İBRAHİM SÜZER - Gür ötüşü ve heybetli görünümüyle tanınan Denizli horozunun yaşayan en eski yetiştiricilerinden Cafer Türkeş, horoza adanmış hayat hikayesiyle dikkati çekiyor.
Horoz yetiştirmeye 8 yaşında komşularından aldığı yumurtadan çıkan civcivle ilgilenerek başlayan 70 yaşındaki Cafer Türkeş, horoz tutkusuyla tanınıyor. Horoz yetiştiricileri arasında "Pala Cafer" olarak bilinen Türkeş, çatı arasına kurduğu kümesinde AA muhabirine yaptığı açıklamada, horoz yetiştirmenin kentte eski bir gelenek olduğunu söyledi.
Geçmişte hemen her evin bahçesinde bulunan ancak hızlı kentleşmeyle sayıları hızla azalan kümeslerin son yıllarda bu kültüre sahip çıkan genç nesil sayesinde yeniden arttığını dile getiren Türkeş, Denizli'de 30'u aşkın yetiştiricinin çatı arasına kurduğu kümeslerde yetiştiricilik yaptığını anlattı.
Çocukluğunun horoz ve keklik yetiştiren insanların arasında geçtiğini, en güzel öten horozu yetiştirme yarışına girildiği o dönemlerde bir komşusunun hediye ettiği yumurtayla başlayan horoz merakını 62 yıldır sürdürdüğünü anlatan Türkeş, hayatın tüm zorluklarına rağmen bu tutkusunun dinmediğini, yetiştiriciliğe sadece askerde ara verdiğini dile getirdi.
Orman Bölge Müdürlüğü'nde bekçi olarak görev yapması dolayısıyla tayin olduğu farklı illere de bu tutkusunu taşıdığını söyleyen Türkeş, evlendikten sonra da günlük hayatını horozlarına göre biçimlendirdiğini anlattı.
Apartman çatısında besliyor
Eşi ve çocuklarının bu tutkusuna destek olduğunu, emekli olduktan sonra bahçeli bir eve sahip olamaması üzerine yaşadığı apartmanın çatısına kümes kurduğunu dile getiren Türkeş, kendisini ziyaret eden çok sayıda insanın da yetiştiriciliğe başladığına dikkati çekti.
"Mezarına bırakacağım"
Yetiştirdiği hayvanları ülkenin dört bir yanına gönderdiğini, Almanya'da yaşayan gurbetçilerin de yanlarında götürdüğünü ifade eden Türkeş, gününün büyük bölümünün horozlarıyla ilgilenerek geçtiğini söyledi.
Her sabah ezan okunmadan uyandığını ve kümese koştuğunu anlatan Türkeş, şöyle konuştu:
"Horozların sesi seher vakti gür çıkar. Sabah namazından önce uyanır yavrularımı dinlemeye giderim. Sularını, yemlerini verip hastalığa karşı kontrollerini yaparım. Yumurtaları toplayıp kuluçka makinesine yatırırım. Gün içinde de diğer horoz yetiştiricileriyle kurduğumuz derneğin lokalinde hayvanlar üzerine sohbet ederiz. Hava kararmaya yakın yeniden horozlarla ilgilenirim. Gençliğimde bu işte çok iyi olan birçok insan, yetiştiriciliği bırakmak zorunda kaldı ama ben bırakamıyorum. 'Can çıkmayınca huy çıkmaz' derler. Eşim de artık alıştı, 'ölürsen hayvanları mezarına getireceğim' diyor."
Denizli horozunun heybetli yapısı ve ötüşüyle tanındığını, kiminin uzun ötmesini makbul bulduğunu, kiminin ise gür öten hayvanların peşinde olduğunu dile getiren Türkeş, kendisinin en fazla davudi ses tonuna sahip hayvanları sevdiğini dile getirdi.
Yetiştirdiği hayvanlar içinde ötüşü 59 saniyeye kadar çıkanların, kilometrelerce öteye sesini duyurabilen horozların bulunduğunu kaydeden Türkeş, 62 yıllık bir deneyime sahip olması dolayısıyla her gün ülkenin dört yanından yetiştiricilerden telefonlar aldığını ifade etti.
Yetiştirmek için hayvan ya da yumurta isteyenlerin ısrarlı telefonlarının kendisini zaman zaman bunalttığını anlatan Türkeş, horozlarının ötüşünü kuvvetlendirmek ya da hastalıklarına nasıl müdahale edilmesi gerektiği konusunda da çok sayıda yardım çağrısı aldığını, bunları yanıtsız bırakmadığını dile getirdi.
Yaklaşık 20 horozu bulunan Türkeş, bu işi tutkuyla yaptığını, ticari çıkarının olmadığını da belirterek, horoz kültürünü gelecek nesillere aktarmak istediklerini, torunlarının da horozlar içinde büyümesinin kendisini sevindirdiğini sözlerine ekledi.
Son Dakika › Güncel › Denizli Horozunun Peşinde Geçen 62 Yıl - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?