Türkiye Dondurulmuş Gıda Sanayii Derneği Kurucu Başkanı Murat Bayizit, bu yıl zirai don nedeniyle üretim düşüklüğünün görüldüğü dondurulmuş meyve ve sebzede, 2026 yılında 200 milyon dolar ihracat hedeflediklerini bildirdi.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Dış Ticaret Konsey Başkanı da olan Bayizit, AA muhabirine, dondurulmuş gıda sektörünün her geçen yıl üretimini ve ihracatını artıran genç ve çok dinamik bir sektör olduğunu söyledi.
Tarıma katma değer sağlayan bu sektörün gıda güvenliğinin de dinamosu haline geldiğini belirten Bayizit, Türkiye'nin tarımsal altyapı gücü ile üretim kapasitesinin, dondurulmuş gıda sektörünün büyümesine olanak sağladığını ifade etti.
Bayizit, Avrupa pazarının sektör için önemine değinerek "Bugün yaklaşık 80-85 arasında büyük dondurulmuş gıda fabrikasıyla meyve sebze sektörünün domine edildiği ama gün geçtikçe de fonksiyonel gıdaların, hazır yiyeceklerin, unlu mamullerin, su ürünlerinin de bir araya getirildiği ciddi büyüklüğü olan bir sektör haline geldi. Hem ihracatta hem iç piyasada önemli bir sektörüz." diye konuştu.
Bu yılın dondurulmuş gıda sektörü açısından maliyet ile verimlilik arasında bir çizgide geçtiğini dile getiren Bayizit, şöyle konuştu:
"Tarımda maalesef çok ciddi mevsimsel, iklimsel problemler yaşadık. Nisan ayında yaşadığımız kiraz, kayısı gibi ürünlerdeki don olayından dolayı müthiş bir kayıp söz konusu oldu. Zaten kiraz, bizim için dünyada en fazla üretim yaptığımız ve en ciddi ihracatını yaptığımız ürünlerin başında geliyor. Yaklaşık 650 bin ton kiraz üretimi olan bir ülke, bu yıl neredeyse sıfıra yakın kiraz üretimi yaptı. Bizim için çok büyük bir kayıptı."
Bayizit, zirai don dolayısıyla rekabette gerilerde kalındığını belirterek, şöyle devam etti:
"Artık dünyada hem üretim şekli hem satış şekli, komple değişiyor. Bizim de bu ölçek ekonomisine ayak uyduracak birtakım düzenlemeler yapmamız lazım. Normal şartlarda dondurulmuş gıda ihracatımız, aşağı yukarı 150-160 milyon dolar bandında gidiyordu. Bu rakamlar, aslında Türkiye gibi tarım ekonomisinin çok ön planda olduğu bir ülke için çok düşük. Bu rakam, ciddi şekilde düştü. Bunun sebebi, satış ve pazarlamayla ilgili değil, hammadde yokluğundan oldu."
"2026 yılı için umutluyuz"
Dondurulmuş gıdada 2025 ihracatının istedikleri seviyelerde gerçekleşmediğini vurgulayan Bayizit, "2026 yılı için umutluyuz. Çünkü fiyat uyduğu sürece pazar problemi olmayan bir ülkeyiz. Ana pazarımız, Avrupa. Bunun yanı sıra da Amerika gibi büyük bir pazarda yavaş yavaş boy göstermeye başladık. Özellikle organik tarafta Amerika, hem katma değerli ürün satma anlamında hem de ürün çeşitliliği açısından bizim için çok ideal bir pazar." değerlendirmesinde bulundu.
Bayizit, Türkiye'nin bugüne kadar taze meyve sebzenin kolay erişilebilir bir ülke olmasından dolayı dondurulmuş gıda sektörünün perakende tarafında gelişmediğini, ev dışı tüketimde geliştiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Asıl katma değer, paketli ürünlerde. Dolayısıyla üreticiyi katma değerli, paketlenmiş dondurulmuş gıdaya döndürüyoruz. Bunu yaptığımızda ihracat tarafında da avantajlı noktaya geleceğiz. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde de 2026 yılı ve sonrası çok ciddi açılacağını düşündüğümüz ve planladığımız işlerimiz için bir hazırlık yılı olacak. Hedefimiz, 2026 yılında 200 milyon dolar ihracat yapabilmek. Bunu kolaylıkla yapabilecek altyapımız var. Sadece hammadde tarafında iklimsel bir sorun yaşamadığımız sürece bence yeni pazarlarla, yeni ürünlerle bu hedefe rahatlıkla ulaşırız."
Ahududu, böğürtlen, yaban mersini gibi üzümsü meyvelere ağırlık verilmeli
Türkiye'nin dondurulmuş gıda alanında her zaman talep gören ve tercih edilen bir tedarikçi konumunda olduğunu belirten Bayizit, hammadde konusunda sözleşmeli tarımla ya da firmaların kendi tarlalarında üretim yaparak, maliyetin kontrol ve üretimin optimize edilmesi gerektiğini söyledi.
Bayizit, dondurulmuş narenciye ve siyah incirde büyüyen bir pazar olduğunu anlatarak, kaybedilen çilek pazarını geri almakla ilgili çalışmalar yürüttüklerini söyledi.
Ahududu, böğürtlen, yaban mersini gibi üzümsü meyvelerde çok ciddi katma değer olduğunu, bu ürünlere ağırlık verilmesi gerektiğinin altını çizen Bayizit, "Bu tip katma değerli ürünleri, hem taze hem dondurulmuş olarak üretip ihraç etmemiz lazım. Buralarda kendimizi geliştirirsek, maliyet, kur odaklı şikayetlerden de arınmış oluruz. Dünyada her zaman kaliteli malın, sürekliliği olan ürünün ve devamlılığı olan ihracatın alıcısı var. Bazı kitleler var ki fiyatına bakmadan alıyorlar. O kitleye hitap edebilecek altyapıya sahibiz. Sadece bunu iyi planlamamız lazım." diye konuştu.
Bayizit, bu sektörün daha da gelişmesi için Türkiye'de ilk defa BTSO bünyesinde "Dondurulmuş Gıda Kümelenmesi" oluşturulduğunun bilgisini vererek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu kümede 35 firma var. Hedefimiz, firmaları ihracata hazırlamak, ihracatı artırmak, pazar çeşitliliğine ulaşmak, ürün anlamında gelişmek, daha katma değerli ürünlere ve ambalajlı ürünlere geçmek. Bunlarla ilgili çalışmalar yapıyoruz. Ticaret Bakanlığının UR-GE destekleri, belki de Cumhuriyet tarihinden bu yana yapılan en büyük destekler. Bu desteklerden firmaların faydalanabilmesi için 3 yıl önce bir UR-GE kurduk. Şimdi ikincisini başlattık ve 2026 yılı hedeflerimizi belirledik. Ciddi eğitim ve danışmanlıklar alacağız. Haziranda, Amerika'daki Fancy Food Fuarı'na katılacağız. Sene sonunda Güney Amerika'da çalışmamız olacak. 2028'e kadar dondurulmuş gıda firmalarına farklı pazarlarda, farklı ihracat olanakları sunmaya çalışıyoruz."
Son Dakika › Ekonomi › 2026'da 200 Milyon Dolar İhracat Hedefi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?