Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet'in ölümüne ilişkin iki sanığın yargılandığı davada savcı, esas hakkındaki görüşünü açıkladı.
Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar Berk Akand ve Çağatay Aksu, Şule Çet'in babası İsmail Çet ile tarafların ve müdahil Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının avukatı katıldı.
Mahkeme Başkanı, dava dosyasına gelen evrakı okudu. Ardından Çet'in erkek arkadaşı Muhammet Furkan Çınkır, tanık sıfatıyla ifade verdi.
Çınkır, Şule ile olaydan önce yaklaşık bir buçuk yıldır iyi bir beraberlikleri olduklarını ifade etti. Şule ile son kez olaydan 3-4 gün önce görüştüğünü, Şule'nin iş aradığını ve bu amaçla sanıklarla görüşeceğini söylediğini anlatan Çınkır, Şule ile olay günü saat 19.00-20.00 civarı telefonda görüştüklerini kaydetti.
Çınkır, şu beyanı verdi:
"Sabah 11.00'de beni Şule'nin önceki iş yerinden bir arkadaşı aradı ve ölüm haberini verdi. Şule'nin ev arkadaşı Lilia'yı aradım, ilk başta bir şey söylemedi. Sonradan başına bir şey gelmiş olmasından korktuğunu söyledi. Karakola gittim ve intihar haberini aldım. Lilia ile hiç konuşmadım. Sanık avukatları galiba benim hakkımda suç duyurusunda bulunmuş, Lilia ile konuşmuş olabileceğim gerekçesiyle. Lilia ile önceden de iki ya da üç kez görüşmüştük. Şule'nin psikolojik sorunu yoktu, durumu özellikle Lilia ile birlikteyken çok iyiydi."
Sanık Berk Akand'ın avukatı Hüseyin Ayan tanığa, olaydan birkaç gün sonra bacağından sarkan birinin yukarı çekildiğini gösteren fotoğrafı sosyal medya hesabından neden paylaştığını sordu.
Çınkır, "Mahkemede Şule'nin psikolojisi, sanıkların psikolojisi konuşuldu, benim psikolojim konuşulmadı. Olaydan sonra okulu bıraktım, İzmir'e gittim. Fotoğraf benimdi. Ben o fotoğrafı çekilirken Şule ile alakası yoktu. Olaydan en az 6 ay sonra gerçekleşen bir fotoğraf. Bunun mahkeme dosyalarına girmesi anlamsız." diye konuştu.
Duruşmada Çet ailesinin avukatları, sanıkların ilk celsenin öncesi ve sonrasında birbirlerine yazdığı bazı mektuplara ilişkin sanıklara sorular yöneltti. Çet ailesinin avukatlarından Umur Yıldırım, Şule'nin olay sırasındaki iç çamaşırının incelenmediğini savunarak, "Cinsel saldırı davasında bu neden incelenmiyor? En önemli delil" diye konuştu.
Savcı sanıkların cezalandırılmasını talep etti
Duruşmada daha sonra Cumhuriyet Savcısı esas hakkındaki görüşünü açıkladı.
Savcı, sanıklardan Çağatay Aksu'nun "kasten öldürme" suçundan müebbet, "cinsel saldırı" ile "kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" suçundan 39 yıla kadar hapsini talep etti. Savcı, Berk Akand'ın ise olaylar gerçekleştiği sırada Aksu'nun yanında bulunduğu ve ona destek verdiği gerekçesiyle işlenen suçlara yardımdan cezalandırılmasını istedi. Savcı, Akand'ın da bu kapsamda "kasten öldürmeye" yardım suçundan 15 yıla, diğer suçlara yardımdan da 16 yıla kadar olmak üzere toplam 31 yıla kadar hapis talep etti.
Savcının mütalaasına karşı söz alan Akand, atılı suçların hiçbirini işlemediğini savundu.
Beratını talep eden Akand, "O gece olay anında uyuyordum. Ben Çağatay'ın bir kıza tecavüz edip, öldüreceğine inanmıyorum. Benim içim geçmişti. Saat 03.32'e kadar Çağatay'a kefilim. Ondan sonrasına bir şey diyemem." diye konuştu.
Sanık Çağatay Aksu ise esasa ilişkin mütalaaya karşı beyanda bulunmak için süre istedi.
Beyanlardan sonra ara kararını açıklayan mahkeme, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmederek duruşmayı erteledi.
Duruşma çıkışında Şule Çet'in babası ve avukatları basın açıklaması yaptı. Davanın ilk duruşmasından bugüne kadar kendilerini yalnız bırakmayan kadın dernekleri başta olmak üzere herkese teşekkür eden İsmail Çet, 4 Aralık'ta görülecek karar duruşmasına, destek amacıyla yoğun bir katılım beklediğini söyledi.
Son Dakika › Güncel › Şule Çet davasında sona doğru - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?