Tbm Hukuk Komisyonu Başkanı Emekli Hakim Avukat İzzet Doğan Açıklaması

Tüketici Başvuru Merkezi (TBM) Hukuk Komisyonu Başkanı emekli Hakim Avukat İzzet Doğan, "8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve tüm özel günlerin esas özü ve ruhu varken, bunların unutturulup arka plana itilip, indirim kampanyaları ile ticaretin ön plana çıkarılması ve herkesin alışverişe sevk edilmesi doğru değildir" dedi.

Tüketici Başvuru Merkezi (TBM) Hukuk Komisyonu Başkanı emekli Hakim Avukat İzzet Doğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı. Doğan, özel günlerin esas özü ve ruhu varken, indirim kampanyaları ile ticaretin ön plana çıkmaması gerektiğini söyledi. Doğan, "Dünya Kadınlar Günü ve tüm özel günlerin esas özü ve ruhu varken, bunların unutturulup arka plana itilip, indirim kampanyaları ile ticaretin ön plana çıkarılması ve herkesin psikolojik olarak teşvik edilerek alışverişe sevk edilmesi doğru değildir. Doğru olan Kadınlar Günü'nün anlamını idrak etmek, bugüne gelinceye kadar kazanılan hak ve özgürlüklerin demokratik mücadelesini topluma, kadınlara, gençlere ve çocuklara anlatmaktır"şeklinde konuştu.

"Kadınları aşağılamaya kimsenin hakkı yoktur"

Doğan, "Türk kadınını çıkarlarını elde edene kadar mükemmel, daha sonra çirkin yüzünü gösteren kişiler olarak tanımlayarak genelleme yapılması ve yabancı kadınlarla evlenme çağrısında bulunup kadınlar arasında da ayırımcılık yapılması aslında kadını aşağılamaktır. Kadınları aşağılamaya kimsenin hakkı yoktur. Kadının gücüne, aklına saygı duyalım. İnsana, hayvana, doğaya acımasızca zarar verip eziyet eden, öldüren, tüketen bireyler yerine sayan, seven, üreten, çalışan, okuyan, araştıran bireyleri yetiştirip çoğaltmanın yollarını açmalıyız. Bakın halen görevdeki 1797 dekanlarımızın 322'si kadın ve 201 üniversitede 17 kadın rektör bulunuyor ve Türk yüksek öğretiminde kadın akademisyen oranı yüzde 45'le AB ortalamasının daha üstünde" diye konuştu.

"İş dünyasında siyasette kadına gereken önem verilmeli"

Kadın erkek eşitliğine dikkat çeken Doğan, "Toplumun yarısının kadın olduğu ne kadar gerçekse tek kanatla uçamayacağımızın, yükselemeyeceğimizin o kadar gerçek olduğunu kabullenerek, karar mekanizmalarında, iş dünyasında siyasette kadına gereken önem verilmeli. Anayasamızdaki kadın ve erkek eşitliği ve pozitif ayırımcılık ilkesi de gözetilmelidir, kadının da insan olduğu unutulmaması gerekir" ifadesini kullandı.

"Cinayetlerin en çok işlendiği yer kadının kendi evidir"

Kadın cinayetlerinin en çok işlendiği yerin kadının kendi evi olduğuna vurgu yapan Doğan, "Kadına karşı şiddetin bir insan hakları ihlali olduğunu, kadın haklarında ve yaşamında eşitliği sağlayamamış ülkelerin ve toplumların çağdaş devlet, çağdaş toplum olamayacağını, bu nedenle de cinsiyet ayrımcılığı sorununun kadınlar kadar erkeklerin de sorunu olduğunu kabul etmeliyiz. İçişleri Bakanımızın açıklamasına göre Türkiye'de polis ve jandarma bölgesinde, 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında işlenen kadın cinayeti sayıları 2016'da 301, 2017'de 350, 2018'de 281 olarak gerçekleşmiştir. Cinayetlerin en çok işlendiği yerler ise, yüzde 72,8'le kadının kendi evidir. İkinci sırada yüzde 15 ile sokak gelmektedir. Yani kadın en çok kendi evinde, çocuklarının gözü önünde ve en çok da en güvendiği insanlar olan eşi, kardeşleri, babaları sevgilileri gibi kimseler tarafından öldürülmektedir" ifadelerini kullandı.

"Üç yılda en az bin 184 kadın erkekler tarafından öldürülmüştür" diyen Doğan,"6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamı dışındaki kadın cinayetleri de dikkate alındığında bu rakamlar daha da yükselmektedir. Genel olarak değerlendirildiğinde; 2016 yılında kadın cinayeti sayısı 336, 2017 yılında 409, 2018 yılında da 439 olmak üzere olmak üzere son üç yılda en az bin 184 kadın erkekler tarafından öldürülmüştür. Bu durumda 2016 yılı ile 2018 yılı arasındaki artışın ise yüzde 30,6 oranında olduğunu üzülerek görmekteyiz" dedi. - İSTANBUL