
Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD), başörtülü ve başörtüsüz kadınlar ve eşleri üzerine yaptığı kamuoyu araştırması ile gündemdeki başörtü sorununu rakamlarla değerlendirdi.Türkiye İş Kadınları Derneği'nin (TİKAD) başörtüsü sorununun çözümü için toplumsal bir uzlaşının olup olmadığını tespit etmek amacıyla 26 ilde başını örten kadın, başı açık kadın, eşinin başı örtülü olan erkek ve eşinin başı açık olan erkek olmak üzere toplam 3 bin 52 denek üzerinde yaptırdığı kamuoyu araştırmasının sonuçları, düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.
Toplantıda konuşan TİKAD Başkanı Nilüfer Bulut, "Bugün devlet kadrolarına baktığımızda aşırı dindar denen erkeklerin her alanda görev yaptığını görebiliyoruz. Peki, Türkiye'nin geleceğini irtica ile laiklik tehlikesi olarak yalnızca ve yalnızca kadının başındaki örtü müdür bu tehlike? Hayır, bu siyasi bir kavganın kadınları yönlendirmesiyle alakalıdır" dedi.
NEDEN ERKEK EGEMEN GRUPLAR KADINI YALNIZCA BAŞÖRTÜSÜ ÜZERİNDEN DEĞERLENDİRİYOR?
Bulut, kadının başörtüsünün altına sıkıştırılmaya çalışıldığını ifade ederek, "Başı açık kadının başı kapalı kadınla problemi yok, başı kapalının da başı açık olanla. Birbirlerinden kız alabileceklerini, çocuklarını evlendirebileceklerini söylüyorlar. Bizi memnun eden bir konu da başı kapalı kadının eşi de başı açık kadının eşi de eşinin çalışma hayatında yer almasını istiyor. Demek ki, ülkemizde erkeklerde zihinsel bir değişim başlıyor. Eskiden başı açık da olsa kapalı da olsa eşinin çalışmasına müsaade etmeyen erkekler
vardı. Bu nedenle ülkemizde zihinsel bir değişim de başlamış. Peki neden siyasal zeminde bunun bu kadar kavgası veriliyor? Neden erkek egemen gruplar kadını yalnızca başörtüsü üzerinden değerlendiriyor? Oysaki her kesimde, bürokraside, iş hayatında, siyasette, aşırı dindar diyebileceğimiz erkekler görevde bugün. O nedenle haklarımıza sahip çıkmamız gerektiğini söylemek istiyorum. Eğer
modernleşmeyse, eğer Cumhuriyet kadınını hak ettiği noktaya taşımak istiyorsak başörtüsünden dolayı asla ve asla kadınlarımızı eve hapsedip onları ötekileştirmeden toplumda ve iş hayatında varlık göstermelerini sağlamalıyız" diye konuştu.
BAŞÖRTÜ ARAŞTIRMASI SONUÇLARI
Prof. Dr. İhsan Dağı, araştırmaya katılanların yüzde 85'inin kadınların inançları gereği başörtüsü taktığı kanaatinde olduğunu bildirerek, başörtüsünün siyasi sembol olarak takıldığını düşünenlerin oranının yüzde 1 civarında olduğunu söyledi. "Kadınlar örtünmeli mi?" sorusuna katılımcıların yüzde 78'inin bunu kadınların kendi tercihlerine bırakmak gerektiği yönünde görüş bildirdiğini kaydeden Dağı, özel iş yerlerinde başörtülü kadınların çalışmasından dolayı herhangi bir rahatsızlık duymayacaklarını söyleyenlerin oranının yüzde 92, katılımcıların yüzde 73'ünün de bazı özel iş yerlerinde uygulanan başörtüsü yasağını doğru bulmadığını aktardı. Dağı, araştırmaya katılanların yüzde 69'unun kamu kurumlarında uygulanan başörtüsü yasağını onaylamadığını dile getirerek, devlet dairelerinde çalışan
kadınların başlarını örtmeleri konusunda katılımcıların yüzde 75'inin "isteyen örtebilmelidir" dediğini belirtti.Araştırmaya katılanların yüzde 78'inin üniversitelerde başörtüsünün serbest olması gerektiğini düşündüğünü söyleyen Dağı, YÖK'ün fiilen başörtüsü yasağını kaldırmaya yönelik girişimlerini yüzde 61'lik kesimin doğru bulduğunu da kaydetti. Dağı, üniversitelerde başörtüsü sorununun çözümü için katılımcıların yüzde 62'sinin yasayla çözülmesi gerektiğini görüşünü belirttiğini aktararak, yüzde 68'inin devletin başörtüsünün nasıl bağlanacağına ilişkin bir düzenleme yapmasını doğru bulmadığını anlattı.Dağı, katılımcıların yüzde 70'inin ise üniversitelerde başörtüsü yasağının kalkmasıyla başı açık öğrenciler üzerinde baskı oluşmayacağı yönünde görüş bildirdiğini de sözlerine ekledi.
Araştırmaya katılanların yüzde 93'ünün inançları gereği örtündüklerini, yüzde 1'den daha az bir kesimin başörtüsünü siyasal sembol olarak kullandığını söylediğini bildiren Dağı, "Bu, Türkiye'deki tartışmalarda ezber bozucu bir sonuç. Kadınlar siyasal bir sembol olarak örtmüyorlar başörtüsünü" dedi.
KADINLAR BAŞÖRTÜSÜNÜN "CEPHANE" OLARAK KULLANILMASINI ENGELLEMELİ
Prof. Dr. Doğu Ergil ise, toplumda başı açık kadınlarla başı kapalılar arasında bir fay hattının olmadığını söyleyerek, kadınların siyasi çatışmalara taraf olmaması, birbirlerine karşı pozisyon almamaları ve birlikte hareket etmeleri, iktidar savaşında başörtüsünün "cephane" olarak kullanılmasını engellemeleri gerektiğine işaret etti. Başörtülü kadınların eğitim almasının ve dışarıda çalışmalarının laiklik adına engellenmesinin, aslında laikliğin engellendiği anlamına geldiğini kaydeden Ergil, bu nedenle herkesin bunu engellemesi gerektiğini belirtti.
Son Dakika › Güncel › TİKAD'dan 'Başörtü' Araştırması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?