziraat Bankasını kuran Sadrazam Mithat Paşa gibi büyük bir devlet adamı bir entrikaya kurban edilmiş, Yıldız Sarayı'nın bahçesine kurulan mahkemede yargılanmış, Sonra Taif'e sürgüne gönderilerek, orada 1884 yılında boğdurularak öldürtülmüştür. 33 yıl süren padişahlığı döneminde halka olmadık baskılar yapan, adı yasaklarla hatırlanan II. Abdülhamit'e Kızıl Sultan da denilmektedir.
Bu düşünceleri gerçekleştirmek amacıyla takip edilen milli ve bağımsız demiryolu politikası başlıca iki yönde gelişti. Bunlardan birincisi, milli bütünlüğün ve milli iktisadın ihtiyaçlarını karşılayacak ağ biçimindeki yapıyı oluşturmak için yeni demiryolları inşa etmekti. İkincisi ise, yabancı şirketlerin ellerindeki demiryollarını satın alarak demiryollarına milli bir nitelik kazandırmaktı. TBMM 22 Nisan 1924'te kabul ettiği bir kanun ile Anadolu hattının satın alınmasına karar verilmiş, inşa politikası ile millileştirme politikası aynı anda başlatılmıştır. Millileştirmeler ancak 1928'de ve 1930'lu yıllarda gerçekleştirilmiştir.
Karabük Üniversitesi (KÜ) ilginç bir karara imza atarak Türkiye'nin ilk Raylı Sistemler Mühendisliği bölümünün kurulduğu üniversite, Hicaz Demiryolu çalışmaları nedeniyle Sultan II. Abdülhamit'e onursal doktora verme kararı almıştır."
Bu açıklamaların ardından Köktürk, Başbakan Erdoğan'dan şu konulara ilişkin bilgi istedi:
"Karabük bir Cumhuriyet kentidir ve her şeyini Cumhuriyete borçlu bir ilimizdir. Cumhuriyet kentinde, Türk tarihinde en çok toprak kaybeden, 1876 Anayasasını askıya alarak meşruti idareye son veren, basına ve aydınlara olmadık baskılar yapan ve bugün hayatta olmayan bir padişaha "Onursal doktora" verilmesi ne anlama gelmektedir? Karabük adı resmen ilk kez 1934 yılında T.C. Devlet Demir Yolları haritasında geçmeye başlamış ve kullanılmıştır. Keza, Karabük için Kardemir hayati öneme sahiptir. Karabük Demirçelik Fabrikasının temeli Atatürk'ün direktifleriyle İsmet İnönü tarafından atılmasına, Kardemir'in onun döneminde yapılmasına, demiryolu ağlarının gerçek anlamda Cumhuriyet döneminde örülmesine ve millileştirilmesine karşın, Üniversite Rektörünün bu tarihçeyi bilmesi ve bu konuda çalışmalar yapması gerekirken, Karabük'ü Karabük yapan Cumhuriyetimizin kurucularını unutup II. Abdülhamit'e onursal doktora vermesi konusunda sizin düşünceleriniz nedir? Siz de rektörle aynı düşüncede misiniz? Yoksa, Cumhuriyet Hükümetinin bir Başbakanı olarak, Rektöre bu konuda bilgi aktarımı yapmayı düşünüyor musunuz?
Tarihte, yasaklarıyla, jurnalcileriyle, bütün özgürlüklere savaş açmasıyla, dönemin yurtseverlerini zindanlara attırmasıyla yerini alan "Kızıl Sultan" lakaplı II. Abdülhamit'e, Karabük Üniversitesince onursal doktora unvanı verilmesiyle ilgili; sizin, kabinenizin, milletvekillerinizin veya yöneticilerinizin herhangi bir girişimi olmuş mudur? Yoksa, 'Atatürk'ü, İnönü'yü ders kitaplarından çıkartın, T.C.'yi tabelalardan silin, Onuncu Yıl Marşıyla değil, mehteranla törenlerinizi açın' gibi talimatların 'rektörce üstüne vazife kabul edilerek' iktidarınızın gözüne girme çabası mıdır?
Daha da ötesi, verilen doktora, Cumhuriyeti geri döndürme, Cumhuriyetle hesaplaşma projesinin bir aşaması mıdır? Eğer öyleyse bu süreçte Akil İnsanların yanı sıra üniversite rektörlerine de mi görev verilmiştir? Sanki şaka gibi algılanan, Türkiye'nin üniversite tarihinde bir ilk olan ve hayata bundan 95 sene önce veda eden bir hükümdara, Sultan İkinci Abdülhamid'e Karabük Üniversitesi tarafından onursal doktora unvanı verilmiş olması, başka hükümdarlara, sultanlara, hanlara, hakanlara, padişahlara da Onursal Doktora verileceği anlamına mı gelmektedir? Doktora verme sırasında şimdi hangi hükümdar vardır?
Bilimsel araştırma yapmak için halkın vergileriyle toplanan bütçeden pay alan bu üniversitenin bilimsellikle ilgisi olmayan bu tür çalışmalar yapması konusunda düşünceniz nedir? Bu toplantı için, halkın cebinden ne kadar para harcanmıştır? Rektör ve üniversite senatosu bu tip etkinlikler için halkın ve devletin kesesinden değil, ceplerinden harcama yapsalar, yine de aynı toplantılar düzenlenebilir miydi? Verilen doktora ile ilgili olarak bir Cumhuriyet kenti olan Karabük halkının ve Karabük'teki sivil toplum örgütlerinin görüş ve önerileri alınmış mıdır?" - Ankara
Son Dakika › Güncel › CHP'li Köktürk: 2.abdülhamit'e Onursal Doktora Verilmesi Ne Anlama Gelmektedir?' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?