Evlada Adanan Ömürler - Çocuklarını "Cennetin Meyvesi" Olarak Görüyor

ÖMER URAL - Tekirdağ'da yaşayan 46 yaşındaki Güldane Dinç, "cennetin meyvesi" olarak gördüğü bedensel ve zihinsel engelli üç çocuğuna sabırla bakıyor.

Güldane-Cemal çifti, zihinsel ve bedensel engelli çocukları 26 yaşındaki Gamze, 22 yaşındaki Sıla ve 17 yaşındaki Can'ın bakımını büyük bir özveri ve fedakarlıkla yerine getiriyor.

Güldane Dinç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hamilelik döneminde çocukları zarar görebilir endişesiyle ilaç dahi kullanmadığını ifade ederek,"Hamileyken ilaç bile kullandırmadı eşim, sağlıklı çocuklarımız olsun diye. Hiç aklıma gelmezdi böyle olacağı. Allah razı olsun eşimden. Önce Rabbim Cenabıhak'tan aldım gücümü sonra eşim bana destek oldu. Sırtımı yasladığım bir güç oldu, hep moral verdi. Hep beni 'hanım daha beteri vardır' diye teselli etti. Hep beraber kucakladık. Hep beraber ağladık güldük. Her anne babanın kaldıramayacağı yükü kaldırmaya çalıştık." diye konuştu.

"Perdeleri kapatıyordum güneşi görmesinler diye"

Dinç, üç çocuğunun da küçük yaşlarda yaşadıkları yürüme zorluğu nedeniyle ameliyat olduğunu dile getirerek, "Üç çocuk üç ay alçıda yattı. Herkes dışarıdayken, cıvıl cıvıl sesler gelirken benim çocuklarım hep yataktaydı. Çocuklarımın canı dışarı çıkmak istemesin diye televizyonun sesini açıyordum sonuna kadar. Perdeleri kapatıyordum güneşi görmesinler diye. Onlar üzülüp ağlamasın diye. Çok zorluklar çektim." değerlendirmesinde bulundu.

"Allah'ım beni ya onlarla bir al ya da onlarla bir yaşat"

"Canımdan çok seviyorum evlatlarımı." diyen Dinç, şunları kaydetti:

"Evlatlarımdan asla vazgeçemem. 'Allah'ım beni ya onlarla bir al ya da onlarla bir yaşat' diyorum. Allah ne onları bensiz ne de beni onlarsız bıraksın. Sağlıklı çocuklarını alıp bahçelere, cami avlularına bırakıyorlar. Allah onlara da merhamet, vicdan versin. Ben Rabbim'e şükrediyorum. Belki de büyük günahlarımız vardı, bunların yüzü suyu hürmetine günahlarımızı affeder. Bu çocuklarımıza layık bir anne olabiliyorsak ne mutlu bize. Çocuklarım 8 yıldır, Tekirdağ çıkışındaki eğitim ve uygulama okuluna gidiyor.. Sabah servis geliyor, üç tane çocuğumu giydiriyorum, kahvaltılarını yaptırıyorum. Sabah onlarla birlikte çıkıyorum. Saat 15.00 gibi evime dönüyorum. Sekiz yıldır sabah gidiyorum akşam geliyorum. Okuldan geliyorum evi toparlamaya çocuklarımın ödevlerini yapmaya çalışıyorum. Yani benim bir dışarı çıkmaya, çarşı pazar gezme şansım olmuyor. Temizlik yapacak halim bile olmuyor. Günüm böyle geçiyor."

Güldane Dinç, çocuklarının görme ve bedensel sorunları olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"En büyük endişem bana bir şey olursa onlara kim bakar. En büyük sıkıntım korkum bu. Çocuklarımın sağlık durumları da beni çok etkiliyor. Gamze'nin gözlerinde yakını görememe problemi var. Gözlük alıyoruz ama hiçbir faydasını göremedik. İyi bir hastaneye gitmesi gerektiği söyleniyor ama bizim imkanımız yok. Ortanca kızım Sıla'nın omuzunda problem var. 'Onun da iyi bir yerde tedavi olması lazım' diyor doktorlar. Aksi halde enfeksiyon kapıp felç kalma ihtimali olduğunu söylüyorlar. Küçük oğlum Hamza'nın da gözlerinde problem var. Elimden gelen en güzel şeyleri yapmaya çalışıyorum. Büyümeyen bebeklerim bunlar benim. Yaşları büyük ama daha bebekler. Konuşmaları sarılmaları dünyaya yetiyor. Bunların sevgisi yeter, bunlar cennet meyvesi."