Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, üniversitelerdeki bir eksikliğe işaret ederek, "Hikmetsiz ilmin hiçbir anlamı yoktur. Şimdi bizim en büyük eksiğimiz bu. Şu anda bilgiyi alıyoruz ama bu bilgide hikmet maalesef yok. Bunu yakalamamız lazım, hocalarımızın vermesi gereken bize hikmetle zenginleştirilmiş ilim" dedi.
Van'da bulunan Başbakan Erdoğan'a, Yüzüncü Yıl Üniversitesi tarafından, üniversite yerleşkesindeki Cengiz Andiç Kültür Merkezi'nde düzenlenen törenle fahri doktora unvanı tevdi edildi.
Törende cüppe giydirilen Başbakan Erdoğan'a, Üniversite Rektörü Peyami Battal tarafından fahri doktora dipolması takdim edildi.
Başbakan Erdoğan, yaptığı konuşmada, kendisine tevdi edilen fahri doktora unvanı için üniversite yönetimine şükranlarını sunduğunu belirterek, resmi olarak üniversiteye kazandırılan yatırımlardan ilahiyat fakültesi, iktisadı idari bilimler fakültesi, merkezi laboratuvar ve bunun yanında 496 lojmanın öğretim üyeleri ve öğrencilerine hayırlı olmasını diledi.
Eserlerin yapımında, öğretim ve bilim camiasına kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik eden Erdoğan, "Van 100. Yıl Üniversitemizin, 2013-2014 akademik yılının hayırlı olmasını, öğretim üyelerimiz ve öğrencilerimiz için başarılı geçmesini Rabbim'den niyaz ediyorum" diye konuştu.
"Işık doğudan yükselir" sözünü anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Burada söz edilen ışık Doğu'nun ilminin, irfanının adeta bir güneş gibi yükselip, Batı'yı aydınlatması, ışıtmasıdır. Tarihe dönüp baktığınızda bunun böyle olduğunu görürsünüz. Bu anlamda Anadolu'nun da 1071'den itibaren ilim irfan dünyasına döndüğünü, yüzyıllar içerisinde Trakya'ya, Viyana'ya kadar her yanının eğitim öğretim kurumlarıyla donatıldığını görürsünüz. Bunun içindir ki bu topraklar, insan odaklı bir medeniyetin, estetikle ilimle barışık bir kültürün merkezi olmuştur. Bunun içindir ki bu topraklar, tarih boyunca büyük komutanlar, liderler kadar nice büyük alimler getirmiş, yetiştirmiş, nice irfan sahibi insanlar yetiştirmiştir. Yazarlar, şairler, mütefekkirler, bunun yanında Osman Gazi'nin ardında Şey Edebali gibi insanlar yetiştirmiştir."
Fatih Sultan Mehmet'in ardında Akşemsettin, Ali Kuşçu bulunduğunu, bu iki isim olmadan Fatih Sultan Mehmet'in tanımlanamayacağını ifade eden Erdoğan, "Onlarla beraber bir bütün olarak Allah ona mukadder olan bir çağın kapatılıp, bir çağın açılmasını nasip etmiştir. Kanuni Sultan Süleyman'ın yükseltiği medeniyetin ardından bir Mimar Sinan var. İstanbul'un, İstanbul olmasının ardında Fatih'in hoşgörüsünün yanı sıra Yahya Kemal'in şiirlerinin etkisini bir kenara bırakamayız. Bizim alimlerimiz, mütfekkirlerimiz adeta bir pınar gibi medeniyetimizden aldığı ilhamla o medeniyeti beslemiş, o medenileti daha da zenginleştirmiş, daha da billur hale getirmiştir. Bizim medeniyetimiz kılıçla değil kalemle savaşla değil, ilimle irfanla imaretle yükseltmiş ve yüceltmiştir. Hatta bizim medeniyetimizde, kalem kılıcın önünde yer alır."
Erdoğan, Osmanlı'nın Balkanlar'da zulümle, baskıyla, otoriteyle değil Mostar Köprüsü, Vardar Köprüsü, han hamamları, kütüphaneleri, binlerce sebiliyle hatırlandığına, Ortadoğu'da da sömürüyle değil Kudüs ile tesis ettiği barış ortamı, Hicaz Demir Yolu, Kerbela'ya inşa ettiği su kanallarıyla anıldığına dikkati çekti.
Afrika'da da bu kıtanın zenginliklerini dışarı kaçıran değil, oralarda da sebiller, hanlar inşa eden bir Osmanlı bulunduğunu anlatan Erdoğan, "Onun içindir ki şurada bakıyorsunuz cuma hutbelerinde Sultan Abdülhamit adına hutbeler veriliyor. Bunun bir anlamı var. Demekki atılan temeller hala yerini koruyor" ifadesini kullandı.
Van'ın da yüzyıllar boyunca ilmin yuvası olduğunu ve kendinden söz ettirdiğini aktaran Erdoğan, "Van, ışığın doğudan yükseldiği, ışık kaynağı olmuştur" dedi.
Uzun bir aradan sonra Van'ın tekrar bir ilim, ışık kaynağı olduğunu, son dönemde eğitim öğretimin yanında üniversitelere yaptıkları yatırımlardan Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin de istifade ettiğini ve ciddi gelişme kaydettiğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üniversitelerimize ilişkin birkaç hususa değinmek istiyorum. En büyük eksiğimizin de bu olduğunu zannediyorum, buna inanıyorum Tayyip Erdoğan olarak. 'Nedir bu' derseniz, biz, geçmişimiz itibarıyla özellikle eğitim, öğretimde bir şeyi ecdadımız çok iyi işlemiş, o da ilim ile hikmeti bir arada götürmüş. Çünkü hikmetsiz ilmin hiçbir anlamı yoktur. Şimdi bizim en büyük eksiğimiz bu. Şu anda bilgiyi alıyoruz ama bu bilgide hikmet maalesef yok. Bunu yakalamamız lazım, hocalarımızın vermesi gereken bize hikmetle zenginleştirilmiş ilim. Hani diyor ya şair, 'ilim ilim bilmektir, ilim kendini bilmektir, sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır.' Alim olursunuz ama arif olamazsınız. Hem diyoruz alim olalım hem de arif olalım. Bu ikisi bir arada olduğu zaman bu ülkenin geleceği farklı olacaktır."
Tarihi tecrübenin, üniversite ile otorite arasındaki ilişkinin çok farklı, hassas olmak zorunda olduğunu ifade eden Erdoğan, "Esasen üniversite, bilimle iştigal eden kurum olarak otorite ile sorunlu değildir, olmamıştır ama kapalı rejimlerde otorite üniversiteyi bir formatlama aracı olarak kullanmak istemiş, müdahale etmiş tabiatını bozmuştur" değerlendirmesinde bulundu.
- Ankara
Son Dakika › Politika › Başbakan Erdoğan, Van'da - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?