Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin etrafındaki gelişmelere bakıldığında dış politikayı, milli güvenliği, ülkenin geleceğini etkileyecek kritik bir dönemin başladığını belirterek, "Temel meselelerde Türkiye'yi doğru rayına oturttuk, demokrasi, hukuk ve ekonomi alanında. Ama bunları çok daha derinleştirmek, konsolide etmek, ince ayarları yapmanın şart olduğunu, şimdi zamanı bununla harcamak gerektiğini ve böyle bir ortamda, etrafımızdaki kargaşa ve kırılganlıklar karşısında Türkiye'nin güvenilir bir ada olarak ortaya çıkmasının gerektiğini hep söylemişimdir. Bugün Türkiye gerçekten bütün bu kırılganlıklar içinde, yaptığı köklü reformlardan dolayı güvenilir bir adadır. Bunu güçlenerek devam ettirmemiz gerektiğine inanıyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, 6. Büyükelçiler Konferansı dolayısıyla Ankara'da bulunan büyükelçilere Çankaya Köşkü'nde yemek verdi.
Büyükelçileri ve bazı Dışişleri Bakanlığı mensuplarını Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Büyük Resepsiyon Salonu'nun girişinde karşılayan Cumhurbaşkanı Gül, Dışişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı döneminde birlikte çalıştığı bazı diplomatlarla fotoğraf çektirdi.
Gül, yemek öncesinde yaptığı konuşmaya, büyükelçilerle Çankaya Köşkü'nde bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek başladı. Büyükelçilere "Siyasi hayatımda ve gönlümde çok müstesna bir yere sahip kurumun mensuplarısınız" diye hitap eden Gül, birçok büyükelçiyle farklı vesilelerle birlikte çalıştığını anımsattı.
Yüksek iş disiplini, sorumluluk anlayışı ve mesai saati tanımayan çalışma kültürüyle Dışişleri Bakanlığının bürokrasinin gözbebeği kurumlarından olduğunu kaydeden Gül, "Vaktiyle Dışişleri Bakanı olarak başında bulunduğum bu güzide kurumun koridorlarında zaman zaman benden 'bizim bakan' diye bahsettiğinizi biliyorum, duyuyorum. Eminim ki sizler de duyuyorsunuzdur, çalışma arkadaşlarımla beraberken ben de 'bizim bakanlık' diye bahsediyorum sizden" diye konuştu.
Bakanlık yaptığı dönemde büyükelçilik unvanına geçişin ileri yaşlarda gerçekleştiğini görünce bunu garipsediğini ve kariyerde herkesin daha süratli ilerlemesi için çalıştığını, Davutoğlu'nun döneminde de bu alanda ciddi mesafe alındığını kaydeden Gül, "Memnuniyetle görüyorum ki bugün aramızda çok kıdemli büyükelçiler kadar çok genç simalar da bunun neticesi olarak bulunuyor" dedi.
-"Görüşlerinizi objektif bir şekilde, cesaretle ortaya koymanız çok değerli"
Dış politikanın yapımında ve yürütülmesinde büyük sorumluluk üstlenen büyükelçilerden beklentinin büyük olduğunu dile getiren Gül, şunları söyledi:
"Türkiye'nin etrafındaki gelişmelere baktığımızda dış politikamızı, milli güvenliğimizi, bu itibarla ülkemizin geleceğini de etkileyecek çok kritik bir dönemin başladığını görüyoruz. Dolayısıyla bu seneki konferansta dış politikamızı ilgilendiren konuları kapsamlı bir şekilde tahlil ederek değerlendirmeniz, görüşlerinizi objektif bir şekilde, kariyerinizin verdiği bilgileri değerlendirerek ve cesaretle ortaya koymanız ve ortak bir aklın ortaya çıkmasına yardımcı olmanız muhakkak ki çok değerli olacaktır. Bu kadar maliyetli konferansları her sene tertiplemenin amacı da budur."
Amerikalıların "Strateji amatörler, lojistik profesyoneller içindir" sözünü anımsatan Gül, bu sözde lojistiğin "istihbarat, tahlil, değerlendirme" anlamında kullanıldığını ve "bunları siyasetçilerin, devlet adamlarının önüne doğru, cesurca koymak" anlamına geldiğini ifade etti. Gül, "Bugünlerde buna çok ihtiyacımız var. Çevremizde olup bitenleri düşündüğümüzde profesyoneller, alacağımız stratejik kararların doğru olmasına en büyük katkıyı verecek olanlar sizlersiniz" ifadelerini kullandı.
