Cumhurbaşkanı seçimine doğru - İhsanoğlu -

MHP ve CHP'nin de aralarında bulunduğu bazı siyasi partilerin cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, Cumhurbaşkanın tüm siyasi akımlara karşı hakem görevi görmesi gerektiğini belirterek, "Halka karşı devletin reisi olmakla beraber büyük ailenin, 76 milyon ailenin babası olarak görev yapması gerekir" dedi.

Cumhurbaşkanlığı seçim çalışmaları için eşi Füsun İhsanoğlu ile karayoluyla Sakarya'ya gelen İhsanoğlu'nu, otoyol Sakarya gişelerinde CHP Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, MHP Sakarya Milletvekili Münir Kutluata ve partililer çiçeklerle karşıladı.

İhsanoğlu, Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası (SATSO) ziyaretinde, Sakarya'nın Türk tarihinden bu yana "Sakarya Meydan Muharebesi" gibi pek çok kritik olaylara tanık olduğunu ve Mustafa Kemal Atatürk'ün bu muharebe esnasında meşhur "Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. Sathı müdafaa vatanın bütünüdür" sözünü söylediğini vurguladı.

Sakarya'ya bir çok defa geldiklerini ancak 17 Ağustos depremi ve 2005 yılındaki ziyaretlerin kendisinde ayrı bir yeri olduğunu belirten İhsanoğlu, bu iki gelişinde de islam ülkelerinden toplanan pek çok yardımı buradaki ihtiyaç sahiplerine dağıttıklarını söyledi.

İhsanoğlu, bu kez Sakarya'ya cumhurbaşkanı adayı olarak geldiğini kaydederek, "Gelinen bu süreçte cumhurbaşkanını ilk defa halk seçecek. Bu olay siyasi tarihimiz için önemli bir gelişme. Bu durum cumhurbaşkanlığı seçimini de önemli hale getiriyor. Bu seçim genel, yerel veya muhalefet-iktidar seçimi değildir. Halk bu seçimde 3 kişiden birini seçecek ve 'Git sana verilen görevi Anayasanın 104'ü maddesine göre ifa et' diyecek" dedi.

Türkiye'de 10 yıl önce büyük krizler yaşandığına, anayasa kitabının fırlatılmasının büyük sıkıntılara yol açıldığına işaret eden İhsanoğlu, devletin ancak 10 yılda ekonomik krizlerden kurtulduğunu ve günümüzde oluşan bu istikrar ortamının devam etmesini istediklerini kaydetti.

- Hiçbir partinin mensubu değilim

Toplumu birbirine düşman eden, ötekileştiren anlayışın olmaması gerektiğine işaret eden İhsanoğlu, "Bu anlayışın hiçbir zaman devletin tepesinde olmaması lazım. Devletin tepesi öfke yeri, tarafgirlik yeri, ötekileştirme yeri değildir. Anayasamızın 400. maddesine göre cumhurbaşkanı Türk devletinin başıdır, milletin bütünlüğünü ve cumhuriyetin bütünlüğünü temsil eder. Siyasetin yeri partilerdir, meclistir" diye konuştu.

Bu görevin layıkıyla yapılmasının önem taşıdığına dikkati çeken İhsanoğlu, şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanı tüm siyasi akımlara karşı hakem görevi görmelidir. Halka karşı devletin reisi olmakla beraber büyük ailenin, 76 milyon ailenin babası olarak görev yapması gerekir. O bakımdan bizim düşüncemiz, devletimiz parlamenter sistem üzerine kurulmuştur. Bu sistemin aksaklıkları vardır ancak izale etmekle ıslah etmekle bunu daha iyi hale getiririz. Başkanlık sistemi ise dünyada çok az ülkede var. En meşhur örneği Amerşka Birleşik Devletleri, adı üstünde devletlerin birleşmesiyle oluşmuş bir federasyondur. Ancak bizde devlet, millet, bayrak, dil tekdir anlayışı içerisinde biz bu devletin ilelebet payidar olmasını istiyoruz. Biz cumhurbaşkanlığında siyasi tercih istemiyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde hem başbakan hem parti başkanı hem de devlet başkanı yok. Bazı gazeteciler bunun çok güzel bir şey olduğunu söylüyorlar. Ben bunu millet kabul ettiği zaman kabullenirim. Bunun haricinde zorlamak mümkün değildir."

İhsanoğlu, hiçbir siyasi partiyi tutmadığını ve mensubu olmadığını ifade ederek, "Ne CHP'de ne de MHP'de kaydım yoktur. Ben, ailem ve eşimin ailesi Demokrat Parti geleneğinden geliyoruz. Siyasetin mensubu değil ama hep yakınında oldum. Birçok arkadaşım Ak Parti kurucuları arasında, bana da davet geldi kabul etmedim. Buradan o kardeşlerime de sesleniyorum, bu partiyle ilgili bir hadise değildir, bu parti adaylığı meselesi değildir, bu seçim devletin tepesinde olacak insanın hangi vasıflarda olması gerektiğinin, içte huzur, dışta barış sağlayacak biri olması gerektiğinin belirlenmesi meselesidir" ifadesini kullandı.

Türkiye'nin komşu devletlerin bir bir parçaladığını öne süren İhsanoğlu, bu krizlerin Türkiye'ye sıçramasına izin verilmemesi gerektiğini söyledi.