Kuş Oteli"Nin Flamingo Konukları Geldi

İSMAİL ERSAN - Yalova'nın Altınova ilçesindeki Hersek Lagünü, Anadolu'da "allı turna" olarak bilinen, pembe renkli bir su kuşu olan flamingoları ağırlamaya başladı.

Ev sahipliği yaptığı kuş çeşitliği ile Osmangazi Köprüsü'nün yapımını dahi etkileyen ve köprüye kavis verilmesine neden olan lagün, son günlerde flamingolar nedeniyle renkli görüntülere sahne oluyor.

Altınova Belediye Başkanı Metin Oral, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hersek Lagünü'nün küçük bir göl olduğunu ve tek açıdan tüm kuş çeşitlerinin görüldüğünü söyledi.

Oral, gölde 180 çeşit kuş türünün bulunduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"İçinde çok değerli bitkiler var. Onlar özellikle kuşlarımızı ve balıklarımızı çeken bitkiler. Burada bir antik kent var. Arkasında Osman Gazi Köprüsü, onun yanında külliyemiz, camiyi görüyorsunuz. Dolayısıyla bu küçük bir göl ama etrafında hem tarihi dokusu hem doğal özellikleriyle bir bütün olarak güzellikleri hep birlikte taşıyan bir yer. 180 çeşit kuşun zaman zaman konaklayıp gittiği bir yer. Flamingolarımız bu yıl erken geldiler hem de sayı olarak fazla geldiler. İnşallah geçmiş yılların rekorunu kıracağız biz burada. En fazla görülen yıllarda binin üzerinde flamingo görülmüştü inşallah o rakamı aşacağız. Bu sene öyle gözüküyor. Dolayısıyla burası değerli bir göl. 2004'ten beri de koruma altına aldığımız, o günden bugüne gözümüz gibi baktığımız bir yer."

"Kuş oteli"

Burada çok yavrulama yapan kuşların olmadığını belirten Oral, "15-20 çeşidimiz var. Göçmen kuşlarımız geçerken geliyorlar, konaklıyorlar, yiyorlar, içiyorlar, biraz dinleniyorlar birkaç ay, ondan sonra da yollarına devam ediyorlar. Biraz da onun için 'kuş oteli' ibaresini kullanıyorum. Onlar bizim dostlarımız, konuklarımız. İnşallah iyi bir şekilde ağırlıyoruzdur. İki hafta önce sayıldığında 400 civarındaydı, 'Şu anda 600'leri buldu' diye düşünüyorum. Bu yıl inşallah bin 500'ler, 2 binleri buluruz." ifadelerini kullandı.

Oral, alınan önlemlerle kuş sayısında artış yaşandığına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Artık kuşlarımız burada güvende olduklarını hissediyorlar. Gölün hemen dibinden zaten bizim yolumuz geçiyor. Ona rağmen rahatsız olmuyorlar. Sadece rahatsız oldukları ani sesler ve gürültüler. Silah sesleri gibi. Onları da yasakladık. Kaçak avcılığın önüne geçmeye çalışıyoruz. Onu da yüzde 99 gibi kestik. Tek tük ara sıra gelen olursa da onların da gereği yapılıyor. Genel olarak avcılığı yasakladık. O da yetti. Her geçen gün de buraya güvenleri oluyor. O güvene bağlı olarak sayıları artıyor."

Otoyola ses bariyerleri geliyor

Kuşlar için otoyolda ses bariyeri yapılacağına da değinen Oral, "Biliyorsunuz lagün için yol kaydırıldı. Gölün üzerinden geçiyordu. Şu anda otoyolumuz Orman ve Su Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız aracılığıyla kaydırıldı. Bu konuda teşekkür ediyoruz. Ses bariyeriyle ilgili çalışma devam ediyor. İnşallah o da yapılacak. Bu da kuşlarımızın araç gürültüsünden rahatsız olmaması için önerilen bir şey. Onu da kabul ettiler. O da yapılacak." ifadesinde bulundu.

Hersek Lagünü'nde metrekareye düşen kuş yoğunluğuna dikkati çeken Oral, şöyle devam etti:

"Kuş türü sayısı olarak biz Manyas'tan azız. Fakat bir özelliğimiz var. Metrekareye düşen kuş sayısı birçok kuş cennetinden, hepsinden fazla. Bir özelliği de oralar büyük alanlar. Kuşları bir arada görme imkanı yok. Burada bakarsanız çeşitli kuşları aynı anda görebilirsiniz. Bütün türleri aynı anda göz hizasında görme imkanınız var. Biz bir de kuş gözlem evi ihalesi yapacağız. İhalede sona doğru gelindi. En yakın zamanda da ihalesini yapacağız. Göldeki kuşların 24 saat internet ortamında izlenmesi için kamera sistemi de yapılacak. Dolayısıyla bundan sonra kuşlarımızı gece gündüz 24 saat boyunca internet üzerinden bilgisayar ve telefonlardan görmüş olacağız. Buraya gelen konuklarımız da kuleden dürbünle bakmış olacaklar."

Bölgenin İstanbul'a yakınlığına da değinen Oral, "Burası İstanbul'un dibi. Yarım saat sonra Kadıköy'desiniz. Dolayısıyla İstanbul'un ayağı gibi oldu. Böyle bir yerde kuş cenneti, bir antik kent, bir Osmanlı külliyesi, tarihi bir doku, plaj, deniz, orman hepsinin bir arada olduğu bir yer bulmak zor. Bu, Altınova'ya özgü. O yüzden de "Altınova" diyoruz" değerlendirmesinde bulundu.