Siirt'teki Stk'lardan Ortak Açıklama

Siirt'te faaliyet yürüten 27 sivil toplum örgütü tarafından yapılan ortak açıklamada, darbe, savaş ve belediyelere kayum atanmasını istemediklerin belirtilerek, diyalog ve müzakereyle çözüm bulunması mesajı verildi.

Barden Otel toplantı salonunda bir araya gelen ve aralarında Siirt Barosu, İHD, Kent Konseyi, Tabipler Odası, Diş Hekimleri Odası, Sanayici ve İşadamları Derneği, Gazeteciler Derneği ve cemiyeti ile Esnaf Sanatkarlar Odası'nın da bulunduğu 27 sivil toplum kuruluşu temsilcisi, darbe, savaş ve kayyuma karşı, diyalog ve müzakkereyle çözüm için ortak basın açıklaması yaptı. STK temsilcileri basın açıklamasını okuyan Tabipler Odası Başkanı Op. Dr. Ekrem Bilek, Ortadoğu'da başlayan ve her geçen gün artan şiddet ortamına dikkat çekerek, "Ortadoğu'yu on yıllardır kasıp kavuran ve her geçen gün artarak devam eden şiddet, demokratik gelişimin sağlanamamasının sonucudur. Demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve çağdaş yaşam adına hiç kimsenin şiddete başvurmaya hakkı yoktur. Yaşadığımız coğrafyada siyaset yapmanın aracı olarak şiddet uygulanmanın savunulabilir hiçbir tarafı yoktur. Özellikle sivil yaşam alanlarını hedef alan patlayıcılar, can ve mal kaybı yanında büyük toplumsal tahribatlara neden olmaktadır. Şırnak- Cizre- Sur- Nusaybin örneklerinde olduğu gibi, sivillerin kadim yaşam alanlarını terk etmeye zorlayan sebepler oluşturmaktadır. İnsanları yerlerinden-yurtlarından eden sebeplerin sonlanmasını talep ediyoruz. 15 Temmuz da yaşanan ve memnuniyetle karşıladığımız üzere bastırılan darbe girişiminin barış ve demokrasinin gelişimi için fırsata dönüştürülmesini mümkün görüyoruz. Yaşanan çatışmalı süreçlerin toplumun ayrıştırılması, çatıştırılması ile bundan nemalanma amacını taşıdığı açıktır. Milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması, ülkenin çalışan parlamentosu varken K.H.K. ile yönetilmesi, basın üzerindeki baskı ve kısıtlamalar, yerel yönetimlere kayyum tayini veya bu tehditle vesayet altına alınmasına yönelik girişimler, toplumsal yaşamın sağlığına hizmet etmemektedir. 15 Temmuz sonrasında yaşanan kriz ortamının bir an önce aşılması ve "olağan yönetimö koşullarına dönülmelidir" dedi.

Siyasi partiler kanunu nedeniyle siyaset kurumunun demokrasiyi öncelemediğini savunan Op. Dr. Bilek, "Yerel yönetimlerin oluşturulmasında, siyasi partiler kanunundan kaynaklanan nedenlerle siyaset kurumunun demokrasiyi öncelemediği, yerel yönetimlerin mevcut oluşturulma yönteminin, demokrasinin asgari gereklerini dahi karşılamadığını tespit etmekle birlikte, aksakta olsa seçimle gelmiş olanların dahi görevden alınması veya bu tehditle çalıştırılması kabul edilebilir değildir. Bu yöndeki yasal düzenlemeden vazgeçilmiş olmasını demokrasi açısından sevinçle karşılıyoruz. Yerel yönetimlerin demokratik yönetimlerle oluşturulmasının koşullarını yaratmak yerine tümden merkezileştirmeyi kabul etmiyoruz. Tek yol - tek yöntem, sivil demokrasinin geliştirilmesidir. Hal böyleyken yaşanan darbe teşebbüsünün, siyasetin antidemokratik temelde geri dönüşümlerine fırsat yapılma çabasını kaygıyla izliyoruz. İleri demokratik sistemin Anayasal zeminde yeniden dizayn edilmesi için bu krizin fırsat olarak değerlendirilmesini talep ediyoruz. Hakkari ve Şırnak'ın il statüsünün kaldırılmasına yönelik düzenlemenin burada yaşayanlar açısından 'hukuki kazanılmış hak' çerçevesinde ele alınmış olmasını kamuoyu taleplerinin dikkate alınması açısından umut ve memnuniyetlerimizi kamuoyuyla saygıyla paylaşıyoruz. Sonuç olarak biz Siirt Barış ve Demokrasi İnisiyatifi olarak kentimizde son iki yılda gelişen olayların engellenmesi ve huzur ortamının hakim kılınması konusunda çabalarımız bilinmektedir. Bizler ama'sız/koşul'suz taraflara açık çağrımızı yineliyoruz. Çatışma ortamının bir an önce sonlandırılmasını talep ediyoruz. Ne darbe, Ne savaş, Ne belediyeye kayyum. Diyalog ve müzakereyle çözüm" diye konuştu.