-"Türkiye, bölgede ilham kaynağı haline geldi"
Dış politika dahil her politikanın önce yerelden başladığını ifade eden Gül, kendisinin de okuduğu, Richard Haass'ın "Foreign Policy Begins at Home"(Dış Politika İçerde Başlar) kitabına atıfta bulunarak, yazarın, küresel gücünün devam etmesi için ABD'nin evini tekrar düzene koyması, bazı köklü reformlar yapması gerektiğini söylediğini aktardı.
Gül, sözlerine şöyle devam etti:
"Çok sık verdiğim bir örnek şu; bizim de bütün dost bildiğimiz ülkelerin de evini düzene koyma zamanının geldiğini ve kim evini düzene koyarsa onun güçlü olacağını hep söylerim. Avrupa'da dünya çapında değerli birçok devlet adamları, evleri kargaşa içinde olduğu için dışarıda gezecek halleri olmaz. Çünkü yapacağı bir şey yok adamcağızın. Bu bizim de siyasi tarihimizde olmuştur. Türkiye'nin çok köklü ekonomik krizler, karmaşa yaşadığı, içeride hiçbir istikrarın olmadığı dönemde ne dışişleri bakanı ne başbakan ne cumhurbaşkanı istediği kadar değerli olsun yapabilecekleri şey çok sınırlıdır.
Bir ülkenin demokrasi, özgürlükler ve hukukun üstünlüğü alanlarında en yüksek standartlara ulaşması ve bunu tamamlayan güçlü ve gelişen bir ekonomisinin olması çok büyük bir önem taşımaktadır. Aslında bütün bunlara, siz diplomatlar 'yumuşak güç' diyorsunuz. Dolayısıyla hangi ülkenin yumuşak gücü çok güçlüyse, itibarı da dışarıdaki algılanması da o şekilde pozitif olmuştur. 'Kendi evine çeki düzen vermek' olarak özetlediğim bu gerçeğe her zaman çok önem verdim. Nitekim Türk siyasi tarihinde ülkemizin dışarıdaki profilinin yükselişe geçmesi içeride demokrasinin güçlendiği, hukuk düzeninin sağlamlaştırıldığı, toplumsal barış ve huzurun tesis edildiği, ekonomimizin de güçlendiği dönemlerde gerçekleşmiştir. Bunları başarabilen bir ülke sadece kendi halkına müreffeh bir hayat sunmakla kalmaz, aynı zamanda kendisi çevresinde de çok büyük cazibe merkezi olur. Öyle olur ki kendisinin başarıları sadece kendi halkı tarafından değil başta yakın çevresi olmak üzere bölge tarafından övülür, gurur duyulur ve örnek alınmaya başlanır. Diplomasi de 'ilham kaynağı' dediğimiz şey de bu olmuş oluyor. Türkiye'nin 2002 yılından sonra çok köklü reformları yaparken demokratik standartlarını yükseltmesi, hukuk reformlarını köklü bir şekilde yapması ve ekonomide sağlam bir noktaya gelmesi bütün bölge için kendisini 'ilham kaynağı' haline getirmişti."
-"Kendi ülkesini düzene koymak devletin en önemli güç kaynağı"
Bugünün dünyasında kendi ülkesini düzene koymadaki başarının, bir devletin en önemli güç kaynağı ve diplomasi enstrümanı olduğuna inandığını vurgulayan Gül, şunları kaydetti:
"Meclisimiz ve hükümetimizle sıklıkla paylaştığım ve zaman zaman kamuoyuna da açıkladığım üzere yakın çevremizde ortaya çıkan ciddi risk ve tehditler ile karmaşaya rağmen demokratik hukuk devleti ve güçlü ekonomi yolundaki kazanımlarımızı konsolide etmemizin gerekli olduğunu her zaman söylemişimdir. Birkaç senedir arkadaşlarımla, hükümetimizle paylaştığım konu da hep bu olmuştur.
Temel meselelerde Türkiye'yi aslında doğru rayına oturttuk, demokrasi, hukuk ve ekonomi alanında. Ama bunları çok daha derinleştirmek, konsolide etmek, ince ayarları yapmanın şart olduğunu ve şimdi aslında zamanı bununla harcamak gerektiğini ve böyle bir ortamda, etrafımızdaki kargaşa ve kırılganlıklar karşısında Türkiye'nin güvenilir bir ada olarak ortaya çıkmasının gerektiğini ve kaçınılmaz olduğunu hep söylemişimdir. Bugün Türkiye, gerçekten bütün bu kırılganlıklar içinde, yaptığı köklü reformlardan dolayı güvenilir bir adadır. Herkesin çevreden gelip sığındığı, ofisini açtığı, bir ayağını da buraya koyduğu bir ada haline gelmiştir. Bunu güçlenerek devam ettirmemiz gerektiğine inanıyorum."
- Ankara
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanı Gül Büyükelçilere Yemek Verdi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?