Erişim engelleme yetkisini TİB’e veren internet kanununu ve Twitter’ın erişime engellenmesi ile ilgili yürütmeyi durdurma kararını değerlendiren Hasan Sınar, söz konusu kanunun yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyledi.
İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hasan Sınar, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından Twitter’ın erişime engellenmesinin ardından yürütmeyi durduran Ankara 15. İdare Mahkemesi’nin kararını ve 5651 sayılı İnternet Yayınlarını Düzenleme ile İlgili Kanun’da yapılan değişiklikleri değerlendirdi.
Twitter'ın erişime engellemesine yönelik yürütmeyi durdurma kararının yerinde olduğunu belirten Sınar, “Bu karar, daha büyük bir zarar oluşmadan gerçekleşti. Fakat aslında iş bu noktaya kadar gelmemeliydi. Bilişim çağında özgür bilgi dolaşımını önleyemezsiniz. Nitekim, Twitter'a erişimin engellenmesi tedbiri uygulanmadan önce Türkiye’de günde 7 milyon tweet atılırken, yasaktan sonra atılan tweet sayısı 10 milyona çıktı. Su akacak yolunu bir şekilde buluyor. Bu yasak vesilesiyle insanlar daha önce belki hiç bilmediği VPN (Sana Özel Ağ) ve DNS (Alan Adı Sistemi), TOR (Anonim Ağ) gibi yeni kavram ve teknolojilerle tanıştı. Yasakları aşmanın yolunu bir biçimde herkes buldu. Çünkü bilişim çağında sansür olmaz” şeklinde konuştu.
İletişim teknolojileri içinde en yeni ve en geniş kitleye ulaşan aracın sosyal medya olduğunu belirten Hasan Sınar, insanların toplumsal hassasiyet gereken konularda sosyal medya aracılığıyla bir araya geldiklerini, tepki gösterebildiklerini ve sonuç alabildiklerini söyledi. Sosyal medya sürecinin, matbaanın gelişimi ile bağdaştırılabileceğini belirten Sınar, “Matbaa, bundan 500 yıl önce insanların toplum halinde reaksiyon vermeleri sonucunu oluşturan daha önce benzeri görülmemiş toplumsal bir kaldıraçtı. Bu anlamda, sonrasında gelen reform hareketlerinin ve aydınlanma çağının öncüsü oldu. Aradan 500 yıl geçtikten sonra sosyal medya, özgürlük taleplerinin korkusuzca seslendirildiği ve baskıcı uygulamalara karşı barışçıl direnişlerin örgütlenerek evrensel düzeyde bir dayanışmanın hayata geçirildiği yepyeni bir kaldıraç işlevi görüyor. Bu yönüyle de aslında çok temel bir ihtiyacı karşılıyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de internetin yasal düzenleme altına alınma sürecinin baştan itibaren çok sancılı geliştiğini söyleyen Hasan Sınar, “2007 yılından beri Türkiye’yi evrensel anlamda sıkıntıya uğratan ve özellikle idareye verdiği ölçüsüz yetkiler ile ön plana çıkan 5651 sayılı kanun mutlaka mercek altına alınmalıydı. Bu kanunla ilgili en çok tartışma, erişim engellenmesi tedbirini düzenleyen 8. maddeden çıkıyor. Kanun ilk yürürlüğe girdiğinde erişim engellenmesi tedbirinin, yalnızca bilişim hukuku alanında yetkin hâkimlerin görev yaptığı bir ihtisas mahkemesi tarafından verilecek bir kararla yapılması gerektiğini savunduk. Ancak bu talebimiz yerine getirilmediği gibi, çok daha kötü bir şey yapıldı ve erişimin engellenmesi yetkisi, Mahkemenin yanında, yürütmeye bağlı bir idari kurul olan TİB'e de verildi. 2007’den ise sonra TİB, üst üste o kadar çok site kapattı ki 2010 yılına gelindiğinde bu konuda resmi istatistik yayınlamayı durdurdu. Şu an hiçbirimiz Türkiye’de TİB tarafından kaç tane web sitesine erişimin engellendiğini bilmiyoruz. Bu kanuna yeni getirilen düzenleme ise tam anlamıyla bir hayal kırıklığı oldu ve son haftalarda yaşadığımız Twitter yasağı söz konusu düzenlemenin ifade özgürlüğü başta olmak üzere temel hak ve özgürlükler yönünden ne kadar büyük bir tehlike oluşturduğunu etkili bir biçimde gösterdi. Bu kanunun çağdaş, demokratik düzenlerde olduğu gibi bilişim endüstrisinin temsilcileri, ilgili sivil toplum örgütleri, üniversiteler, bilişim hukuku üzerine çalışan akademisyenler ve bürokratların katılımıyla yeniden hazırlanması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Twitter’da sınırsız hakaret edilmeyeceğini vurgulayan ve Twitter’ın ‘Türkiye’de ofisi olmadığı ve vergi ödemediği’ yönündeki eleştirileri de değerlendiren Sınar, “Twitter, dünyada herkesin yasaklanması gerektiği noktasında hemfikir olduğu bazı temel konularla ilgili bir şikâyet gelmesi durumunda zaten anında bu sorumluluğunu yerine getiriyor. Örneğin, Twitter’da çocuk pornografisine ilişkin materyaller, hangi ülkeden açılan bir hesap olursa olsun, yayınlandığında anında kaldırılıyor. Bir de tabi ırkçılık ve yabancı düşmanlığı gibi, yasaklanması gerektiği noktasında herkesin mutabık olduğu konular var. Bu kapsamda, örneğin İngiltere’de ırkçı saiklerle belirli kişi veya grupları aşağılayan bir tweet atıldığında veya Almanya’da Neo Naziler’in Twitter üzerinden örgütlenmeleri durumunda bunlara asla tolerans gösterilmiyor. Ancak bizim ülkemizde konu olan şeyler bunlar değil. Bizde son dönemde gündeme gelen ihlaller genelde kişilik hakkı bağlamında Özel hayatın gizliliğine ilişkin ortaya çıkıyor. Ancak kişilik hakkının ihlal edildiğini ileri sürenler için Türk hukukunda zaten hukukî ve cezaî müeyyideler düzenlenmiş durumda. Öncelikle bu yolların işletilmesi gerekiyor. Yoksa birinin çıkıp kişilik hakkının ihlal edildiği iddiasında bulunması üzerine milyonlarca kişinin bilgi edinme hakkını ve düşüncesini yayma özgürlüğünü kullandığı bir sosyal medya mecrasını toptan kapatmaya kalkışmak, hukuken de mantıken de izah edilebilir değil" ifadelerine yer verdi.
BANU EZBER
İSTANBUL
Son Dakika › Güncel › Hasan Sınar'dan Twitter Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?