Yeni Türkiye Konferansları

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "12 yılda yollar yapıldı, köprüler yapıldı. Her şehre üniversite yapıldı, Türkiye Göktürk uzay aracını fırlattı. Bunların hepsi önemli. Ama bana sorarsanız en önemli şey, devletteki zihniyetin değişmiş olmasıdır" dedi.

İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği'nin (AY-BİR) düzenlediği konferansa katılan Kurtulmuş, "Yeni Türkiye" başlıklı bir konuşma yaptı.

Kurtulmuş, Marmara Üniversitesi'nin Sultanahmet'teki rektörlük binasında gerçekleşen konferansta, 1. Dünya Savaşı'ndan başlayarak, günümüze kadar geçen sürede siyasi, ekonomik düzende yaşanan gelişmelere değindi.

Özellikle 2. Dünya Savaşı'ndan sonra dünyada barışı sağlamak için teşekkül ettirilen kurumların işlevselliğini kaybettiğini dile getiren Kurtulmuş, " Suriye'ye bakın. Suriye'de dünya sistemi bir çözüm ortaya koyamıyor. Nedeni son derece basittir. 1. Dünya Savaşı'nda oluşan dünya sistemi ve hemen arkasından 2. Dünya Savaşı... Kurulan sistem, hak ve adalet mefhumu üzerine haklının hakkını korumak yerine, güçlünün hakkını korumak mefhumu üzerine kurulan bir sistemdir. Bunun en somut görüntüsünü de BM Güvenlik Konseyi'nde görüyoruz. BM Güvenlik Konseyi'nde bir güç olan, arkasında bir dayısı, ağabeyi olan kim varsa istediği zulmü icra edebiliyor. Esed rejimi bunun örneğidir" diye konuştu.

Kurtulmuş, eski Türkiye'nin 1. Dünya Savaşı'ndan sonra oluşan bir zihniyet dünyası üzerine kurulduğunu belirterek, temelinde yenilgi psikolojisi, elitlerin milletten ayrı ülkeyi dizayn etme ihtiyacı içerisinde olduğu bir anlayış üzerinde devam ettiğini söyledi.

" Osmanlı' demek yasaktı"

Eski Türkiye'de geçmişe dair tecrübelerden ders çıkarmanın ayıplandığını ve gericilik olarak nitelendirildiğini dile getiren Kurtulmuş, "Hatırlayın 1999'a kadar bu topraklarda Osmanlı'nın ismini dahi anmak yasaktı. 1999, 700. yıl dolayısıyla Osmanlı'yla barışılacak diye beklenirken, takdir-i ilahi deprem dolayısıyla ortaya çıkan hava o barışma meselesini geciktirdi" ifadelerini kullandı.

Kurtulmuş, milletin 150 yıllık derin uykusundan uyandığını anlatarak, İslam medeniyetinin yeni ve büyük koşusunun yeni Türkiye'yle başladığını kaydetti. 1970'li yıllarda yaşanan petrol kriziyle yeni medeniyet havzalarının ortaya çıkabileceği düşüncesinin oluştuğunu belirten Kurtulmuş, Japonya, Çin ve Türkiye önderliğinde İslam coğrafyasının öne çıktığını aktardı. Kurtulmuş, İslam coğrafyasında yaşananların bu öngörüden kaynaklı olduğuna ve bu bölgenin ilerlemesinin engellenmek istendiğine vurgu yaptı.

Bu çerçevede Türkiye'de de gelişmeler olduğunu anımsatan Kurtulmuş, "70'lerden sonra askeri darbeler hangi dönemlerde ortaya çıktı? sorusunun temel cevabı buradadır. Kontrol etmek, Türkiye'nin kendi ayakları üzerinde durmasını engellemek için 70'lerden sonra Türkiye'de askeri darbelerle karşı karşıya kaldığımızı hepimiz yaşadık" şeklinde konuştu.

"Devlet zihniyeti değişti"

Kurtulmuş, son 12 yılda yeni Türkiye istikametine adımlar atıldığına dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"12 yılda yollar yapıldı, köprüler yapıldı. Her şehre üniversite yapıldı, Türkiye Göktürk uzay aracını fırlattı. Bunların hepsi önemli. Ama bana sorarsanız en önemli şey, devletteki zihniyetin değişmiş olmasıdır. Bir ülkede ekonomik ve siyasi reformlar açısından en zor olan şey devletin zihniyetini değiştirmektir. Devletin zihniyetini değiştirmek, deveye hendek atlatmaktan daha zordur. Türkiye son 12 yıla bunu başardı. 64 yıllık çok partili yaşamda hep bunun için gayret sarf edildi. Türkiye, ceberut devlet anlayışından kerim devlet anlayışına geçti."

Türkiye'de yaşanan gelişmeleri başlıklar altında sıralayan Kurtulmuş, ceberut devlet anlayışından kerim devlet anlayışına, elitlerin egemenliğinden millet egemenliğine, millet devlet uyuşmazlığından millet devlet bütünleşmesine doğru yol alındığını söyledi. Kurtulmuş, zoraki baskıcı modernleşmeden milletin değer ve inançlarına saygı duyan bir devlet yapısına geçildiğini dile getirerek, halka güvenmeyen yönetimden halkın tercihlerini esas alan bir yönetim sisteminin varlığına dönük adımlar atıldığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı seçimleri

Kurtulmuş, Türkiye demokrasisindeki gelişmelere de değindiği konuşmasında Ali Fuat Başgil'in cumhurbaşkanlığı adaylığından vazgeçirildiğini söyledi. Başgil'e CHP'nin müsamaha gösteremediğini anlatan Kurtulmuş, "CHP, Ekmeleddin İhsanoğlu'nu 'Vallahi billahi bizim adayımız dindar bir adamdır' diye aday çıkarmak zorunda kaldı. Bu, milletin bir başarısıdır. CHP eski değerlerini ortaya çıkaran birini cumhurbaşkanı adayı olarak ileri süremezdi. Artık CHP'nin seçmenine de 'Biz de dini değerlere saygılıyız' deme mecburiyeti vardı. Köprünün altından çok sular aktı. Eğer ellerindeki güç olsaydı, cumhurbaşkanını millete seçtirmezlerdi."

Türkiye'nin geçmişten gelen vesayetler haricinde görünmez vesayetlerle de mücadele ettiğini aktaran Kurtulmuş, paralel yapıyla mücadelenin de bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Kurtulmuş, AK Parti iktidarında geçen 12 yılı "değişim süreci" olarak niteleyerek, 2014-2023 dönemini de "dönüşüm süreci" olarak isimlendirdi. Bu süreç içinde yeni anayasa, terörün sona erdirilmesi, anti demokratik tüm yasaların değiştirilmesi, toplumsal bütünlüğün sağlanmasının yeni dönemde hedefler arasında yer aldığını anlatan Kurtulmuş, bu hedeflerin 2023'e kadar mutlaka gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı.

Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Emin Arat da konferanstaki konuşmasında akademisyenlerin toplum hayatındaki yerine değinerek, yeni Türkiye idealinde akademisyenlerin önemli yeri olduğunu söyledi.

AY-BİR Başkanı Prof. Dr. Yusuf Balcı ise birliğin kurulma amacından bahsederek, Yeni Türkiye ve bunun İslam dünyası için önemi hakkında bir konuşma yaptı.

Konuşmaların ardından Balcı, Kurtulmuş'a bir plaket takdim etti. Konferans, toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi. - İstanbul